Diyanetin Cuma dâhil camilere gitmeme fetvası fıkhıdır ve isabetlidir. Biz de deriz ki taziye yerlerine toplu halde gitmeme fetvası ve yasağı da isabetlidir. Evet, İnsanlık tarihine bakıldığında Allah yolundan sapanların başına gelen felaketlerin haddi hesabı yoktur. Dünyaya hâkimiyet kuran dört lider var: Müminlerden Zulkarnayn ve Süleyman ve mümin olmayanlardan da Nemrut ve Buhtanassar.  Nemrud’un burnundan bir sivrisinek beynine girmiş ve bu sinek işlemesiyle feci şekilde ölmüştür. Kuranın beyan ettiği gibi Ebrehe adındaki kâfir kâbeyi yıkmaya giderken Allah (cc) onun ve askerinin başına bir çeşit kuş (ebabil) musallet etmiş, kuş çamurdan mermi şeklinde bir cismi gagasına alıp her ferdin kafasına indirmiş, kafasından bütün vücudu delerek altındaki bineği de delmek suretiyle hepsini binekleriyle helak etmiş. Keza, nice asilerin başına çekirge, kan, kurbağa indirerek hepsini bitirmiş. Ve keza rüzgara emir vererek bir kısım insanları fırtınayla bir kısmını sel felaketiyle bir kısmının başına taşlar indirmekle bir kısmının üstüne dağları devirmekle helak etmiştir. Ve keza Kuranın ifade ettiği gibi Üzeyr adındaki Nebi, çürümüş bir yerden geçince ( Allah bu çürümüş yerleri ve içlerindeki ölüleri nasıl diriltir) diye taaccüp etmiş, Allah(cc) onun bindiği eşeği yüz yıl öldürmüş sonra onun gözü önünde diriltmiştir. Hulasa bu felaketlerin tümüne karşı insan aciz ve perişan kalmıştır. Teknoloji ve tıbbın zirveye çıktığı günümüzde başımıza da ‘Korona Virüs’ denilen bir hayvancık musallat etmiş, bütün dünya bütün imkânlarıyla tedbir almasına aciz kılınmıştır. Elbette ki bu musibetlerin tümünün bir veya birçok sebepleri vardır. Birinci sebep Allah’ı tanımamak, her yerde fuhşun yayılması, Allah’ın yasasına uymamak, asi ve iffetsiz olmak ve birbirine zulmü hat safhaya icra etmek, zulmü ve haksızlığı medeniyet haline getirmektir. Mesela Çin her çeşit fuhşa itirazı yoktur, Allahın haram ettiği yarasa, köpek, yılan, domuz, karınca ve buna benzer canlıların etini yiyor ve bununla beraber inkarcılığı, komünizmi imana tercih ederek küfrün en derinliklerine iniyor ve içindeki Müslümanları helak ediyor, ibadetlerine mani olup küfrünü icra ediyor.

Denilebilir ki bunların vebalı zulüm, küfür, fuhuş ve isyan olduğu için suçları büyüktür, büyük ceza ister, amma bu olaylar inananların da başına geliyor. Sebebi nedir? Sebebi bu inkârcılarla aynı çizgide Allah’a isyan etmektir. Ve ya onlara birçok din dışı hatalarda ortak olmaktır.

Mesela Suud ve bazı İslam ülkeleri dünyanın petrolüne sahip,  bu petrolün büyük bir kısmını ABD ve diğer gayri Müslimlere peşkeş ediyor, hatta rüşvet olarak veriyor. Ve kapısını da Müslüman fakirlere, mültecilere kapatıyor ve onları Avrupa’ya transfer ediyor ve Avrupa da bu muhacirlere kapısını kapatıyor, geçmek isteyeni vuruyor, iffetlerini paramparça ediyor ve Müslümanım diyenler de bu zulmü seyir ediyor.

Üstad Bediüzzaman der ki:

Nasıl ki kavm-i Firavuna çekirge afatı ve bit belâsı ve Kâbe tahribine çalışan kavm-i Ebrehe’ye ebabil kuşları musallat olmuşlar. Öyle de, Süfyanın ve deccalların fitneleriyle bilerek, severek isyan ve tuğyana ve Ye’cüc ve Me’cüc’ün anarşistliği ile fesada ve canavarlığa giden ve dinsizliğe, küfür ve küfrana düşen insanların akıllarını başlarına getirmek hikmetiyle arzdan dabbetülarz denilen bir çeşit hayvancığı (virüs gibi) çıkıp musallat olacak, zir ü zeber edecek. Allahu a’lem, o dâbbe (virüs) bu belanın bir nevidir. Çünkü gayet büyük bir tek şahıs olsa, her yerde herkese yetişmez. Demek, dehşetli bir taife-i hayvaniye (virüs) olacak. Belki “Asasını kemirmekte olan bir ağaç kurdu.” Sebe’ Suresi, 14. ayetinin işaretiyle o hayvan, dâbbetü’l-arz denilen ağaç kurtları gibidir ki; insanların kemiklerini ağaç gibi kemirecek, insanın cisminde dişinden tırnağına kadar yerleşecek. Mü’minler iman bereketiyle ve sefahet ve su-i istimalâttan tecennübleriyle kurtulmasına işareten, ayet, iman hususunda o hayvanı (virüsü) konuşturmuş.”

“وفي حياة الحيوان عن ابن السكيت أنها دويبة سوداء الرأس وسائرها أحمر تتخذ لنفسها بيتاً مربعاً من دقاق العيدان تضم بعضها إلى بعض بلعابها ثم تدخل فيه وتموت”

Hayatülhayvan kitabında şöyle denilir: bu virüs küçük bir hayvancıktır, başı siyah sair cesedi kırmızıdır, kendine dört köşeli bir yer yaparak parçalarını kendi salyasıyla birbirine yapıştırır ve bir müdde sonra orada ölür. Alusi tefsiri