Birileri millet ittifakının Cumhurbaşkanı adayının 2023’te kim olacağı konusunu hep gündemde tutuyor. Bu bir algı yönetimidir. Bu adaylıkta maşallah ismi geçmeyen kalmadı! En son hemşerimiz, sabık Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcılığı görevlerinde bulunan Mehmet Şimşek bile! ABD Başkanı Joe Biden’in “Erdoğan'ı yenmeleri için onları (muhalefeti) desteklemeliyiz” şeklinde sözleri, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş tarafından, “Cumhurbaşkanı adayını, ulusal ve uluslararası karar vericilerin işaret edeceği bir insanı yapacaklar” sözleriyle mücessemleşmiştir.
Savaş, her ne kadar katıldığı bir TV programında, çark edip ben şaka yaptım dese de esasında Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adaylığında yol haritasını itiraf etmiştir. Derim ki, hiç şüpheniz olmasın öyle olacaktır! Çünkü başta Amerika olmak üzere bütün şer güçler böyle olmasını istiyor. İsmi geçenlerden hangisi olursa olsun Amerikan güdümlü olacaktır. Bundan hiç kuşkunuz olmasın. Birbirine benzemezleri bir arada tutan güç bunu da yapacaktır. CHP ve İYİ partinin nikâhları kıyılmıştır.
Joe Biden 2002 yılında ABD’li demokrat bir senatör olarak Erbil’i ziyareti sırasında ilginç bir cümle kurmuştu: “Tek dostunuz dağlar değil.” Geçtiğimiz ayda Meral Danış Beştaş, Garo Paylan ve Hişyar Özsoy'dan oluşan heyetle ABD'yi ziyaret eden HDP'lilerin Joe Biden yönetiminden yetkililerle gizlice görüştüler. HDP Heyeti’nin kısa Washington ziyareti aslında Eylül ayında yapılacak gizemli çıkarmanın hazırlığı niteliğindedir. Onun için HDP’nin Millet İttifakını desteklememe gibi bir şansı yoktur. Çünkü stratejilerini kendileri değil Amerika belirleyecektir.
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’ye bir Tv programında moderator; siz şu anda Kılıçdaroğlu’nun uygulamalarından şikâyetçisiniz, seçimler ikinci tura kalırsa ve Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı adaylarından parti olarak hangisine oy vereceksiniz? Sorusuna hiç tereddüt etmeden “Millet İttifakına veririz” demişti. Muharrem İnce kendi batıl davasında hassasiyet gösteriyor, takdire şayan!
Ya bizim cenahtakiler (Karamollaoğlu, Davutoğlu, Babacan) ise şimdiki hallerini temel alarak, İslami hassasiyetleri ve maslahat müessesemiz onları düşünmeye sevk etmeyerek Erdoğan düşmanlığı adaletsizliğe ve izansızlığa sürüklemiştir. Muhammed İkbal, “Eğer bir kılıç Allah’ın yolunun dışında çekilmişse, çekenin göğsüne saplanmalıdır” diyordu. “Emanetin izzeti, yükseltti değerini, hıyanetin zilleti, düşürdü değerini, öyleyse anla Bari’nin hikmetini.” demekten başka diyecek bir şey yok. Rabbim hidayet versin. Ömer Hayamın deyimiyle: “Celladına âşık olmuşsa bir millet. / İster ezan ister çan dinlet, / İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet , / Müstahaktır ona her türlü zillet.” İnsanın gerçeğe gözlerini kapaması gerçeği ortadan kaldırmaz. İnsanın varlığı, diğer şeylerin arasındaki bir şey değildir. Şeyler birbirini belirler. Ama insan kendini belirler. Bazen istisnaların olması, istisnayı kural yapmamızı haklı çıkarmaz.
Emperyalistlerin dili Jan Ataklı, Erdoğan'ıngitmesi için büyük felaketlerin olması gerekir diyordu. Bunun manası bu pandamı döneminde bütün dünya devletlerin ekonomileri etkilenmiştir, bu fırsattır hükümeti bu yaralı haliyle seçime götürelim demektir. Hükümetin 2023’e kadar seçim olmayacaktır kararlılığını yangınların sabotaj sonucu olabileceği seçeneğini güçlendiriliyor. Bundan sonra sokak numayışları ve buna benzer durumların olması ihtimalini gözden ırak tutmayalım. Böylece hükümetin sorunlardan başını kaşıyacak, ekonomiye düzeltecek zamanı olmasın! Ancak, yan yana, alt alta, üst üste gelseler vız gelir trıs gider inşallah.
Rabbim var ya gam yok, “Onlar (sana) tuzak kurarlarken Allah da (onlara) tuzak kuruyordu. Çünkü Allah tuzak kuranların en iyisidir.”(Enfal: 30)Gelecek günler nelere gebedir bilinmez ama Ekrem İmamoğlu'nun siyasette son kozu 2023 olacaktır. Bu rolünü oynayacağı ve bu fırsatı kaçırmayacağı malum görünüyor. “Kendisi varlıktan payını almamış kişi, / Ne zaman ve nasıl varlık bahşedebilir? / Bir damla suyu olmayan, eski ve kuru bulut, / Ne zaman ve nasıl su verebilir?” Hiç düşündünüz mü? CHP’nin tarihine bakın; bu memlekette dikili taşı mı vardır? Yaptıkları İslam düşmanlığından başka ne gösterilebilir? Biz bunların cemaziyel evvelini biliyoruz. Rahmetli Erbakan’ın devamlı tekraladığı bir arap atasözünde olduğu gibi “Elmucerreb layucerreb” (Denenen denenmez)
Kim bunların yanında yer alacaksa bilsin ki Allah’ın huzuruna CHP bayrağı altında lideriyle beraber mahşere yürüyecektir. Çünkü Allah Kur’an’da; “Her insan topluluğunu önderleriyle birlikte çağıracağımız o günde kimlerin amel defterleri sağından verilirse işte onlar amel defterlerini okuyacaklar ve en küçük bir haksızlığa uğramayacaklar. Bu dünyada kör olan ahirette de kördür, yolunu daha da şaşırmıştır.”(İsra: 71-72)
Öbür dünyada azaba çarptırıldıkları anlayınca da “Biz sizin tâbilerinizdik. Şimdi siz, Allah'ın azabından herhangi bir şeyi bizden savabilir misiniz?” Onlar da diyecekler ki: “(Ne yapalım) Allah bizi hidayete erdirseydi biz de sizi doğru yola iletirdik. Şimdi sızlansak da sabretsek de birdir. Çünkü bizim için sığınacak bir yer yoktur.”(İbrahim: 21)
Vallahi bindiğiniz trenin lokomotifi Amerika'ya doğru yol almışsa, vagonlarda Mekke’ye doğru namaz kılsanız da Amerika'ya gideceksiniz! Bütün seçimlerin nedeni vardır, ama seçimlere neden olan seçenin kendisidir. Buna rağmen mazeret uyduranlara da Demetrius’un deyimiyle: “Cahillerin sözlerini bağırsak gurultularıyla bir tutarım. Ha yukarıdan çıkmışlar ha aşağıdan ne fark eder ki?” der geçerim, hesabı Allah’a havale ederim. Bu konuda siyasete bigâne kalanlara da “Dinimizi yırtarak dünyamıza yama yapıyoruz, öyle olunca da ne dinimiz kalıyor ne de diktiğimiz” diyen Hz. Ali’nin ve “Bir evde yangın varken seni namaza ve duaya çağıran kimsenin daveti haince bir davettir” diyen Ali Şeraitinin sözlerini hatırlatmak isterim. Vesselam.