Malum 2020 tarihinde Çin ülkesinden çıkıp kısa zamanda bütün dünyayı etkisi altına alan Korona virüs bir taraftan zarar, bir taraftan da fayda niteliğindedir. Zararı ise musibet sıfatındadır. Öyle bir musibet ki emsaline dünya tarihinde az rastlanmıştır. Öyle bir musibet ki 7 milyar insanı hem bedensel hem sosyal hem ekonomik cihetlerden sarsmıştır. Hatta hekimlik, tıp, ilim otoritesini frenlemiş, binlerce milyonlarca insanı hasta etmiş, büyük ölçüde mezara yollamıştır. Ve hatta insanların tümünü dünyaya küstürmüş her fert kendi malından, canından bıkmış, ne paranın ne libasın ne köşklerin ne koltukların ne diplomanın değeri kalmış; insanlar arasındaki münasebetler tükenmiş, anne evlat arasında ilişki zedelenmiş akraba münasebetleri sıfırlanmış. Hatta insanlar arasında musafaha bitmiş, cemaat, camilerin ve Kâbe'nin kapıları kapanmış ne cami ne Kâbe ziyarete mahal bırakmamıştır. Kaç gün evvel Kâbe'de sadece bir temizlikçi vardı.
Bu virüsün diğer tarafı musibet değil, nimettir, imtihan ve düşünen insanı ayarlamak, imanını sağlamak Allah'a olan inancını takviye etmektir. Hatta öyle bir nimettir ki düşünen insanın dünya ve ahret hayatını tamir etmektedir. Öyle bir nimettir ki mukaddesat hakkında menfi düşünenleri müspete çevirmektedir. Öyle bir nimettir ki sırtlanları geçen diktaları koyun huyuna çevirmiştir, öyle bir nimettir ki şımara hazır elleri okşamaya yönlendirmiştir, öyle bir nimettir ki firavunları Musa ahlakına yakınlaşmıştır. Öyle bir nimettir ki menfi düşünen birçok filozofları müspet inanç istikametine yakınlaştırmıştır.
Evet, birçok insan dinin bazı esasları hakkında cahildir. Mesela ‘Melaiket, Şeytan, Dabbetü'l arz, Ruh’ gibi görülmeyen nesnelere şüpheyle bakar, acaba bunlar var mı?
Veya bunlar cisim mi?
Araz mı?
Diye düşünür.
Hatta temelden inkâr badiresine düşer.
Fakat görülmeyen Korona virüsün tesirini gördüğü zaman inanır ki eseri olup cismi görülmeyen çok nesneler vardır. Melaiket, cin ve şeytan gibiler onlardandır. Çünkü onlar da görülmediği halde tesirleri mevcuttur. Örneğin meleklerden Cebrail peygamberlere vahi getirmiştir, Mikail yağmur gibi tabiat eylemleriyle meşguldur, Azrail ruhlarımızı almakla görevlidir. İsrafil Kıyamet alameti olan Sura üflemeye hazırdır. Şeytan da görülmediği halde insanları haktan saptırmaya yetkilidir ve görevini harfiyen ifa etmektedir. Kuran şeytan diliyle der ki
ذُرِّيَّتَهُ إِلا قَلِيلا لَئِنْ أَخَّرْتَنِي إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ لأَحْتَنِكَنَّ eğer sen(Allah) beni kıyamete tehir edersen ben adamın zürriyetinin çoğunu saptırmaya çalışacağım.
Demek şeytan görülmese de her zaman vardır ve görevi başındadır. Keza dabbetül arz görülmediği halde günü geldiği zaman virüs gibi dünyayı saracaktır. Zira dabbetül arz da virüs gibi gizli ve müessir bin canlıdır. On adat büyük kıyamet alametleri arasında zikir edilmektedir. O da zuhur ettiği zaman virüs gibi bütün insanları sarsacak, kıyamete alamet olacaktır.
Eseri olup ta his edilmeyen nesneler vardır.
Korona bu nesnelerin biricik bir örneğidir.
Bil ki melek da var, şeytan da, cin de vardır.
Ruh da var, antikor da var, mikrop da vardır.
Hakka namzet ol.