Geçen hafta İstanbul’da bebeklerini komşuya bırakıp intihar eden Batmanlı genç çifti, Allah afetsin âmâ yanlış bir seçim yaptıklarının farkına varamadan ebedi yurda göç ettiler. Sebep ne olursa bir insanın kendi canına kıyması Allah tarafından yasaklanmıştır. Allah size verdiği canı zamanı geldiği zaman alacak, ne bir saat ileri ne bir saat geri, çok acele etmeye gerek yok, yüce Allah kullarını sıkıntılarla, yoklukla, çoklukla deniyor, bu yaratılışın bir gereğidir.  Allah’ın bize verdiği bu canın üzerimizde hakları vardır. Bu hakları hakkıyla yerine getirmemiz lazım. Dünya hayatımızdaki bütün sıkıntılar, acılar içinden çıkılamaz dediğimiz bütün haller gelip geçicidir.

Yüce Allah kuranı kerimde şöyle buyurmaktadır: “kendinizi kendi elinizle tehlikeye atmayınız” Bakara süresi.

İntihara teşebbüs etmek yâda intihar etmek kurtuluş reçetemiz olmamalıdır. Dünya hayatı her ne pahasına olursa olsun yaşamaya değerdir. Yüce Allah bizi yaratırken bize bir cüzi irade verdi ve o iradeyle bizim doğruyu yanlıştan, helalı haramdan günahı sevaptan, ayırt etmemizi sağladı ve bu doğrultuda bizi serbest bıraktı. Şayet biz Allah(C.C) ve peygamberimiz(s.a.v)’in emrettiğini yapsak yasak ettiklerini terk etsek, hem dünya hayatında huzur ve mutluluk, hem de ahret hayatında kurtuluşa ereriz. Ayağımıza yorganımıza göre uzatalım. Boyumuzu aşan altından kalkamayacağımız yüklerin altına girmeyelim.1 lira kazanıyorsak 2 lira harcamayalım. İsraf etmeyelim sahip olduğumuz her şeyin gerçek bir sahibinin olduğunu bilelim.

Peygamberimiz(s.a.v) şöyle buyurmaktadır: ’yedi helak edici günahtan uzak durun:1-Allah’a ortak koşmak 2-bir cana kıymak 3-yetim malı yemek 4-savaştan kaçmak 5-iffetli hiçbir şeyden habersiz mümin kadına zina iftirası atmak 6-faiz yemek 7-sihir yapmak…

Değerli okurlarımız, inanın hiçbir zorluk insanın kendi canını almasına sebep olamaz.

Bazen ummadığınız bir kapı açılır, bazen biri el uzatır, bazen bir iş ve bir umut.

Mücadele etmek, sabretmek ve kesinlikle her darlıktan sonra rahatlığın geleceğini bilmek bizim hayat tarzımı olmalıdır.

İntiharın çözüm olmadığını, hatta çok ciddi vebal, çok ciddi sıkıntı hatta çözümsüzlük olduğunu söyleyebiliriz.

Dünyada yaşam zaten kısa, hayat ve ömür zaten çok çabuk geçiyor, sıkıntıda da olsak, zengin ve mutlu da olsak bir gün ‘tak’ diye bu ömür bitecektir.

Ama ömrün bitiminde kendi canımızı almamız vebaldir, günahtır ve azap sebebidir.

Bir de şöyle düşünün;

Arkanızdan anne, babanız veya eşiniz, çocuğunuz, sizi seven birinin uzun yıllar üzülmesi, ağlaması ve acı içinde yaşamasına da neden olmaktır.

Biz insanoğlu dünyada hep para mal- mülk ve büyük servetleri kazanmak için çalışırız. Peki, ahretimizi kazanmak içinde o kadar çalışıyor muyuz?  

Son söz olarak intihar etmekle hem dünya hem de ahretimizi kaybederiz.