Aile insanın insanlaşması için gerekli bir süreç ve zorunlu bir kurumdur. Aile, nesil ve medeniyet değerlerimizin temel dayanağıdır. Aile, dünü muhafaza eden, geleceği emin bir şekilde inşa eden fikrin ve eylemin oluş merkezidir.  Bugün, kimi mesnetsiz söylemlerin saldırısına maruz kalan ailenin, insanın ve insanlığın geleceği adına, savunulması gerekir. Medyatik genellemeler ve bu genellemeler neticesiyle şekillenen linç kampanyaları, bazı fikirlerin savunulmasını da güçleştiriyor. 

İnsanlık tarihi boyunca aile toplumun dolayısıyla insanlığın en temel yapı taşı olarak görülmüştür. İnsanlık tarihinde de ailesiz bir toplum hiçbir zaman olmamıştır ve olmayacaktır. Aksi takdirde insanlık biter. Kadim inançlar yanında kadim filozoflar da aileyi hem toplumun hem devletin temeli olarak değerlendirmiştir. Aristoteles’e göre aile birliğin sembolüdür ve aile sevgisi, devlet sevgisinin temelini oluşturmaktadır.  

Aile ahlak ilmi, aile bireyleri arasında düzen ve tertibin nasıl kurulacağını ve aile geçiminin en iyi şekilde nasıl uygulayacağını bilmeye yarayan ilimdir. Aile ahlakı, İslam ahlak felsefesine özgü bir tanımlamadır. Birçok ahlak felsefesinde aile ahlakı konusuna özel olarak yer verilmiştir. İslam ahlak felsefesinde huzur ve mutluluğun ilk yolu olarak aile kurulması öngörülmüştür. Aile içyapıyı, toplumsal birliği kurar. Devleti iç tehlikelerden koruyan unsur ailedir. Asker de dış savunmayı ve devleti harici tehlikelerden korur.  

Aile kadim bir değer, tarih kadar eski bir kurumdur. Toplumsal çözülmeler tarihin değişik dönemlerinde de yaşanmış, nesilleri ifsat eden düşüncelerin sesleri muhtelif zamanlarda daha güçlü çıkmıştır. Bundan dolayı yaşanılan bu sarsıntıları anlamak, anlamlandırmak, analiz etmek ve tanık olduğumuz bu zamanın, gerek ve sorumluluğunu yerine getirmek zorundayız. İfsat girişimlerine karşı, güçlü bir ses ve söz yükseltmeliyiz. Şiddet olgusundan, istismara kadar, birçok alanda gerçekle yüzleşmeliyiz. Bunu yaparken birçok menfi olayı, genelleyerek istismar edenlerin stratejilerini de bilip, taktik aparatlarını da ifşa etmeliyiz. 

Çünkü dünya sistemine egemen mantığın tanımladığı yeni insan için ‘bağ’ artık bir yük olarak görmektedir. Ailenin temel unsuru nikâh akdi değersizleştiriliyor. Sapkın birliktelikler ve nikâhsız ilişkilerle oluşturulan gar-ı meşru yapılar geleneksel ailenin yerine yeni aile formları olarak ikame ediliyor. Ulrich Beck, günümüz modern toplumunda “ölü ve hala yaşıyor” diye tanımladığı zombi (hortlak) kurumlara aileyi örnek veriyor. Hayat elimizden kaçıp giden dünyada çok hızlı değişiyor ve bu değişimden aile de payına düşeni alıyor. Ancak boşanma ve bekâr yaşama oranları arttıkça başarılı bir evlilik insanlar için gurur kaynağı olmaya başladı. Çünkü sevdiği insanlardan bağlarını koparma ve aile bireylerine karşı mesuliyetsizlik, özgürlük olarak telakki edilemez. 

Hiçbir toplumun aile konusunu ciddiye almaması, unutması, kurumu önemsememesi, gündemine almaması ve bu alan için politika geliştirmemesi düşünülemez. Eğer bugün insan fesada uğramış ise ailenin fesat edilmesinden kaynaklanmıştır. Onun için insanın ıslahı ancak aile kurumunun ıslahı ile mümkündür. Ailenin ıslah olması hiç şüphesiz, sağlıklı ebeveyn ve mutlulukları ile orantılı olacaktır. Kadim medeniyet birikimimiz yeni bir aile modeli sunmak için yeterlidir. Yeter ki bir niyet ve iradeyi ortaya koyalım. Geleceğin dünyasında, güçlü bir şekilde varlığını sürdürebilecek ülkeler ve milletler, kişiyi ve aileyi en güçlü bir şekilde ihya eden tolumlar olacaktır. 

Aile, sanıldığı gibi bir anne, bir baba ve bir-iki çocuktan ibaret değildir. Aile aynı zamanda dededir, ninedir. Aile bütün geleneğimizdir, soyumuzdur, boyumuzdur, aşiretimizdir. Aile kavramının kapsamı daralttıkça önemi de buharlaşır. Bugün aile karşıtı ideolojik saldırı varken aile kurumunun ifsat edilmesine karşı Müslümanlar bir felsefi savunma yaptıklarına tanık olunmamaktadır. Allah, “Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun”(Tahrim:6) demektedir. Hz. Peygamber, “Hepiniz çobansınız ve hepiniz sürüsünden sorumludur. İnsanların başındaki yönetici bir çobandır ve o, onlardan sorumludur. Adam aile halkı üzerinde bir çobandır ve onlardan sorumludur.”(Buhari, Müslim) Hiçbir baba çocuklarına güzel bir terbiyeden daha üstün bir bağışta bulunmamıştır”(Ahmed, Tirmizi) demiştir.  

Bu tamamıyla Allah’ın, “İyilik ve takva üzere birbirinizle yardımlaşın”(Maide:2) buyruğunun genel çerçevesi içerisine girmektedir. Çocuklarımıza, eşlerimize dini ve hayırlı şeyleri kendisinden müstağni kalınamayacak edep ve terbiyeyi öğretmek bizim vazifemizdir. Allah’ın, “Sen aile halkına namazı emret, kendin de sabırla ona davet et”(Taha:132) buyruğu da bunu ifade etmektedir. Allah’ın Peygamberine hitaben vermiş olduğu; “Yakın akrabanı uyar”(Şura:214) buyruğu da buna yakındır. Hadiste, “Çocuklarınız yedi yaşındayken onlara namaz kılmalarını emrediniz”(Ahmed, Ebu Davud) diye buyurmaktadır. Bu anlamda aile Bachelard’ın dediği gibi, “insanın düşünceleri, anıları ve düşleri için en büyük bütünleştirici güçlerden biridir. Evin öğüdü, yaşamlarımızda sürekli bir yankıdır.” 

Aile toplumun son yapı taşıdır ve tarihte alternatifi olmayan yegâne beşeri kurumdur. Ailenin dağılması halinde toplumsal çözülmeyi durdurmak mümkün olmadığından, özellikle sorumluluk mevkiinde olan ebeveynler çocukları konusunda son derece dikkatli ve titiz olmak durumundadırlar. Bir koca eşinin ve çocuklarının, aile terbiyesine, zamanında almaları gereken ahlaki değerlere yeterince dikkat etmeyecek olursa ailesi günahkâr olur hem başkalarına hem kendine zarar verir. Ebeveynler öncelikle çocuklarına iman bilincini, İslami bilgi ve terbiyeyi, yaşlarının gerektiği seviyelerde güzel terbiye ve edeple eğitmek ve zaaflarına kapılıp meşru olmayan isteklerde bulunacak olurlarsa onlara engel olmak durumundadırlar. Böylece her nesil kendinden sonraki nesli yetiştirip insanlığın selametini garanti altına alacaktır. 

Aile ne Marxizm'in ileri sürdüğü gibi sömürü düzeninin meşrulaştırılması için uydurulmuş bir üst yapı kurumudur, ne kimi feminist çevrelerin ileri sürdüğü gibi kadının köleleştirilmesi sürecidir ve ne de kimi antropologların ve sosyologların ileri sürdüğü gibi sosyal yapıyı ayakta tutması için üretilmiş bir enstrümandır. Aile koca şehri, koca bir bölgeyi ve en nihayetinde koca bir devleti içinde barındıran bir yapıdır. Vesselam.