Alkol yoğun ölçüde fiziksel bağımlılık yaparken, sigara daha çok psikolojik bağımlılığa sebep olmaktadır. Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfetmesiyle yerlilerden öğrenilen tütün içme alışkanlığı kısa sürede yaygınlaşmıştır. Sigara, dünyada ve ülkemizde ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Sigara ve tütün 4000’den fazla hücre öldürücü, hücrenin yapısını bozucu ve kanser yapıcı madde içermektedir. Sigara içen kişilerde, duman solunmasına bağlı olarak, ağız, burun, gırtlak ve tüm solunum yollarında kanser gelişebilir. Son olarak bütün dünyanın korkulu rüyası olan koronavirüs hastalığını da tetiklediği söylenmektedir. Sigaranın içindeki nikotin, hem vücuttaki bazı sinir hücrelerini uyarır hem de baskılar. Ayrıca nikotin, mideden asit ifrazını da artırır, pankreas salgısını azaltır ve mide ülserlerinin sebepleri arasında yer almakla beraber iştahı keser ve vücudun hormonal faaliyetlerini bozar.
Sigara içimi ile koroner kalp hastalığı ve akciğer kanseri arasında güçlü bir ilişki bulunmaktadır. Sigara içimiyle, normal akciğer yapısı modifiye olarak, kansere dönüşür. Sigara içenlerde, kronik öksürük, balgam ve nefes darlığı görülür. Ayrıca, solunum yolu enfeksiyonlarına ve ameliyat sonrası komplikasyonlara bu kişilerde daha sık rastlanır. Ağız kokusu, diş ve diş eti hastalıkları, diş kaybı ve tat alma duyusunda bozulmalar görülmekle beraber beyin hücrelerinin ölümüne ve hafıza zayıflığına sebep olur. Sigara erkekler hakkında bu kadar kötü olunca haliyle kadınlar hakkında daha da kötüdür. Çünkü sigara kadının güzelliğini kırıştırmakta, dişlerinin rengini değiştirmekte ağzının kokusunu çirkinleştirmekte ve rahim ve yumurtalık kısırlığı, erken menopoz ve rahim kanseri gibi tehlikeler görülür. Sigara içen bayanlarda, Ayrıca, zamanla deri yapısının bozulmasına ve kırışıklıklara da yol açar. Hâlbuki kadının kendisini güzelleştirmesi vaciptir.
İlk günah, çok kere, günahların en büyüğü değildir; ama ilk adım olması açısından en önemlisidir. İlk adıma özellikle çok dikkat etmek gerekir. Bir kötü hareket daima bir başka kötü hareketi davet eder. Şahsiyetin gelişmesindeki en kritik dönemlerde kendilerini kötü arkadaşlar arasında kötü alışkanlıklara esir edenlerin kurtulması hiç de kolay değildir. Bizim vücudumuza karşı da ahlaki ödevlerimiz vardır, ahlaklı insanın kendi vücut bütünlüğüne saygı göstermesi gerekir. Yemeklerden sonra içilen birer sigara kısa zamanda bir, hatta iki üç pakete kadar çıkar; başlangıçta hazım kolaylığı veriyor bahanesiyle yemek sonrası sigara içenler bir zaman sonra aç karnına içtikleri sigaralar yüzünden iştahlarını da kaybederler.
Hz. Peygamber, “Açlık veya herhangi bir sebeple sarımsak veya soğan yiyen bir kimse bizim mescidimize yaklaşmasın”(Buhari, Müslim) “Kim soğan, sarımsak ve pırasa yerse, sakın mescidimize yaklaşmasın, âdemoğullarının rahatsız oldukları şeylerden melekler de rahatsız olur”(Müslim) demiştir. Kimsenin kimseyi rahatsız etme gibi bir lüksü olamaz. Bu da şüphesiz ki insanların hak ve hukuku ile ilgili bir durumdur. Cuma gibi farzı ayin olan ibadetler için âlimler, yukarıya aldığımız hadislerden yola çıkarak ve “Farz olan bir şeyin ancak kendisiyle tamam olabileceği şey de farzdır” kaidesini de takviye ederek bu sebzeleri yemek ve kokusuyla insanları rahatsız edecek şeyleri yapmamak farzdır ve dolayısıyla yenmesi ve yapılması haramdır” demişlerdir. Buna benzer, sigara hakkında da hüküm aynıdır. Sarımsak, soğan, pırasa vücuda yararları ispatlanmasına rağmen Hz. Peygamber’in sırf kokusu Müslümanları rahatsız ettiği için içenleri toplumdan tecrit etmişse, sigara; mala zarar, vücuda zarar ve üstelik kokusu da rahatsız edici olması hükmünün daha ağır olmasını gerektirir.
Bir anda zarar verenle, zamanla zararlı olan arasında haram olmaları bakımından bir fark yoktur. Çünkü hemencecik zararlı olması veya yavaş yavaş vermesi neticede aynıdır. Allah, “Kendi kendinizi öldürmeyiniz şüphesiz ki Allah size çok acıyandır”(Nisa:29) demiştir. İlginçtir; adil bir doktorun kişinin sağlığı için farz olan orucu tutmaktan, haccı yapmaktan, kadın ve erkeğin sağlığı için mahrem olmayanların görmesini haram olarak kabul ettikleri vücudunun bir doktor tarafından görülebileceğini söyleyerek sağlık için haram olan bir şeyi mübah kabul etmişlerdir. Ancak bütün doktorların ittifaken sigaranın sağlığa zararlı olduğunu ve bu zararın ilmen ispatlanması söz konusu olmasına rağmen hala bazı hoca efendilerin, eski âlimlerin zamanında, kendi tarlalarında sebze fidesini eker gibi ektikleri için israf hükmüne girmemesi, sağlığa zararlı olduğu ispatlanmaması ve eskiden kokusunun bu denli rahatsız edici bir şekilde olduğu sorun edilmemesi için verdikleri fetvalara itibar ederek sigaranın hükmünün mübahlığı konusunda ısrar etmeleri manidardır.