Zina ve eşcinsellik bütün dinlerde iffetsizliktir, cezayı mucip haram ve yasaktır. Kuran Lut kavminin erkek erkekle cinsi münasebetini telin ederek ağır cezayla tecziyeyi vecibe haline gelmiştir. Keza zina fuhşunu yasaklayarak zina işleyenleri ağır cezayla tecziye edilme hükmünü getirmiştir. Zira gerek eşcinsellik ve gerekse zina insan iffetini, namus ve karakterini zedeler, HIV, AIDS Frangı gibi tedavisi zor, bulaşıcı hastalıklara yol açar, insanı hayvan derekesine iteler. Allah bu rezaleti insanoğluna cezayı mucip babından haram kılar. Buna rağmen bazı insanlar hale bu rezaleti mubah ve insan hakkı olarak niteleyerek insan fıtratına zıt tavır takarlar. Var bunlar var, hem de çok. Ne yazıktır ki İslam ülkesinde var. Kimliklerine bakılmaz, kimlik aldatabilir, DNA’ya da bakılmaz. Ancak bunların inancına bakılır, eğer Kuran’ın Allahın resulullahın bu konudaki hükümlerine çağdışı diyor ve bu rezaletleri kendi çağına medeniyet ve insan hakkı olarak nitelendiriyorsa demek dinsiz olmakla beraber iffetsiz.
Bilindiği gibi Âdem(s)den günümüze kadar iki inanç revaçtadır. Biri iman, biri de inkârdır. İman eden (mümin) Allah’ın varlığına, sıfatlarına, melek, enbiya, haşir, kıyamet, cennet, cehennem, helal-haram (zina eşcinsellik) gibi nesnelere inanır. Mülhit/ ateist ise bunların tümünü inkâr eder, hatta onun yanında helal –haram günah- sevap, iffet mefhumu de yoktur. O, İBAHÎ denilen sapıkların listesine dâhildir, ona göre her şey onun iradesinde ve tekelindedir. Onların ceddi Firavun, “ben sizin yüce rabbinizim” derdi.
Hakikate bakıldığında ateist kendi aklını da inkâr eder, Allah’ı inkâr ettiği gibi. Zira ateist görmediğine inanmıyor, aklı da görünmediği için aklını da inkâr etmesi lazımdır.
Allah’ı görmediği için varlığını inkâr eden bir ateist, Korona virüsten korunmak için maske takıyor. Ona dedim ki sen Allah’ı görmediğin için varlığını inkâr ediyorsun, neden virüsü görmediğin halde ondan korunmaya çalışıyorsun? Cevap veremedi. Ben ona dedim ki Allah’ı gözlerimizle göremediğimiz halde onun eserlerini, nizamlı yaratıklarını görüyor, her yaratığın Onun varlığına delalet ettiğini, şahit olduğunu ikrar ediyoruz. Tıpkı virüsü görmediğimiz halde tesirini gördüğümüz için onun da varlığına inanıyoruz. Zira her eser müessirine delalet eder, her sanat sanatkârına delalet ettiği gibi.
Bir bedevi, bir ateist filozofa derki devenin ayak izi devenin varlığına delalet ettiği halde bu evren ve evrendeki nizam intizam yaratan Allah’a delalet etmez mi? elbette eder.
Bu ateist gibi başka bir ateist ormana çıkıyor, ormandaki ağaç, nebatat, çiçek, dağ, toprak manzarasını seyir ederken ve nağmeleri dinlerken “evrim ne güzel yaratmış” diyerek yaratılışı Allah’a değil, bilgisiz evrime tabiata mal ediyor. Derken bir ayı ona saldırıyor, ayıdan kaçarken nefesi kesiliyor ayağı bir cisme takılıyor, O anda ayı da ona yaklaşıyor ve pençesini üstünde tutarken ALLAHIM deyip Allahtan kurtuluş istiyor. Evet, Firavun da denizde boğulmak üzere iken “ ben, Beniisrail’in inandıklarına inandım” dedi amma bu ikrar kalptan olmadığı için Allah tarafından kabul görmedi, küfür üzerine geberdi.
Zina ve eşcinselliği mubah ve insan hakkı olarak telakki edenleri Korona virüse yakalanmadan tövbe etmeye davet ederim. Babnirli mele