Adaletin olduğu bir ülkede koyun ve kurt beraber otlar,zülüm olmaz,hırsızlık olmaz,cinayet olmaz,ülkenin her bir karış toprağı üzerinde huzur olur.Adalet hukuk kuralları içerisinde, mevki ve konumu ne olursa olsun birini birinden üstün görmemek, eşitliği sağlamak için, haksız olana haksız diyebilmek ve haklı olanın da hakkını verebilmektir. Hak hukuk ve eşitlikten bahseden adalet diye bir terim varsa ve bu terim de yürürlükte ise güçlü, zayıf, zengin, fakir bilgili, bilgisiz herkese eşit oranda dağıtılmalıdır. Adalet; herkesin gönül rahatlığı ile başvurmaktan çekinmediği, korkmadığı bir merci olmalıdır, insanoğlunun hayatında en zor ve acı çektiği durumlardan biri adaletten yoksun bırakılmasıdır. Tek teselli ve umudu olan adaletten nasibini alamayan bir birey kendini zindanlarda hisseder. İnsanlar başına gelmediği sürece adalettin ne olduğunu bilmezler. Adaletten mahrum bırakılmanın ne kadar zor olduğunu ancak çekenler bilir.

Yüce Allah kuranı kerimde şöyle buyurmaktadır: Rabbinin sözü hem doğruluk, hem adalet bakımından tamamlanmıştır. Onun sözlerini değiştirebilecek hiç kimse yoktur. O, her şeyi hakkıyla işitendir. EN’AM SÜRESİ 115.AYET

Şayet güçlü olan, zenginliğine güvenen, mevkisini konuşturanlara yanlı davranılıyorsa, diğerlerinden farklı bir muamele gösteriliyorsa orada adaletten bahsetmek mümkün olmamakla beraber adalet sadece asılan bir tabeladan ibaret olur. Güçlü zayıftan üstündür, zengin fakirden üstündür, diye bir tabir yoktur. Allah katın da herkes eşittir. Üstün olma derecesi sadece takvadadır. Adalettin olmadığı yerde eşitlik konuşulamaz, eşitliğin olmadığı yerde de medeniyetten ve huzurdan bahsedilemez. Adalet her şeyi layık olduğu yere koymaktır. Ayakkabı ayağındır. Külah başın. Burada anlatılmak istenen; ayakkabı ayağındır. Bu ayakkabı eğer güçlü kişiler tarafından, zorla yâda karşılıklı anlaşmadan sonra külah yerine başa giydirilmeye çalışılıyorsa adalet iflas etmiş demektir.

Peygamberimiz(s.a.v) bir hadisinde şöyle buyurmaktadır: Verdiği hükümlerde, ailesinin ve halkın yönetiminde adaletli davranan yöneticiler, kıyamet gününde Allah Teâlâ’nın nurdan yüksek koltuklar üzerinde otururlar…

Adalet bizden yana tecelli ettiği zaman nasıl seviniyor isek, aleyhimize olduğu zaman da kabullenmemiz lazım. Adalet yerini buldu diyebilmeliyiz. Bir insan kim olursa olsun adalet önünde hak ettiğini almalıdır ki adalet terazisinin bir anlamı olsun. İnsanların insanca yaşayabilmesi, haklarının çiğnenmemesi, yaşam standartlarının dengede tutulabilmesi için adalete kesin ihtiyaç vardır. Biz millet olarak her zaman her yerde, her durumda adaletli davranabilmeli, hakkı söylemekten korkmamalıyız. Dünya üzerinde birilerine yaranmak, yâda dünya çıkarını düşünerekten başkasının hak ve hukukunu çiğnemek hiçe saymak büyük bir vebal ve kul hakkına girmektir. Ailemizden olsun yâda yabancı olsun hiç çekinmeden korkmadan adaletle davranabilmeliyiz. Allaha emanet olun.