Evet, bilindiği gibi Araplar genelde siyahîlere benzerler. Siyahîler ise şimdi olduğu gibi her zaman Hıristiyanların yanında ya ikinci sınıf veya hiç insan sayılmamış, her zaman köle muamelesine tabi tutulmuştur. Bir zaman siyahîler, virüs gibi düşünüldüğü için her yerde itelenmiştir. Hatta ABD’de beyazlarla beraber Halk Otobüsüne binememiştir.

İslam peygamberi (sav) siyah ile beyaz arasında fark olmadığını, fark ve üstünlüğün takvayla mümkün olabildiğini tebliğ etmiş, Bilal Habeşi siyah biri olduğu halde Resulullah yanında diğer sahabelerden fark edilmediğini, insanlık ölçüsünün ırk renk değil Takva olduğunu ilan etmişti.

Şimdiki tüm Araplar, peygambere rağmen zilleti kabul ederler. Hıristiyanları kendilerine efendi ittihaz ettikleri ve zengin İslam hazinelerini onlara peşkeş ettikleri malumdur. Bundan dolayı korkarız ki bir gün bu efendiler Araplara siyahî muamelesini yapıp onların ellerindeki hazinelere el koysunlar.

Neden?

Çünkü Araplar peygamberin mesajını dinlemez oldular, ittihaz ettikleri ehl-i Salip efendilerinin esaret zilletini kabul ederler.

Evet, şimdi Suud, Mısır başta ve B. A. E. devamı olarak İslam ülkelerine zıt davranıp Hıristiyanlara bel bağlarlar. Bunlar, Monarşi (kraliyet)  ile yönetilir. (Arapçada El İmaret el Arabiyye el Müttehide) Bu saltanat ve zenginliğin dizginini ABD ve diğerlerin karşısında küçültüp değerden düşürürler.

Zira fiiliyatı ve siyasi cihetleri İslam’a temelden zıttır, hatta Müslüman’ın aleyhindedir. Çünkü fiiliyatlarıyla, İslam’a değil, efendileri olan gayri Müslim patronların emri doğrultusunda hareket eder, İslam coğrafyasında cereyan eden fitnelerin odağı olurlar ve ABD ile İsrail’in çizdikleri projeye göre yaşarlar, Allah’ın kendilerine verdiği hazineleri Müslümanlara değil, gayri Müslimlere peşkeş ederler.

İşte bundan dolayı bu efendiler, bir gün Araplara “siz siyahîsiniz, hürriyet ve özel mülkiyet hakkınız yoktur, sizin mülk edindiğiniz tüm hazineler bizimdir” desinler. Amma bu müstevliler bilsinler ki onların bu hâkimiyet ideali kabul göremez. Zira O zaman Arapların tam mümin kesimi ve Arap olmayan sair müminler bu hezeyana cevap verip onları İslam coğrafyasından püskürtürler, efendiliklerini de ilğa ederler, inşallah.

Eğer Araplar, Müslüman kardeşleriyle ittifaka yanaşırlarsa zenginlikleri, şeref ve hâkimiyetleri ellerinde kalacak, ehli salibin istilasından kurtulacaklar.

Evet, bilindiği gibi Hıristiyan Hülagü Han, bir zaman İran, Bağdat gibi İslam ülkelerini işgal etmişti. Bağdat’ı işgali sırasında tüm Abbasi liderleri hesapsız kılmış, âlimleri de susturmuştu. Onun karşısına Kadihan adında bir Arap medrese talebesi çıktı, sorularını cevapladı, her konuda susturdu. En son Hülagü talebeye şunu sordu: neden ben bütün Müslümanları yendiğim, mülklerine el koyduğum halde karşıma senden başka bir fert çıkamadı? Cevap, “biz Müslümanlar parçalandığımız ve peygamberin çizdiği reçeteyi yitirdiğimiz için sen bizi istila ettin, bize galip çıktın, eğer biz İslam’ın tavsiye ettiği ittihat ve ittifak çizgisine dönsek sen burada kalamazsın, kaçar gidersin, hem de sakat olarak. Allah (cc) biz Müslümanlara der ki: "يا أيها الذين آمنوا لا تتخذوا بطانة من دونكم  ey iman edenler, sizden olmayanları kendinize dost edinmeyin, amir kılmayın”                                      

Babnirli Melle Abdullah