Toprağın tarih boyunca insan yaşamının temel kaynağı olduğunu vurgulayan Doğan, “Tarım arazileri sadece bugünü değil, geleceğimizi de doğrudan ilgilendiriyor. Toprak kutsaldır, çünkü yaşamın kaynağıdır” dedi.
Tarım alanlarının sanayi, imar, altyapı gibi yatırımlarla giderek daraldığını belirten Doğan, “Dünya nüfusunun beslenmesi açısından mevcut tarım alanları zaten yetersiz. Buna rağmen bu alanlar çeşitli gerekçelerle amaç dışı kullanıma açılıyor. Oysa bir tarım arazisi bir kez kaybedildiğinde, geri dönüşü yüzlerce yılı bulabiliyor” diye konuştu.
YASALAR VAR, AMA UYGULAMADA EKSİKLİKLER SÜRÜYOR
Tarım arazilerini korumak amacıyla çıkarılan 5403 ve 6537 sayılı yasaların yeterince uygulanamadığını ifade eden Doğan, “Toprak Koruma Kurulları ne yazık ki özellikle kamu yararı kararlarında yetersiz kalabiliyor. Bu da yatırım adı altında birçok tarım alanının geri dönüşü olmayacak şekilde elden çıkmasına neden oluyor” dedi.
Arazi toplulaştırma uygulamalarının da zaman zaman olumsuz sonuçlar doğurduğuna dikkat çeken Doğan, “Toplulaştırma ile tarım arazileri daha küçük parsellere ayrıldı, satışlar kolaylaştı, parçalanma arttı. Bu durum üretimi zorlaştırdığı gibi, tarım dışı amaçlarla kullanımın da önünü açtı” değerlendirmesinde bulundu.
“BİRİNCİ SINIF ARAZİLERE FISTIK DEĞİL, BUĞDAY GEREK”
Batman ve çevre illerde son yıllarda yaygınlaşan fıstık ekimi konusunda da uyarılarda bulunan Başkan Doğan, “Yüksek kar getirisi nedeniyle birinci ve ikinci sınıf arazilere bile fıstık dikiliyor. Oysa bu tür dikili tarım faaliyetleri, en iyi ihtimalle üçüncü sınıf arazilerde yapılmalı. Bu araziler, stratejik ürünlerin üretimi için ayrılmalı” dedi.
Tarım arazilerinin erozyon, aşırı gübreleme ve bilinçsiz ilaçlamadan da zarar gördüğünü vurgulayan Doğan, “Toprağın sağlığını korumak da en az fiziksel alanını korumak kadar önemlidir” şeklinde konuştu.
“TOPRAKTA RANT DEĞİL, GIDA GÜVENCESİ ARAMALIYIZ”
Doğan, tarım arazilerinin sadece sanayi ya da konut projeleriyle değil, tarımsal amaçlı sabit tesislerle de geri dönüşsüz zarar görebileceğini belirtti. “Düz alanlara alt yapı maliyeti düşük diye sabit tesisler yapılıyor. Bu, uzun vadede geri dönülmez bir kayıptır. Tarım arazileri, ekonomik kaygılarla değil, toplumsal fayda ve gıda güvenliği açısından değerlendirilmelidir” dedi.
KATI VE KESİN YASAL DÜZENLEMELER ŞART
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ebubekir Doğan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Çayır ve Mera Kanunu’nda olduğu gibi, hiçbir gerekçeye dayanmadan, hiçbir istisnaya yer vermeden tarım arazilerini kesin şekilde koruyacak yeni yasal düzenlemelere acilen ihtiyaç var. Aksi takdirde bugünkü ihmaller, gelecekte çok daha büyük krizlere yol açacaktır. Toprağı korumak, sadece bugünün değil, çocuklarımızın geleceğini de korumaktır.”