?>

SEN DE HER ŞEYİ KAFAYA TAKANLARDAN MISIN?

Muhammed Arslan/ Düşünceler

4 gün önce

HER ŞEYİ KAFAYA TAKANLAR İÇİN YOL HARİTASI

İnsanları günlük hayatta psikolojik manada yoran, enerjisini tüketen, modunu düşüren ya da üzen şeylerin başında bizzat olayların kendisi değil; bireyin bu olay ya da durumlara yüklemiş derin ve mantıkdışı anlamdır. Kişi bu yaşamış olduğu olumsuz duyguları ve düşünceleri iç dünyasına atar, orada bir güzel harmanlar, çeşitli şekillerde yorumlar ve içinden çıkılamaz kadar büyük problemler içerisinde olduğunu düşünmeye başlar. Bu derin, tekrarlayıcı ve takıntılı düşünceler zaman zaman o kadar yoğunlaşır ki kişiyi gündelik hayattan koparır, kişi sürekli düşünceli, kaygılı ve stresli bir imajla sosyal yaşamda var olmaya çalışır.
Olaylara ve durumlara aşırı anlam yükleyen ve bunlardan derin anlamlar çıkartan birey; soysal ilişkilerinde sınırlılıklar yaşayacak, kendisini aile bireyleriyle iletişim problemleri içerisinde bulacak hatta bunları düşünmekten uykuya dalmakta güçlük çekecektir. Aşırı düşünme ve takıntılar insan zihni için sağlıklı değildir. Adeta bireyin zihin dünyasında karabulutlar dolaşır, bu karabulutlar içerisinde kişi yönünü kaybeder ve çırpındıkça daha da kötü durumda kendisini bulabilir.
Aşırı düşünme bağımlılığı ya da her şeyi kafaya takma problemi; senin hem psikolojik sağlığını hem de ruh sağlığını önemli ölçüde etkileyen bir durumdur. Geçmeyen baş ağrıları, sürekli olayları ve durumları düşünmekten zihnin rahatlayamaması, uyku problemleri ve anksiyete bu süreçte seni ciddi anlamda psikolojik sağlığını yaralayacaktır.
Sosyal çevrende her şey güllük-gülistanlıkken, diğer insanlar adeta cenneti yaşıyorken sen takıntılı ruh halinden kurtulamadığın ve anı yaşayamadığın için sürekli karamsar, sürekli mutsuzsundur. Deyim yerindeyse zihnin düşüncelerle ve duygularla sana bu hayatta cehennemi yaşatıyor. Adeta karanlık bir girdapta gibisin ve gün geçtikçe bu olumsuz duygu ve düşüncelere daha çok boğuluyorsun.
Peki, her şeyi kafaya takmamak için, bahsedilen bu olay ya da durumların seni böylesine derinden etkilememsi için işte sana işlevsel bir reçete:
Sana iyi gelen insanlarla daha çok zaman geçirebilirsin: Günümüzde sosyal ya da duygusal ilişkilerde artık kişinin sadece iyi olması yetmiyor maalesef. O kişinin aynı zaman da sana iyi gelmesi ve sana kendini iyi hissettirmesi de büyük önem arz etmektedir. Enerjini sömüren, seni sadece zor zamanlarda yara bandı gibi gören, yaptığın fedakârlıkları sana görevinmiş gibi hissettiren, hayır dediğinde seni suçlayıp değiştiğini söyleyen, kısacasını seni değersizleştirip manipüle eden ne kadar kişi varsa onlarla yol ayrımına girmen senin psikolojik manada olağanüstü rahatlamanı sağlayacaktır. Kaybetme korkusuyla hayır diyemediğin kişiyi yıllarca idare etmene rağmen yorulan yine sen oldun ve şu an hayır dediğin için senden uzaklaşan kişiler için de kendini asla kötü hissetmen için bir neden olmayacaktır. Çünkü kaybettiğini sandığın belki de kurtulduğundur. Zaman zaman çevrendeki insanlar seni eskisi gibi kullanamadıkları ve yönlendiremedikleri için değiştiğini söyleyeceklerdir. Bu sözlere göğüs gerebilmeli, derin anlamlar yüklenmemelidir. Sürekli alttan alan sen oldukça, bu duygunun gerilimini içinde yaşayacak ve başkalarını keyfini çatarken sen gerilim ile boğuşacaksın. Sürekli kendini suçlaman ve her fırsatta kendini cezalandırman kendi benliğini yok saymana ve çevrendekiler tarafından değersizleştirilmene yol açacaktır. Unutma sen kendine değer vermezsen, çevren seni her zaman daha değersiz görecektir.

 

Hiçbir şey senin facialaştırdığın kadar kötü olmayabilir: En kötüsü benim başıma geldi, neden hep benim başıma gelir ki anlayışı senin diplere çekebilir ve işleri içinden çıkılamaz kadar berbat olduğunu sana düşündürebilir. Bu tip durumlar yaşıyorsan zihnin en kötüsünü düşünecek, olayları ve durumları gerçeklik zemininden uzaklaştırıp facialaştırma eğiliminde olacaktır. Bu durum senin için en kötü senaryo olmayabilir. Geçmişte pek çok problem yaşadın ve hepsinin üstesinden ya da kendi potansiyelinde ya da dışarıdan destek alarak üstesinden geldin ve yine unutma yine geleceksin.

 

Aşırı düşünme bağımlılığı: Bazen olayların tam merkezinde, yangının tam ortasında hissedersin kendini ve oradan ayrılmak istemezsin. Hep kötü sonucu hayal eder ve bunun gerçekleşmesini dilersin. Çünkü ne savaşmaya ne de baş etmeye gücün kalmadığını düşünürsün. Bu düşünce kalıpları yine zihnin o an ki durumda en kötüyü çağırmasından kaynaklıdır. Çünkü sen zihnine ne öğretirsen, zihin o düşünce formlarına göre hareket edecektir. Olayın merkezinden uzaklaştığında, aşırı düşünme eğiliminden çıktığında, kendine dışarıdan bir göz ile bakmayı başarabildiğinde içinde bulunduğun durumun senin için en kötüsü olmadığını fark edebileceksin. Ayrıca; seni yönlendiren, manipüle eden, düşünce dünyasının derinlerinde nefes almanı dahi engelleyen takıntılarından da bu şekilde kurtulabileceksin. Daha yetkin ve donanımlı olduğun konulara, iş ve işlemlere geçiş yapabilir ve bu şekilde odaklandığın olumsuz durumun ağırlığından kurtulabilirsin.

 

Başarılı olduğun ve kendini iyi hissettiğin alanlara yönelmek: Bir alanda başarılı olmaman ya da sonucun istediğin gibi şekillenmemesi seni genel manada başarısız kılmaya yetmez. Bununla birlikte bazı inanların senin hakkındaki olumsuz yargıları ya da değerlendirmeleri seni kötü insan yapmaz. Hayatta her şeyi kontrol edemezsin ya da çevrendeki herkesi mutlu ve memnun edemezsin. Böylesine mantıkdışı inançları gerçekleştirmeye odaklanman, kendini psikolojik manada yormaya ve yıpratmaya itecektir. Sürekli kendini sorgulaman, kendine yaptığın en büyük kötülük olacaktır. İnsan anlaşıldığı yerde çiçek açar. Bu yüzden mutlu olduğun yerde ve sana iyi gelen iş ve işlemlerle uğraşman psikolojik sağlılığın için elzem bir durumdur.

 

Sorunun kaynağını tespit etmen, seni psikolojik olarak etkileyen şeyleri somutlaştırabilmen önemli olacaktır: Hayatında bazen kendinle alakalı radikal kararlar almak istersin. Artık eskisi gibi olmayacağım dersin ancak; buna nerden ve nasıl başlayacağını bilemeyebilirsin. Burada problemlerin kaynağının tespiti ve problemlerin bir anda değil de ufak ufak mücadele edilmesi önemli olacaktır. Yapı gereği tez canlı olabilirsin ancak problemlerin tamamıyla bir anda baş edemezsin. Bu bağlamda sana kendini iyi hissettirmeyen problemlerin tamamını gözden geçirmen, onlarla yüzleşmen ve her bir probleme ait detaylar üzerinde çözüm yolları üzerinde ilerlemen zihin dünyandaki yoğunluğu ve baskıyı azaltıp, gönül dünyanın da huzur bulmasına vesile olacaktır. Bunu tek başına başaramayacağını düşünüyorsa mutlaka bir uzmandan destek almalısın.
YAZARIN DİĞER YAZILARI