“İnsan natık(konuşan) bir varlıktır. Natıkın nutku mantıklı olmalıdır.” Natık, nutuk ve mantık, etimolojik olarak kök anlamları aynıdır. Eğer, natıkın nutku mantıklı değilse, bir paradox(çelişki) var demektir. Konuşan bir varlık olarak insan, hayatının her aşamasında bu mantık esasları çerçevesinde hayatını inşa etmek durumundadır. Makul olan budur. Yani akla uygun, rasyonel olan böyle bir tutum ve tavır içinde olmak, alemin özü, özeti demek olan insan için bir gerekliliktir. İnsana yakışan da Paradoksal bir hayatı yaşamak değil; makul, fıtrata uygun bir yaşamı tercih etmektir.
“Dünyada kişi sayısı kadar kişilik vardır. İnsanların kişilikleri parmak izleri gibi kendilerine özgüdür.” Bu kişilikler eğitilerek, toplumda rol model insanlar olarak, toplumun olumlu yönde yönlendirilmesinde bir katma değer görevini ifa ederler.
Olayları ve olguları değerlendirirken bu perspektifle yaklaşmak, rasyonel yaklaşımın gereğidir. Bir şey bir yerde doğruysa, her yerde doğrudur. Mesela, Çemberin çevresinin çapa oranı, Pi sayısı dediğimiz, 3.14… tür. Dünyanın her yerinde herhangi bir çemberin çevresinin çapa oranı, Dünyanın çevresinin Ekvatora oranı pi sayısıdır. Bu değişmez. Bana göre, sana göre, ona göre farklılık göstermez.
Bir anekdot anlatılır:
Adamın biri ABD’nin New York şehrinde Central Park’ta yürüyüş yaparken, aniden kuduz bir köpeğin küçük bir kıza saldırdığını görür. Koşar ve köpekle boğuşmaya başlar. Hayli bir uğraştan sonra üzeri yara bere içinde kaldığı halde köpeği öldürür. Ama küçük kızın da hayatını kurtarmıştır.
Son anda bu sahneyi gören bir polis, nefes nefese olay yerine koşar ve adamın yanına gelir. Sarılıp teşekkür ettikten sonra,
-Sen bir kahramansın, yarın bütün gazeteler seni yazacaklar. Ve göreceksin Başlık da şöyle olacak;
-Cesur New Yorklu küçük kızın hayatını kurtardı.
Adam,
-Ben New Yorklu değilim! Der, Polis,
-Fark etmez, bu durumda gazeteler şunu yazacaklar;
-Cesur Amerikalı küçük kızın hayatını kurtardı, cevabını verir
Ama ben Amerikalı da değilim, der adam şaşırarak. Polis,
O halde nerelin? Diye sorunca adam cevap verir;
Ben Iraklıyım!
Polis adama başka bir şey söylemez. Adam ertesi gün gazeteleri aldığında şöyle bir başlıkla karşılaşır:
Radikal İslamcı, masum Amerikan köpeğini öldürdü!
İşte bu paradoxtur. Bir olay ya da bir olgu karşısında kişilerin, ırkına, cinsiyetine, diline, dinine ve memleketine göre farklı cevaplar vermek, farklı tutumlarda bulunmak; ne insanidir, ne İslamidir, ne bilimseldir ne de rasyoneldir. Dünyamızı yaşanmaz hale getiren bu ikirciklik yaklaşımlardır. Dünyamızı zehirleyen bu yaklaşımlardan kurtulmadıkça, insanlığın huzur bulması mümkün değildir.
Toksik maddeler, maddeyi zehirler. Toksik insanlar, insanları zehirler. Toksik düşünceler, düşünce dünyamızı zehirler. Zihinsel sağlığımızı zehirleyen toksik insanlarla bağlarımızı kesmek, “İnsan insanın kurdu değil, yurdudur” temel düşüncesini esas alan erdemli insanlarla birlikte olmak, hayatımızın inşasında ve imarında önemli bir yaklaşım tarzıdır.