ÇÖZÜM YOK MU?
Malum Batman Bölge Devlet Hastanesinin yetersizliği sebebiyle sorunlar bir türlü bitmek bilmiyor. Her gün başka bir sorun ve sıkıntı bilgisi alıyoruz, ancak beni son zamanlarda acil bölümündeki kuyruk düşündürüyor. Son zamanlarda gazetelerde sıkça gündeme geldi, acilde muayene olmak isteyen vatandaşların kuyruk oluşturması sebebiyle elimize her gün yeni bir fotoğraf geliyor. Burada hastane yetkililerine şunu sormak istiyoruz, bu sorunlar gideriliyor mu, sorunun için ne çözümler yapılıyor, yapılıyorsa bu sorun neden her gün gündeme geliyor, yoksa her şeyi akışına mı bıraktı diyorsunuz?
SAPINA KADAR HAKLI
Evet, biz yanlış yazmadık ve sizde yanlış okumadınız.
İlimizde bir camide bir imamın haykırışıydı bu.
Tabii ki imam efendi durup dururken bunu niye desin?
Önceki gün ikindi namazını kılmak için vatandaşlar camiye geldi. Birisi ön safa gelip bazı vatandaşları sıkıştırdı.
Bundan ötürü vatandaşlar arasında önce ufak tefek başlayan ağız dalaşı daha sonra yumruklu kavgaya dönüştü.
Biraz önce oruçlu kişinin haklı olsa bile tartışmaması, insanları kırmaması, dedikodu-gıybet gibi her türlü kötülükten kendini muhafaza etmesi ile ilgili ayet ve hadis okuyan imam, vaazdan sonra insanların kavga etmesini görünce dayanamadı ve “kavga edenler boşuna camiye gelmeyin, Allah için camiye gelmeyin” diye bağırdı.
İmam haklı mı, haksız mı?
Bana sorarsanız haklı ve hem de sapına kadar haklı!
HASTALIK NÜKSETTİREN HASTANE
Konu yine Batman Bölge Devlet Hastanesi.
Bu kez sistem sorunu vardı.
İnsanlar saatlerce bekledi ama sistem yüzünden perişan oldu.
Yani gönül rahatlığı ile doktorda muayene olmaya giden vatandaş olmayan sistem yüzünden demoralize oldu, hastalığı nüksetti.
Bu ili idare edenler kendilerini vatandaşın yerine koysun, empati kursun. Sade vatandaş gibi saatlerce sıra beklesin, o kalabalık koridorlarda oruçlu ve hasta bir şekilde.
Bakalım sağlam oldukları halde hastalanmazlar mı, veya hasta iseler bozulan moralleri yüzünden hastalıkları nüksetmez mi?
Eder, hem de kötü bir şekilde nükseder…
YAZ-BOZ TAHTASI; EĞİTİM!
Öğretmeni okul müdürü, Milli Eğitim Şube Müdürü ve belki de İl Milli Eğitim Müdürü…
Artık onlar bile takip edemiyor kurumdaki değişikliği ve mevzuatları.
Afrika ülkelerinde bile eğitim sistemi oturmuşken 100 yıllık koca Türkiye’de daha bir eğitim sistemimiz bile yok.
Herkesin kafası karışık.
“Acaba bu yıl ne olacak?”
Bence ‘liseden sonra öğrenciler tekrar ortaokul okuyabilir, veya soyisim sıralamasına göre liseliler okullara dağıtılabilir. Sabah 07.00’de okula gidenler akşam 19.00’a kadar gitsin, ertesi gün evde dinlensin. Veyahut Ortaokuldan itibaren kademeli üniversite sınavları başlasın… Yok yok bunlar olmadı. Neyse en matrak fikirleri bulup yine yazarız…’
İşte eğitim sistemimizin durumu böyle.
Bu sistem değişikliği saçmalığının ana sebepleri;
Hangi eğitim sistemini kurarsanız kurun, sisteminizi ayakta tutacak güç öğretmenlerinizin kalitesi kadardır.
Ana sorunumuz öğretmenlerimizin kalitesidir. temeli güçlü tutmadığınız sürece kuracağınız her sistem çökmeye mahkumdur.
Ama yine de ana sebep olarak gördüğüm ;devlet politikası değil de daha çok başa geçen bakanın politikası uygulanıyor. sonrakiler devede kulak.