Bu hafta, tüm yurtta çeşitli etkinliklerle muhasebe haftası kutlandı. Muhasebe mesleğinin her kademesinde emek veren tüm çalışanların, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavir meslektaşlarımın muhasebe haftasını kutlarım. Muhasebe; ekonomik nitelikli işlemleri para ile ifade edilmiş şekilde kaydeden, sınıflandıran, raporlayan ve analiz eden bilgi sistemidir. Görüldüğü üzere muhasebenin ana unsurları ; kaydetme, sınıflandırma, raporlama ve analiz etmedir. Muhasebe bir anlamda ekonomik hayatın özüdür. Muhasebe en basit anlatımla, neyin , nereden geldiğinin, nasıl ve nereye kaydedildiğinin, nereye ve nasıl harcandığının ortaya konmasıdır, hesap verilebilirliktir. Doğru bir muhasebe sonucunda elde edilen mali tablolar toplumun her kesimi için gerekli olan bilgileri ortaya koyar.Bu veriler devlet başta olmak üzere, yatırımcılar , bankalar , uluslararası mali kuruluşlar için kılavuzluk eder, yol gösterir. Muhasebe mesleğinin en temel görevi de , mükellefler adına verilen beyannamelerle vergi gelirlerinin beyan edilmesidir. Bu özellik muhasebe mesleğine daha da fazla bir sorumluk ve önem kazandırmaktadır.
Bu doğrultuda verginin önemi ve kayıtdışı mücadele ile ilgili de birkaç hususa değinmek isterim.
Modern ülkelerin kalkınmasında ‘vergi’ çok önemli bir yer teşkil etmektedir.Etkin bir vergilendirme sistemi kamu harcamalarının karşılanmasının yanı sıra sosyal adaletin sağlanması açısından da büyük önem taşımaktadır.Vatandaşlara sunulacak kamu hizmetinin nitelikli ve çağın gereklerine uygun olabilmesi için etkin bir vergilendirme vazgeçilmezdir. En yalın haliyle çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınması prensibi , beraberinde kayıtdışı ile mücadeleyi gündeme getirmektedir. Tüm kazanç unsurlarının kayıt altına alınması vergi gelirlerini arttırırken öte taraftan sosyal adaleti ve aynı zamanda piyasadaki haksız rekabeti de sonlandırmaktadır. Çünkü gelirlerini gizleyenler veya kayıtdışı bırakanlar, kayıtlı çalışan mükelleflere karşı bir avantaj elde etmekte bu da ticari hayatta haksız rekabete yol açmaktadır. Yani kayıtdışı ile mücadele, kayıtlı çalışan vatandaşlık görevini yerine getirerek vergisini tam ve zamanında ödeyen mükellefler lehine avantaj sağlamaktadır. Hazine ve Maliye Bakanlığı da yerelde hasılat denetimleri ve yaygın yoğun denetimlerle, merkezde ise gelirini gizleyen sektörlerle ilgili teknolojik enstrümanları kullanarak yaptığı araştırmalarla kayıtdışı ile mücadelede önemli bir aşamaya gelmiştir.
Son yıllarda dijitalleşmenin yaygınlaşması ile (kredi kartı , mail order, sanal pos) ticari hayattaki alım satım verilerine ulaşmak çok kolay hale gelmiştir.Tapu idaresi,bankalar, belediyeler ve diğer kamu kurumları arasında veri paylaşımının yaygınlaşması bu denetimleri oldukça hızlı ve sonuç alıcı bir noktaya taşımıştır. Örneğin gayrimenkul sermaye iradları(kira gelirleri) ile ilgili banka hesap bilgileri , elde edilen kira gelirinin tespitini kolaylaştırmıştır. Bu kapsamda vergi incelemeleri sektörler bazında devam etmektedir.
Bakanlık kimi zaman ,gelirini gizleyenleri, kayıt dışı bırakanları , 2016 yılında 213 Sayılı Vergi Usul Kanuna eklenen ‘izaha davet’ müessesesi kapsamında beyana çağırmaktadır. Mükelleflere; kendileri hakkında yapılan ön inceleme sonucu ulaşılan , kayıtdışı bırakılan tutarlar açıklanmakta, bu tespitlere uygun beyanname vermeleri istenilmektedir.
Mükellefler kendilerine yapılan bu davete gerekli ilgiyi ve alakayı göstermediklerinde veya kendilerinden istenilen beyanları yapmadıklarında vergi incelemesine sevk edilmektedirler. Tüm bu çalışmalar ülkemizde kayıtdışı ile mücadelede önemli bir mesafe katedileceği anlamına gelmektedir.