İnsan, tüketimde israf, cimrilik/ bencillik ve iktisat üç kavramı yaşamaktadır. Ya israf eder ya cimri olur ya da iktisat yapar. Kuran açık ifadeyle israf ile cimriliği yasaklarken iktisadı tavsiye ve tercih etmiş, hayat ölçüsünü tanzim ederken Araf süresi 31. ayetinde şöyle buyurur: “Ey âdemoğulları her meclise gidişinizde güzel elbiselerinizi giyin, yiyin, için fakat israf etmeyin, çünkü Allah israf edenleri sevmez..." 

Ne yazıktır ki bu gün insan genelde iktisat değil, israf tercihindedir. Evet, bu gün bir kısım insan, temel ihtiyacını temin edemezken hatta açlıktan ölürken bir kısmı da israftan OBEZİTE çaresini aramaktadır vebundan dolayı müsrif insan zulüm israfıyla dünyamızı düzensiz hale getirmekte ve âdete insanları düşman haline getirmektedir. Zira bu gün dünya geliri, dünya nüfusu olan 8 milyara değil, üç katına, hatta daha fazlasına kâfi olduğu halde 8 milyarı da idare edememekte, israfa dayalı tüketimi bir o kadar daha insana yetecek miktarı heba etmektedir. Mesela Türkiye’de 83 milyon insanın tüketimi, 166 milyona, hatta çok daha fazlasına yetmekte, lakin israf yüzünden her fert kendi halinden müşteki durumundadır. Müşahede edildiği gibi insanların tüketimi reklâma ve modaya göre olduğu için her şeyde ihtiyaç haricinde israf mevcuttur. Zira müsrif insanın boğazına bütün servetleri koysan doyamaz, sınırlı servet ona kâfi gelmez, helal ve meşru gelir ona yetmez, dolayısıyla gayri meşru yollara, haram kazanca başvurur. Ya çalar ya gasp eder, ya rüşvet bataklığına sapar ve ya iflas eder. Peygamber(sav) günümüze işaret ederek der ki “bir zaman gelecek, insan meşru kazanç isteyecek, fakat ya evladı, ya ebeveyni,  ya eşi ya akrabası ve ya komşusu onu daha fazla kazanca zorlar, o da fazlayı kazanma kabiliyetinde olmayınca onu eleştirirler o da eleştiriye dayanamayınca, fazla servet kazanmak için harama kayar.  Hakka namzet ol.