Olaylara bakış açısı sağlıklı olmayanlar sağlıksız neticeler üretirler. En eksik kimse, kendini yetiştirme imkânı olduğu halde yetişmeyen kimsedir. Dünyada olduğun müddet içinde insanlığa bir şey katmıyorsan bilki bu dünyada fuzulisin. Boş kafa şeytanın çalışma odasıdır! İster kurşun atıyor olunuz ister oy atıyor olunuz fakat hedefinizi iyi seçmelisiniz.
Hızlı bir zaferi hedefleyen Sovyetler ’in Moskova’da yaptığı hesaplar, 1979'dan 1989'a kadar devam eden Afganistan işgalinde tutmamıştı. 9 yıl süren işgal, ağır bir hezimete uğrayarak çekilmişti. Rakamlarına göre, 14 bin 751 kayıp verdi. Kızıl Ordu yılda bin 613 asker kaybediyordu. Rakamlara Afgan komünist ordusunun kayıpları dâhil değildir. Savaşta yaralanan, sakat kalan ve hasta olan asker sayısı ise 470 bin civarındaydı. On yıllık savaşta 620 bin Sovyet askeri Afganistan’a ayak basmıştı.
Resmi rakamlara göre, 451 helikopter ve uçak, 147 tank, 443 top, 11 bin 369 kamyon ve petrol tankerinin de bulunduğu maddi zayiat, Sovyetleri hem askeri ve hem de ekonomik olarak çökertti. Savaşın getirdiği milyarlarca dolarlık savaş yükü Sovyetler ’in belini bükmüştü. Sovyetler Birliği bu savaşın ardından zaten fazla yaşamadı. Sovyetler ’in şahsında komünizm, Afganistan’da İslami güçlerden ağır bir yara aldı. İdeolojiler ölmez ama Sovyetler ’in dağılmasıyla birlikte komünist ideolojinin dünya üzerindeki etkisi zayıfladı.
Amerika Afganistan’da Vietnam’ın intikamını alma fırsatı yakaladı ve bunu iyi bir şekilde değerlendirdi. Amerika, Afgan direnişini kendisine mal etmeyi başardı. Amerika ve Batı adeta tek kurşun bile atmadan rakibi olan bir süper güçten kurtuldu ve uluslararası arenada Amerika tek süper güç olarak kaldı. Sovyetler ’in çöküşüyle birlikte bağımsızlıklarını kazanan ülkeleri kendi tarafına devşirmeyi bildi ve eski Sovyet nüfuz sahasına derinlemesine daldı. İlerleyen dönemlerde ise Afganistan’ı büyük bir üs haline getirmeyi başardı.
Afganlı Taliban (öğrenciler) şanlı bir direniş göstererek komünist güçleri istemediğimiz gibi emperyalist güçleri de ülkemizde istemiyoruz deyip kanlarının son damlasına kadar savaştılar. Amerika ve yandaşlarını pek büyük hezimete uğrattılar. “Ey iman edenler! Eğer siz Allah´a (dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.””(Muhammed: 7) emri tecelli etti.
Nisan ayında, Başkan Joe Biden, tüm Amerika birliklerinin 11 Eylül'e kadar ülkeyi terk edeceğini duyurdu. Amerikan’ın yabancı bir ülke toprağında başlattığı 20 yıl süren savaş boyunca 2 bin 500 civarında Amerikan askeri hayatını kaybetti. Binlerce asker yaralandı ve bazıları sakat kaldı. Biden, Amerika tarihinin yabancı ülke topraklarındaki en uzun süreli savaşının ardından ‘Amerika ordusunun Afganistan'ı modern, istikrarlı bir demokrasiye dönüştüremeyeceğinin açık olduğunu’ dile getirdi ve yerli uşaklarıyla kaçan kaçana ülkeyi terk etmek mecburiyetinde kaldılar.
Ani geri çekilmeyi eleştirenlere yanıt veren Biden, temmuz ayında yaptığı bir konuşmada, “Kalmamızı isteyenlere, daha kaç bin Amerikalı askerin hayatını riske atmaya hazırsınız? diye sormak istiyorum.” ifadesini kullandı. Biden, “Afganistan'da Amerikan güçlerinin varlığı süresince başkanlık yapan dördüncü kişiyim. Bu sorumluluğu beşinci kişiye devretmeyeceğim.” dedi. Amerika 19’uncu yılda Taliban ile mücadeleyi kaybetti. Çünkü Taliban’la karşı karşıya ordu olarak savaşmıyordu. Onun için çete eylemleri yapanlarla savaşmak çok zordur. Dünyanın her yerinde zordur, Afganistan’da daha da zordur. Geride hangi süper güç kalmış sırada kendisini Afganistan'da denesin!
Savaş halinde sarf edilen sözler ile devlet olduktan sonra sarf edilecek sözlerin aynı olmadığını, bundan sonra Taliban yetkililerinin sarf edecekleri sözlerin daha temkinli olacağını düşünüyorum. En büyük zulüm geciken adalettir. Bir kâfirin yönetimindeki adil devlet yaşar, ama bir zalimin yönetimindeki Müslüman devlet batar. Taliban sözcüleri; “herkes kanun önünde eşit ve adil bir şekilde muamele görecek” diye deklere etti. “Tüm Afganların katılacağı kapsayıcı bir Afgan hükümeti arayışındayız. Politikamız kadınların eğitime ve işe erişebilmesidir. Yönetim kademelerinde kadınları da bulunmasını isteriz dediler ve siyasilere genel af ilan edildi.
Umarım eski politikalarının yanlış olduğunun farkına varırlar da devletleri daim olsun. Ama terör devleti olmasın, şuraya dayalı, demokratik bir zemin bulurlar inşallah. İbn Haldun, “Terör beşeri helak eder, düzeni bozar… Yırtıcı aslan zalim bir yöneticiden, zalim bir yönetici ise devam eden bir fitneden daha hayırlıdır.” demiştir.
İşlerinin zor olduğunu biliyoruz çünkü bu yenilgiyi hazmetmeleri kolay olmayacaktır, Biden; “300 bin askerlik bir ordu kurduk, maaşlarını bile biz karşıladık, ordu ve siyasi liderler teslim oldu.” NATO genel sekreteri Stoltenberg ise “çöküşün bu kadar hızlı olacağını düşünmüyorduk.” Merkel ise “Afganistan’da başarılı olamadık” diye açıklamalarda bulundular. Daha şimdiden Taliban yönetimindeki bir devleti tanımayacaklarını dile getirdiler.
Müçtehitlerimiz Müslümanların maslahatı için geniş bir alan yarattılar, cahiller taassupla bunu fitne aracı kıldı! “Bir musibet bin nasihatten evladır” denilmiştir. İnşallah eski hatalarını tekrarlamaz ve yine şeytanın ve nefislerinin dediğini yapmaz, mezhebi taassubu yine körüklemezler. Allah var gam yok, şayet şura, eşitlik ve adaleti tesis edebilirlerse Allah yardımını esirgemeyecektir. Taliban'ın yetkilileri bir müddet önce Çin Dışişleri Bakanı tarafından Tiencin kentinde ağırlanmıştı. Aynı Taliban heyeti geçtiğimiz ay Moskova'da Rus yönetimiyle bir araya gelmişti. Daily Mail gazetesi; Türkiye, Pakistan, Çin ve Rusya’nın Taliban yönetimini resmen tanımaya hazırlandığını öne sürdü.
Pakistan Dışişleri Bakanı, “Zamanı geldiğinde uluslararası mutabakat, saha gerçekleri ve Pakistan’ın ulusal çıkarları doğrultusunda Taliban hükümetini tanıyacağız” diye konuştu. Afganistan’daki durumun hızlı şekilde değiştiğini dile getiren Bakan, Afganistan meselesini yakında Çin, İran, Özbekistan, Türkmenistan ve Hindistan gibi komşu ülkelerle görüşeceklerini bildirdi. Rabbim haklarında en hayırlısını nasip etsin. Vesselam.