SON DAKİKA
hava
Advert
Google News

EV EKONOMİSİNDE GELİNEN SON NOKTA

Son Güncelleme :

2020-07-28 11:17:17

Sevgili dostlar,

Bir araştırmaya göre insanlar aldıkları gıdanın yüzde ellisin tüketiyormuş!

Peki geri kalan yüzde ellisine ne oluyor?

Tabi ki çürütür, eskiyor, çöpe atılıyor.

Uzmanlar alışverişe aç karnına gitmeyin diyor.

Aç karnına bir alışverişe giden mutlaka alacaklarını abartıyormuş,

Yani iki kişilik alışveriş yapacağına dört kişilik alışveriş yapıyor.

Örnek: bir ekmek yerine üç ekmek, bir kilo elma yerine  iki kilo elma…

Bu ailenin dört kişilik bir aile olduğunu düşünürsek rakam ikiye katlanıyor.

Bu da israfın başlangıcı aslında.

Yani iki kişilik bir ailede üç ekmek bir öğün için çok fazla sabaha bu ekmek bayatlıyor ve yeni taze ekmek alınıyor, eski ekmek çöpe atılıyor. Aslında ekmek çöpe atılmayacak kadar kutsal bir nimettir .

İki kilo alınan bir elmanın  en fazla yüzde ellisi tüketiliyor geri kalan yüzde elliye ilgi azalıyor ve buzdolabında çürümeye terk ediliyor. Onun da sonu maalesef çöp oluyor. Bu da başka bir israf.

Çöpe attıklarımız Allah’ın nimeti ve bereketi. Aslında bu  iyi bir alışkanlık değil ve bir müslüman asla çöpe nimet atmamalı, bu kıtlığın işaretidir.

Bir de diğer pencereden bakarsak paramızı bu şekilde çöpe atmış oluyoruz .

Avrupa bu konuda çok dikkatli davranıyor.

Özellikle Avrupa'ya gittiğinizde bazı ülkelerde çoğu meyve ve sebzenin tane fiyatını görürsünüz. Karpuz bile dilimle satılıyor.

Bunun sebebi hem ekonomik, hem de yemek israfının önüne geçmek.

Tabii orada meyve ve sebzeler biraz pahalı onu da belirteyim .

Adamın canı muz çekti, bir muz alıp çıkıyor. Yani bizdeki gibi bir kilo muz yok. Oradaki ekmekler tam buğday bizdeki gibi değil çabuk bayatlamıyor.

Orda öyle canlı, taze et, tavuk falan yok.  

Büyük aileler ise dipfriz kullanır aylık toplu alışveriş yapar ve dipfrize atar. Genelde konserve türleri tercih edilir zira Avrupa'nın yemek kültürü bizim gibi değil çok farklı öyle sabah, öğle, akşam yemekleri yok evde sadece akşam yemeği yenir ve yemekleri öyle ağır yiyeceklerden oluşmaz.

Avrupa’da ki çöp şekli de farklıdır camlar ve plastikler ayrı çöp ,gıda artıkları ayrı çöpe konur.

Ekmek asla çöpe atılmaz orada zira ekmek pek tüketilen bir ürün değil. Bizdeki gibi yemekler az ekmekle yenir ki yapılan yemeğin tadına varılır bu şekilde tabakta yemek kalmaz, güzel bir gelenek bence.

Avrupa bu şekilde israfın önüne geçmiş ve yiyeceği kadarı  almayı öğretmiş bu çok doğru bir karar yiyeceğin kadar al kıtlıkta değiliz sonuçta her şey her yerde var.

Şöyle aslında aldıklarımıza bir bakarsak yapılan araştırmaların doğru olduğunu anlarız.

Üç kilo erik alıyoruz ama yarısı bozulup çöpe gidiyor, üç ekmek değil beş ekmek alıyoruz birini mutlaka çöpe yolluyoruz bir karpuz alıyoruz yarısını çöpe atıyoruz bu bir gerçek .

Ev ekonomisi bir aile için çok önemlidir.

Çok alıp ziyan etmek ev ekonomisini ayarını bozar. Bunun yerine az alıp çoğa yaymakta fayda var işte bu gerçek bir ev ekonomisidir. Böylelikle her lokmanın değeri artar ve kıymeti bilinir.

Eski insanlar bu ekonomiyi çok iyi bilir ve uygulardı çünkü her şey sezonunda vardı veya çok az bulunurdu.

Eti alır salamura yapar saklar.

Peyniri alır salamura yapar saklar.

Bulguru alır kiler yapar saklar.

Patlıcanı alır közler kışa saklar.

Domatesi alır salça yapar kışa saklar.

Ekmek tam buğday ekmeği bir aylık yapar azar azar çıkarır kullanır.

Zeytin sayı ile dağıtılır şeker de aynı şekilde bir çuval portakal olsa tane ile dağıtılır herkes kendi patına düşeni yerdi.

İşte bu şekilde bir ev ekonomisi uygulanır ve asla hiç bir şey israf edilmezdi.

Zaten ekmeği çöpe atan olursa lanetlenirdi.

Ekmek yere düştüğü ondan özür dilemek için üç sefer başa getirilir Allah bizi af etsin denirdi. Yani çöpe giden bir şey yoktu kırıntılar tavuğa yem, kemikler kediye, kabuklar keçiye yem idi.

Şimdi ise çöplerde adeta bir bonkörlük var ekmek dahi çöpün bir parçası olmuş durumda ülkemizde. Bu da alışverişlerimizin abartısını gösteriyor.

Yani birçok şeyi fazla alıyoruz ve evde çürütüyoruz sonra da çöpe yolluyoruz bu hiç mantıklı değil gerçekten.

Ölçülü ve ihtiyacımız kadarını alırsak hem günaha girmemiş oluruz hem de paramız cüzdanımızda kalır bu da bir sonraki aya tasarruf demektir zira herkes bilir ki

" Damlaya damlaya göl olur "

Zor kazanıyoruz kolay harcıyoruz bu yüzden iki yakanız bir araya gelmiyor.

Diyelim ve sözümüze noktayı koyalım.

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

DİĞER YAZILARI