USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

REZİL VE IRKÇI TV PROGRAMLARINA TEPKİLER SÜRÜYOR

REZİL VE IRKÇI TV PROGRAMLARINA TEPKİLER SÜRÜYOR

Bir yandan ırkçılık bir yandan da Aile düzenine aykırı programlar yapan ve bu nedenle toplumu ciddi bir şekilde rencide eden rezil TV programlarına tepkiler gelmeye devam ediyor. Özel bir TV kanalında program sunan Didem Aslan Yılmaz'ın telefon bağlantısı üzerinden yayında görüştüğü bayanın Kürtçe konuşmasını engellemesi olayına yönelik tepkiler gelmeye devam ediyor.Yaklaşık bir sene önce yayınlanan benzer programda stüdyo konuğu olan kadın, çocuğunun eşinden değil de gayrı meşru ilişki yaşadığı komşusundan olduğunu öğrenmesi anında attığı sevinç çığlıkları kamuoyunda tepkilere neden olmuştu.24 Ağustos Salı günü yayınlanan programda söz konusu ırkçı söylemlerde bulunulmasının yanı sıra program içeriğinin aile yapısına zarar verdiğini ve toplumun ahlaki değerlerini hedef altığını belirten sivil toplum Kuruluş u temsilcileri, aile mahremiyetini ifşa eden yayınların kaldırılması gerektiğini söyledi. Bu tür yayınların toplumun aile yapısını, kültürünü ve örfünü doğrudan hedef aldığını belirten İdeal eğitim Vakfı Başkanı Mehmet Ali Doyar, "Türkiye'de şu anda TV kanalları hakikaten çok fazladır. Radyolarla birlikte yaklaşık bin 700'ün üzerinde yayım yapan kanal var. Bu kanallarının birçoğunda toplumun ihtiyaç duymadığı, istifade edemediği magazin türünden yayınlar yapılıyor. Burada dikkat edilmesi gereken husus ise toplumun aile yapısını, kültürünü ve örfünü doğrudan hedef alan ifsat etmeye yönelik yayınların yapılmasıdır. Özellikle aile ve kadın hedef noktasındadırlar" dedi.

"RTÜK SORUMLULUĞUNUN GEREĞİNİ YAPMALIDIR"

Toplumun ahlakı, medeniyeti, örfü ve kültürünün hiçe sayıldığına dikkati çeken Doyar, "Karı-koca arasında belki kalması, en yakın akrabaların dahi duyulmasından imtina ve haya edilmesi gereken konular TV'de bütün toplumun gözleri önünde işleniyor. Bu toplum ifsat edilerek aileleri parçalamaya, yıkılmaya çalışılıyor. RTÜK toplumun ahlak ve örfünün, ailenin, kadının ve gençliğin muhafaza edilmesinden sorumluysa bu kanalların cezalandırması veya kapatması gerekir. Örfü, ahlakı, kültürüyle, medeniyetiyle ve tarihiyle İslam üzerinde şekillenen bu toplumun yaşam tarzını dikkate almayan dizilere, magazinlere yer verilmemeli ve bu tür programların önlemleri önceden alınmalıdır. Toplumun hem tarih hem de kültüründen istifade edebileceği ve bunları hayatında pratize edeceği türden programlar olmalıdır"

"KÜRTLERİ RENCİDE EDEN BU TÜR TAVIRLAR SOSYAL OLAYLARINDA TETİKLENMESİNE VESİLE OLUR"

Son zamanlarda yayınlanan ve toplumun her kesiminden tepki toplayan programa da değinen Doyar, "Gündeme gelen TV programdaki bir bayan 'Kürtçe dilini bilmiyoruz, burası Türkiye'dir, bunu konuşmayın' şeklinde rencide edici, yok sayıcı ve çok çirkin bir tavır göstermesi elbette ki Kürtleri rencide eder. Bu, sosyal olaylarında tetiklenmesine vesile olur. Bundan dolayı sadece ifsat değil, aynı zamanda toplumu tahrik eden, ayrıştıran tavırların kesinlikle yapılmaması ve kaçınılması gerekir." diye konuştu. Ortada çirkin bir tavır ve söylem olduğuna vurgu yapan Doyar, "Bunun kesinlikle kabul edilecek bir tarafı yok. RTÜK ve devlet yetkilileri bu konuda cezai müeyyideler uygulamazlarsa bu tür pişkinliklerle karşı karşıya kalabiliriz. Milyonlarca insanın diliyle alay etmek, yok saymak ve sanki kendileri yanlış yapmamış gibi yanlış anlaşılan bir şey varsa yine karşındakilerini yanlış görme düşüncesi tamamıyla ötekileştirici, dışlayıcı ve bölücüdür. Dolayısıyla kargaşaya ve kaosa sebebiyet verici bu zihniyetin kesinlikle kabul edilebilir olmamakla beraber reddediyoruz" ifadelerini kullandı.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ