BATMAN BARO BAŞKANI HAMİT ÇAKAN:
ANAYASALAR KUTSAL METİNLER DEĞİLDİR
Batman Baro Başkanı Hamit Çakan ile yeni anayasa süreci, hukuk reformları ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan çağrısı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Çakan, toplumun ortak beklentilerini ve hukuk devleti ilkesinin gerekliliklerini göz önünde bulundurarak çarpıcı açıklamalarda bulundu.
HER NESİL TOPLUMSAL DÜZENİNİ KURMA HAKKINA SAHİPTİR
Çakan, yeni anayasa çalışmalarının “sivil” bir temelde yürütülmesi gerektiğini vurgularken, mevcut anayasanın darbe ürünü niteliğine dikkat çekti: “Anayasalar kutsal metinler değildir. Her nesil kendi toplumsal düzenini kurma hakkına sahiptir. İlk dört madde dahil olmak üzere, tüm maddeler tartışılabilmelidir. Özellikle laiklik kavramının tanımının yeniden yapılması ve toplumun inanç değerleriyle uyumlu bir çerçeve çizilmesi gerekmektedir.”
‘MEDİNE SÖZLEŞMESİ’ RUHUYLA HAZIRLANMALI
Toplumun tüm kesimlerini kapsayacak, hiçbir bireyin dışlanmadığı bir anayasa yapılmasının önemini belirten Çakan, yeni anayasanın bir “Medine Sözleşmesi” ruhuyla hazırlanmasının elzem olduğunu ifade etti. Hukuk ve insan hakları noktasında Türkiye’nin teorik altyapısının güçlü olduğunu, asıl sorunun uygulamalardaki eksikliklerden kaynaklandığını dile getiren Çakan, bu eksikliğin hesap verebilir ve denetlemeye açık bir sistemle giderilebileceğini belirtti.
BU ÇIKIŞ YANKI UYANDIRAN BİR HAMLE OLDU
Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan ile ilgili yaptığı çağrıya değinen Çakan, bu çıkışın hem siyasette hem toplumda yankı uyandıran bir hamle olduğunu söyledi: “Cumhuriyet tarihinde bu kadar güvenoyu alan bir Cumhurbaşkanı dahi ‘Öcalan TBMM’de konuşsun’ dese toplumdan itiraz gelecekken, bu çağrının Bahçeli tarafından yapılması, İyi Parti ve Zafer Partisi dışında ciddi bir muhalefetin oluşmasını engelledi.”
HUHUK VE DEMOKRASİ AÇISINDAN DA DÖNÜM NOKTASI OLACAKTIR
Çakan, Kürt sorununun çözümüne yönelik askeri yöntemlerden demokratik zeminlere yönelmenin önemli bir irade değişikliği olduğunu belirterek şunları ekledi: “Bu meseleye samimi bir siyasi irade ile yaklaşılırsa, toplumun en geniş kesiminin katkı sağlayacağı bir süreç yaşayabiliriz. Çözüm, yalnızca barışı değil, aynı zamanda hukuk ve demokrasinin tesisi açısından da bir dönüm noktası olacaktır.”
BU TARİHİ FIRSAT DEĞERLENDİRİLMELİDİR
Çakan, Abdullah Öcalan’ın çözüm sürecine katkı sağlayabileceğini ve mevcut sosyolojik dinamiklerin dikkate alınarak, bu tarihi fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini savundu: “Çatışmanın ve gözyaşının minimize edildiği bir ortamda barışın gerçek anlamda tesis edilmesi mümkün. Öcalan’ın da ilerleyen yaşı ve toplumdaki etkisi göz önünde bulundurulduğunda, bu fırsatı inandığı değerler doğrultusunda değerlendireceğini düşünüyorum.”