<div>"ÇOCUKLAR HAYATTA KALMALI, ÖZGÜRCE YAŞAMALI VE GELİŞMELİDİR"</div> <div>Basın açıklamaaını okuyan Av. Neşe Erpolat: "Özellikle savaş ve yoksulluğun hüküm sürdüğü coğrafyalarda, yaşam mücadelesi veren çocukları korumak ve koşullarını iyileştirmek için, 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu "Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeyi" imzalamış ve o tarihten bugüne 20 Kasım, "Dünya Çocuk Hakları Günü" olarak kutlanmaktadır. Bu sözleşme ile çocuk haklarını güvence altına almayı hedeflemiş ve taraf devletleri 54 maddeden oluşan sözleşme maddeleri gereğince kendi iç hukuklarında değişim yapmaya zorlamıştır. Toplam 193 ülke tarafından imzalanan sözleşme en fazla sayıda ülke tarafından imzalanan ve en kısa zamanda yürürlüğe giren uluslararası belge olma özelliğine sahiptir. Sözleşme en temelde çocukların yaşam hakkı, eksiksiz bir biçimde gelişme hakkı, eğitim hakkı, zararlı etkilerden ve şiddetin her türlüsünden korunma hakkı ile aile, kültür ve sosyal yaşama tam olarak katılma hakkını savunmaktadır. Sözleşmede yer alan hiçbir hak bir diğerinden daha değerli veya vazgeçilebilir değildir. Türkiye, çocuk haklarına öncelik vereceğini taahhüt ederek sözleşmeyi 1990’da imzalamış, 1994’te onaylamış ve 1995 yılında Resmi Gazete’de yayımlayarak ilan etmiştir. Türkiye 1995 yılında Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 17., 29. ve 30. maddelerine çekince koymuştur. Türkiye’de çocuk haklarına yönelik olarak ortaya çıkan karanlık tablo, çocuk haklarının ülkemizde sadece kâğıt üzerinde kaldığını göstermekte, Eğitim ve yaşam hakkı başta olmak üzere, Türkiye’de çocukların en temel haklarının tehdit altında olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir. Çocuk Hakları Sözleşmesi temelinde demokratik, eşit ve özgürlükçü politikalar üretilmeli ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne konulan çekinceli maddeler kaldırılmalıdır. Tüm çocukların parasız, nitelikli, laik, bilimsel, kendi anadilinde kamusal eğitim alması için gereken adımlar atılmalıdır. Çocuklar dahil hiç kimse renklerine, cinsiyetlerine, tabiiyetleri ve inançlarına göre farklı muameleye tabi tutulamaz. İşkence ve kötü muameleye maruz kalamaz. Yaşam hakları ellerinden alınamaz. Çocuklar hayatta kalmalı, özgürce yaşamalı ve gelişmelidir. Bunu sağlamak ise bizlerin ve tüm devletlerin görevidir" dedi.</div>