Gazze meselesi gündem yapıldığında yahut yürüyüşler düzenlendiğinde kimi kesimler İslam dinine olan kin ve garazlarından dolayı rahatsız olurlar. Bu kesime cevabımız; “De ki kininizle geberin! (Al-i İmran 119) ayeti dir.
Diğer bir kesim ise “aman canım Gazze’yi paylaşıyorsunuz da ne oluyor? orada ki zulüm bitiyor mu?” Yürüyüş yaptınız da ne değişti?” diye kendilerince Gazze’yi paylaşmanın anlamsız, Gazze için sokağa çıkmanın faydasız olduğunu söyleyip dururlar. Bu makalem de bu kesime cevap mahiyetinde birkaç kelam edeceğim.
Elbette Gazze için kalıcı bir çözüm ancak askeri bir müdahale ile mümkün. Rahmetli Erbakan’ın dediği gibi “İsrail güçten anlar” bu sorumluluk bu vebal ellerinde güç olup bu gücü kullanmayanlarındır elbet... Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78.) buyurmuştur. İslâm âlimleri, genel anlamda olmak üzere, kötülükleri el ile değiştirmenin yöneticilerin, dil ile değiştirmenin âlimlerin; kalp ile değiştirmenin de bunlara güç yetiremeyen zayıfların, avamın görevi olduğunu söylerler. Böylece her seviyedeki Müslümana düşen bir vazifenin bulunduğu ortaya çıkmış olur. Bununla beraber, her seviyedeki insan, bunların hangisine güç yetirirse onu yerine getirir de denilmiştir. Hadisten de anlaşıldığı üzere yanlışa duyarsız kalınmaz.
Gazze’yi paylaşmanın, Gazze için sokağa çıkmanın nasıl bir faydası olabilir?
Vietnam savaşı boyunca bir adam, Beyaz sarayın önünde her gece tek bir mum yakarak protesto yapıyordu. Bir gece bir gazeteci “Bayım bu küçük protestonuzun bir şeyi değiştirebileceğine gerçekten inanıyor musunuz?” diye sordu.
Adam şöyle cevap verdi:
“Buraya değiştirmek için gelmiyorum. Buraya geliyorum ki, onlar beni değiştirmesinler. Bu vahşete seyirci kalarak, bir parçası olmamak için, gerçeği bilmeye ve anlatmaya çalışan bu acımasız dünyaya karşı direnmek için bunu her gün yapacağım.” (Alıntı Gazeteci Mehmet Akif Ersoy) Onlar bizi değiştirmesinler diye paylaşalım.
İsrail Elçisi Nadav Markman: “Türklerin sosyal medyada Hamas’ı desteklediğini görmekten büyük üzüntü duyuyorum.” Sırf bu zalimleri rahatsız etmek için de olsa paylaşmak için yeterli bir sebeptir.
Gazze’yi paylaşmak tarihe not düşmektir. Safını belli etmektir.
Gazze’yi paylaşmak “Filistin davası, Türk milletinin davası değildir; Filistinli Arapların davasıdır” diyen Ümit Özdağ’ın yanında olmadağımızın ilanıdır.
Gazze için ses çıkarmak, Kürtlere hitaben “Size ne Kudüs’ten” diyen Şivan Perver’e, “Kudüs, Müslüman Kürtlerin davasıdır” demektir.
Yıllarca bizi “Amerika ve Avrupa ülkeleri insan hakları ve demokrasinin merkezidir” yalanına inandırdılar. Eğer Gazze’deki zulüm paylaşılmasaydı onların gerçek yüzü ortaya çıkar mıydı?
Eğer Gazze’deki vahşet paylaşılmasaydı, milyon dolarlar sarf ederek gerek çektikleri filmlerle gerek yaydıkları yalan haberlerle Müslümanları terörist, kendilerini masum insan haklarına saygılı gösterenlerin gerçek yüzü ortaya çıkar mıydı?
Kur’an-ı Kerim Yahudilere zalim der. (Maide 51) sizin en azılı düşmanınızdır. (Maide 82) diye bahseder bu azgın kavme öfkemizi diri tutmak için de olsa paylaşmak, konuşmak elzemdir.
İsrail ve ABD’nin Gazze’de yaptığı katliamlar sosyal medyada yayıldığı için binlerce insan İslâm’ı araştırıp Müslüman oldu. İngiltere’de 40 yıl önce Müslüman olmuş biri şu açıklamayı yapıyor: “Ben Müslüman olalı 40 yıl oldu ama böyle bir akın görmedim. Cambridge’de (İngiltere’de bir vilayet) camiler yetişemez oldu. Her hafta sonu birçok insan İslam’a şerefleniyor... Bence bu bir mucize...” Demek ki mesele sadece Gazze’den ibaret değil. Gazze’de yapılan cihat ve dökülen şehitlerin kanı, dünyanın birçok yerinde ölmüş kalpleri diriltti.
“Kuran-ı Kerim’de cehennem ile ilgili ayetler bana çok ağır gelirdi. Ta ki Gazze’deki vahşeti görene kadar. Yapılan bu cürmü ancak cehennem temizler dedim.” Buna benzer birçok olumlu düşüncenin hasıl olması yapılan paylaşımlar sayesindedir.
Bu paylaşımlar sayesinde Dünyanın en iyi üniversitelerinde protesto gösterileri yapılmaya başlandı. Haliyle İslam konuşulmaya başlandı.
Sosyal medyada paylaşımlar yapılmasaydı boykot etkili olur muydu?
Sosyal medyada paylaşımlar yapılmasaydı insani yardım yapılır mıydı?
Eğer paylaşmak etki yaratmasaydı Instagram ve Facebook Gazze ile ilgili paylaşımlara müdahale eder miydi?
Daha buna benzer birçok faydadan bahsetmek mümkün.
Lütfen susmayın!
Gazze’yi gündemden düşürmeyin!
Gazze’yi konuşmak, İslâm’ı konuşmaktır. Gazze’yi gündem yapmak İslâm’ı gündem yapmaktır.