Ülke genelinde doğa, çevre ve ekolojiyi savunan yaklaşık yüz sivil toplum örgütünün üst çatısı olan ve Batman Çevre Gönüllüleri Derneği’nin de bileşeni olduğu Doğaya Güç Kat Ağı, son günlerde gündemde olan hayvan hakları yasa tasarısı hakkında uyarılarda bulundu.
“SORUMLULAR MÜLKİ İDARELER VE YEREL YÖNETİMLERDİR!..”
Batman Çevre Gönüllüleri Derneği’nin bileşeni olduğu ve ülke genelinde yaklaşık yüz sivil toplum örgütü tarafından iki yıl önce kurulan Doğaya Güç Kat Ağı, haftaya TBMM’ne sunulacağı açıklanan yasa tasarısında, sokak hayvanlarının öldürülmesinin önünün açılacağına dikkat çekerek, tüm bileşenleriyle eş zamanlı olarak yazılı basın açıklaması yaptı. Tasarının gerekçesi olarak, “toplum sağlığı sorunu, besleme maliyetinin yüksek oluşu, ilgili bakanlıklar ve belediyeler arasındaki koordinasyon sorunu, barınak yetersizliği, kısırlaştırma ile sokak köpeklerinin popülasyonunun azaltılmasının yıllar alacağı, kısırlaştırılsalar bile saldırganlık sorunun çözülemeyeceği” gibi nedenler olduğu belirtilirken,
Doğaya Güç Kat Ağı basın açıklamasında köpeklerin uyutulması konusunda şu görüşlere yer verildi: “Yasa teklifine göre belediyelerin barınaklarındaki köpeklerin fotoğrafları çekilerek, internet sitelerinde sahiplendirme ilanı yayınlanacak, 30 günde sahiplenilmeyen köpekler iğne ile ilaç verilerek uyutulacak. Uyutulan köpeklerden boşalan barınaklara sokaklardan toplanacak yeni hayvanlar yerleştirilecek ve aynı süreçler işletilecek. Gerekçeden anlaşılan, ta ki sokaklarda köpekler tükeninceye kadar bu süreç, devam edecek. ‘Öldürmek’ sözcüğü rahatsız edici olduğu için çözüm de bulunmuş ‘uyutmak’. Peki, tüm sorunların sorumlusu sokak hayvanları mı? Elbette ki çoğalmalarında hiçbir günahı ve sorumluluğu olmayan hayvanlar değil! Sorumlular; yıllardır hayvanları kısırlaştırmayarak, onları sokaklara, şehir dışına, ormanlara, bırakarak çoğalmalarına sebep olan belediyelerdir, Sorumlular; kataloglardan, internetten, merdiven altından yasal ve yasa dışı üretimine, satışına ve ticaretine izin verip, heveslerini alıp bıktıktan sonra hayvanları sokağa terk edenlere karşı gerekli idari ve hukuki tedbirleri almayan kamu kurumlarıdır. Sorumlular; sorunun çözümü için aralarında koordinasyon ve işbirliğini sağlamayıp görev ve sorumluluklarını yerine getirmeyen mülki idareler ve yerel yönetimlerdir.”
“ÇÖZÜM; YAŞAMAK İÇİN YAŞATMAKTIR”
Batman Çevre Gönüllüleri Derneği’nin bileşeni olduğu Ağ’ın yazılı açıklamasında, çözümün yaşamak için yaşatmak olduğuna işaret edilerek TBMM ile kamuoyuna şu çağrı yapıldı: “Yetkililere sesleniyoruz! Bu tasarı yasalaşırsa çok kısa bir sürede ülkemiz tarihinde görülmemiş bir hayvan katliamı yaşanacaktır. Adına ister itlaf deyin, ister uyutma veya ötanazi, sonuçta yapılmak istenen binlerce hayvanın katledilmesidir. Çözüm olarak hayvanları yok etmeyi hedefleyen düşünce doğru değil, ahlaki değil, vicdani hiç değil. Çözüm herkes tarafından biliniyor. Çözüm; kısırlaştırarak hayvanların üreme potansiyelini düşürmek, yeterli ve uygun barınaklar yaparak kontrol altına yaşatmaktır. Çözüm; satış amaçlı izinsiz ve kontrolsüz hayvan üretim ve satışını yasalarla sınırlamak, kontrol altına almaktır. Çözüm; geçici hevesle hayvanı hayvan sahiplenmek, sonrasında sokağa bırakılmasını önlemektir. Çözüm kolaycılığa kaçmak değil, zoru başarmak, yaşamak için yaşatmaktır. Bunun için yasalarda değişikliğe gitmek veya yeni yasalar çıkarmaya gerek yok. Kısacası; İlgili kurum ve kuruluşlar üzerlerine düşen görev ve sorumluluklar çerçevesinde ekolojik bir yaşam için gerekli tedbirleri yerine getirmeleri en doğru yol ve yöntem olacaktır.”
Bu arada Batman Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Hasan Argunağa, “İlgili bakanlık önce Türkiye genelinde il, ilçe, mahalle ve köy bazında bir envanter çıkarsın. Ülke genelinde toplam kaç köpek var, kaçı sahipli? Bakanlık tahmini 4 milyon rakamı vermişti. Bu kadar yoktur. Hayali rakamlar veriliyor. Bu konuda bir çalışma yapılmamış. Elde kesin bir veri yok. Veri tabanı oluşmadan tedbirler alınamaz. Kaldı ki köylerdekiler genel olarak sorun teşkil etmiyor. Sokakların güvenli hale getirilmesini bizler de istiyoruz. Ancak öldürme anlamına gelen uyutma gibi yol ve yöntemler kabul edilemez” dedi.