?>

KARDEŞİNİN BAŞINA GELENE SEVİNMEK

Ekrem Tok

3 yıl önce

Peygamberimiz bir hadisinde şöyle buyuruyor: “Kardeşinin başına gelen bir şeye sevinip gülme. Sonra Allah ona merhamet edip seni o şeyle imtihan eder.” Dinimize göre “Müminler ancak kardeştir.”  (49;10) Her Müslüman bizim din kardeşimizdir. Peygamberimiz bir sahabeyi üç göremezse onu sorardı. Dolayısıyla Müslüman kişi din kardeşine her konuda yardımcı olmaya çalışmalı, bir sıkıntısı varsa onu gidermek için elinden geleni yapmalıdır. Sahabe bu konuda hassastır. Kendisinin bir şeye ihtiyacı da olsa önce Müslüman kardeşini düşünmüştür. (59;9) Peygamberimiz başka bir hadisinde şöyle buyuruyor: “Kim bir Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da kıyamet günü onun sıkıntısını giderir.” Yani Müslümanın görevi din kardeşinin derdiyle dertlenmektir. Müslüman kardeşimizin başına bir felaket veya musibet geldiğinde onu sevinçle karşılamamız doğru değildir. Allah bize şöyle sesleniyor: “Kötü sözlerin, hayasızlığın müminler arasında yayılmasından sevinç duyanlar için dünyada da ahirette de acıklı bir azap vardır.” (24;19) Aslında burada asıl felaket; Müslüman kardeşimizin başına gelene sevinmemizdir.  Günümüzde Müslümanların en büyük eksiklerinden biri “din kardeşliği”nin hakkını vermemeleri ve bireysel yaşamalarıdır. Bireysel yaşadıkları için de Müslüman kardeşlerine karşı olan sorumluluğu yerine getirememektedirler.  Bir kimse çalıştığı iş yerinde sıkıntı çekebiliyor. İş arkadaşı ona yardım edeceğine bu duruma seviniyor. Belki o sevinen kişi de işe ilk girdiğinde aynı sıkıntıları yaşamıştır; fakat kendisi sıkıntı çektiği için arkadaşının da aynı sıkıntıyı çekmesini istiyor.  Maddi durumu çok iyi olan biri birden bütün mal varlığını kaybedebiliyor. En yakınları ona maddi destekte bulunup onu teselli edeceklerine bu duruma seviniyorlar, bu durumu her yerde hikâye niyetine anlatıyorlar. Borcu olan birine tanıdıklar yardım edeceklerine “Sen bunları hak ettin.” dercesine ona tepeden bakıyorlar.  Çocuğuyla, ailesiyle imtihan olan bir kişinin akrabaları ona sabır dileyeceklerine “laf atma, dalga geçme” yarışına giriyorlar. Müslüman kardeşimizin başına bir bela veya musibet geldiğinde bu duruma sevinip gülmeli miyiz? Müslüman kardeşimize destek olacağımıza onu daha fazla küçük görmeye mi çalışmalıyız? Müslüman kardeşimiz maddi veya manevi bir musibetle karşılaştığında ona kendi gücümüz oranında yardım etmeli, kusurlarını örtmeye çalışmalı, onu teselli edip ona sabır dilemeliyiz. Çünkü Allah o kimseyi imtihan ettiği gibi yarın bizi de aynı konuda imtihan edebilir. Ailemiz, çocuğumuz, makamımız, malımız, paramız bizim için imtihan nedeni olabilir. Müslüman kardeşimizin yaşadığı derdin, sıkıntının aynısını biz de yaşayabiliriz. Eskiler “Gülme komşuna gelir başına.” ve “Ne oldum dememeli ne olacağım demeli.” derler. Bugün arkadaşımızın, dostumuzun yaşadığını yarın biz de yaşayabiliriz. Bugün akrabamızın, komşumuzun başına gelenler yarın bizim de başımıza gelebilir. Onların zor durumlarına gülüp sevinmek yerine “Müminler hayırlarda yarışırlar.” (23;61) kuralını prensip edinmeliyiz. Onlara maddi veya manevi yönden elimizden gelen yardımı yapmalı ve destek olmalıyız.

YAZARIN DİĞER YAZILARI