Allah’ın güç ve kudreti karşısında ne kadar aciz duruma düştüğünüzü kendi gözlerinizle gördünüz ve kalbinizle hissettiniz, şu anda hastalığa, yakalanma ve ölüm korkusundan evinizden çıkamaz duruma düştünüz. Ne kadar çaresiz olduğunuzun farkına vardınız. Allah’ın en sevdiği camii ve ibadet yerlerine gidemez oldunuz, dost ve akrabalarınızın elini sıkamaz oldunuz. Maske ve kolonyalara koştunuz, bu bütün insanlığa küçük bir uyarıdır.
Yüce Allah Kuran’ı kerimde şöyle buyurmaktadır: “Kullarıma benim. Bağışlayan, merhamet eden olduğumu, azabımın can yakıcı bir azap olduğunu haber ver” Hicr süresi
Kolonya ve maske yerine secdeye koşun, Allah’ı zikretmeye koşun, doya doya ibadet edin. Bu başımıza gelen musibetti defetmenin tek yolu bol, bol secdelere kapanmakla, Allah’a temiz bir kalple yalvarmak, için için ağlamaktan geçer. Biz nerede yanlış yaptık, Allah’a karşı kulluk vazifemizi yerine getirebildik mi? Bolluk zamanımızda Allah’ı anabildik mi? Yoksa sadece şimdiki gibi başımız dara girdiği zaman mı Allah’ı hatırlayabildik. Bunları tek tek kendimize sormamız lazım. O, zaman samimi kullar olup olmadığımız ortaya çıkmış olacak. Yüce Allah, haşa hiç kimseye zulmetmez ancak kişiler kendine zulmeder. Allah kullarının kendilerine zulmetmelerini istemez. Bu yüzden bazı musibetlerle onların, düşünüp doğru yolu bulmaların ister. İçinde bulunduğumuz bu günlerde Allah’a tam bir teslimiyetle bağlanalım, kaçacak bir yerimizin olmadığını, girecek bir deliğin olmadığını bilelim. Yaptıklarımızın hesabını tek, tek göreceğimiz güne hazırlıklı olalım.
Yüce Allah Kuran’ı kerimde başka bir ayetinde şöyle buyurmaktadır: ’bu gün herkese kazandığının karşılığı verilir. Bu gün haksızlık yoktur. Doğrusu, Allah, hesabı çabuk görendir. El-mümin süresi
Ey insanlar! Küçücük bir mikrop olan virüs hastalığından dolayı kaçacak delik arıyorsunuz, âmâ Allah’ın muazzam, sonsuz kudreti karşısında eğilmiyorsunuz, boyun eğmiyorsunuz. Bu kafayla devam ettiğiniz sürece daha çok virüslerle karşı karşıya kalırsınız. Allah’a emanet olun.