Bilindiği gibi Mescid-i Aksa tüm Müslümanların ilk kıblesidir. Müslümanlar 16 veya 17 ay Mescidi Aksayı kıble edip namaz kılmışlar, sonra Allah (cc) onları Kâbe’ye tevcih etmek suretiyle şöyle buyurdu: "Doğrusu biz senin yüzünün semaya doğru çevrilip durduğunu görüyoruz. Şimdi seni hoşnud olduğun bir kıblye çevireceğiz. Yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Nerde bulunursanız bulunun Yüzlerinizi o tarafa çevirin..." (Bakara, 2/144)
Bu nedenle Kudüs hâkimiyeti için değişik zamanlarda değişik savaşlar olmuş, kâh haçlıların kâh da Müslümanların idaresine geçmiş. Yahudiler ise hiçbir zaman tam hâkimiyetini elde edememişler. Ama şimdi (2021) İslam liderlerin lakayt ve pasifliği nedeniyle Siyonist İsrail hâkimiyeti ele geçirme pişindedir; hatta Müslümanları mescitten uzaklaştırma ve direnen yüzlerce Müslümanları cami içinde yaralamak, hatta şehit etmek suratıyla sürekli ele geçirme hevesindedir.
Bilmiş olalım ki gerek toprağın ve mukaddesin hâkimiyeti ve zaferi lider dirayetine bağlıdır. :Liderin dirayeti, imanı ve cesareti kutsalların hâkimiyeti için birinci amildir. Liderin lakaytlığı ve dirayetsizliği ise hem toprak hem de mukaddesin mağlubiyetine, başkasının eline geçmesine sebeptir.
Evet, bilindiği gibi bu bir yarım asır Filistin ve Kudüs Yahudi Siyonizm istilasındadır, Müslüman Filistin halkı nice zaman bu istilanın acısını çekmekte, yalnızlığı nedeniyle esaretin eşiğinde yaşamaktadır. Zira müstevli Yahudiyi destekleyen tüm haçlılar şimdi de desteklemeye devam etmektedir. Lakin Filistin Müslümanlarını tam destekleyecek bir İslam lideri olmadığı için mescidi aksa siyonist’in tasallutuna girmiştir.
Evet, bilindiği gibi Filistin zamanla haçlıların istilasında kalmış, birinci sefer Hz. Ömer Filistin’i haçlı istilasından kurtarmış hayli zaman Müslümanların idaresinde kalmış, tekrar haçlıların tasallutuna geçmiştir. Tasallut diyorum, çünkü Hz. Ömer, fetih ettikten sonra orada olan Yahudi ve Hıristiyanların mülküne, dini esaslarına dokunmamış mevcut kilise ve senagokları muhafaza altına almıştır. Lakin onların tesallütüne geçtiğinde Müslümanlara ait mülk hatta hürriyetlerini gasp etmiş, mukaddesatı silmiş şimdiki İsrail gibi Müslümanları Mescid-i Aksadan uzaklaştırdığı, mescitte namaz kılanları silahla öldürdükleri gibi…
İkinci fetih Selahattin Eyyubi ile gerçekleşmiş, onun iman, dirayet ve cesareti sayasında fetih edilmiştir. O da Ömer gibi Yahudi ve Hıristiyan mukaddesatına dokunmamış, mevcut kilise ve senagoklarını muhafaza altına almıştır.
Selahattin kuşatma çadırında iken gülmeği terk ederek uykusuz kalarak fethin planını çizerken bir soruya karşı şu cevabı vermiştir. “Kudüs işgal altında iken ben nasıl gülebilirim:”
Selahattin ikinci sefer Filistin’i kaçlı istilasından kurtarmış, İslam bayrağı altına almıştır. Evet, Fransız komutan Ernat, Flitsinde hâkimiyet kurarken Müslümanları haçtan men etmiş gitmek istizanları çocuk, kadın fark etmeden katil etmiş ve şu yaralıyıcı sözünü tekrarlamıştır:
“Sizin Muhammed’niz gelsin sizi kurtarsın.”
Bu sözü işiten Selahattin kendi evine inzivaya çekilip iki gün Allah’a dua ederek ağlayarak fethin planını yapmış ve şu veciz sözüyle “ ya rabbi, bana yardım et ki ben Muhammed’in yerine ümmetini Ernat denilen edepsizden kurtarayım.”
Bu ilticadan sonra kendi askerini toplamış ve şu hutbeyi irada etmiş: “ey ümmet, Ernat denilen gayri Müslim, Kudüs’ü istila etmiş, Müslümanları kadın erkek, çocuk tümünü öldürmüş, “ sizin Muhammet’iniz gelsin sizi kurtarsın” diyerek Müslümanlara karşı meydan istemiş. Ben de Muhammet’in yerine ümmetini kurtaramaya hazırlanmışım, siz benimle olur musunuz? Bütün asker, sivil tek ağızla seninle beraberiz diyerek kuşatmaya geçmiş kısa zamanda Filistin”i Fransız Ernat’ın istilasından kurtarmış ve kendisi bizatihi Ernat’ı kılıcıyla kesmiş. Tabiidir ki her iki fetihken sonra kendisi Hz. Ömer gibi Kudüs’teki başka dini esaslara saygı göstermiş, mevcut kilise ve Sinagoglara dokunmamış onları inananlarıyla muhafaza altına almıştır.
Ey Ömer, ey Salaheddin, fetih ettiğiniz Mescid-i Aksa şimdi siyonistin tasallutunda, Müslümanlar zilleti altındadır, sizin gibi liderleri bekler.