Değerli okuyucularım! Uzun bir aradan sonra sizinle tekrar buluşmanın mutluluğu ve heyecanı içerisindeyim. Toplum olarak yaklaşık iki yıldır salgın nedeniyle birçok hayati faaliyetlerimize ara vermek veya azaltmak zorunda kalmıştık. Bunların başında da çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitim hayatı gelmektedir. Uzaktan eğitimle sürdürmeye çalıştığımız eğitimin hem zorluğunu hem de kalitedeki kaybını hepimiz birlikte müşahede ettik. Bu da bize ‘yüz yüze’ eğitimin önemini göstermektedir. Özellikle de devlet okullarının kapalı olması, özel eğitim imkanlarından yoksun olan kırsal kesimi ve ekonomik imkana sahip olmayanları fazlasıyla etkiledi. Zira özel okullara erişim imkanına sahip olanlar kayıplarını bir nebze telafi edebilse de bu imkanlardan yoksun olanlar özellikle de eğitimin gelişim aşamasında olan çocuklar, eğitim hayatlarında telafisi belki de olamayacak yaralar almışlardır.
Tüm sorunlara ve zorlulara rağmen çok şükür okullar açıldı. Bunun sevincini hep beraber yaşarken okulların tekrar kapanmaması adına sorumluluklarımızın ve bu konuda toplum olarak yapmak zorunda olduklarımızın farkında olmalıyız. Öncelikle aile olarak çocuklarımızı temizliğe ve hijyene dikkat ederek okula göndermeliyiz. Beslenmelerine daha fazla dikkat etmeli özellikle de corona virüsünün belirtilerini taşıyan çocuklarımızı diğer çocukları korumak adına okula göndermemeliyiz. Çocuklarımızı bu salgından korunma yöntemleri hakkında bilgilendirmeliyiz. Başta lavabolar olmak üzere ortak kullanım alanlarını hijyene dikkat ederek kullanmayı çocuklarımıza anlatmalıyız. Toplumun yetişkin bireyleri olarak bizler de birlikte yaşama kurallarına dikkat etmeli sokaklara tükürmemeli ve hapşırırken ağızlarımızı kapatarak salgının yayılmasına engel olmalıyız. Maskelerimiz takıp sosyal mesafeye dikkat ederek aşılarımızı ihmal etmemeli, kendimiz hasta olmasak bile başkasının sağlığına saygı göstermek adına kurallara uymalıyız.
Okullarda çalışan personelin de ortak kullanılan lavabo temizliğine özen göstermeleri gerekir. Zira buralar salgının en çok bulaştığı alanlardır. Sınıfların da temizliği rutin olarak yapılmalı, sağlık otoritelerinin önerdiği hijyen kurallarına uymalıyız. Servis şoförlerimizin de görev esnasında sigara içmemesi ve hem kendilerinin hem de kullandıkları araçlarının hijyenik olmasına dikkat etmeleri önem arz etmektedir. Her gün araçların dezenfekte edilmesi salgının bulaşma oranını düşürecektir.
Son olarak da başta öğretmenlerimiz olmak üzere çok değerli eğitim camiamızdan çocuklarımızın kaybettiği bu iki yılın telafisi adına biraz daha fedakârlık ve gayret gösterip çocuklarımıza telafi dersleri ve etkinlikleri arttırmalarını istirham ediyoruz. Bu konuda devletin yapacakları kadar bizlerin de kendi inisiyatif ve fedakarlıklarımız da önem arz etmektedir. Daha güzel ve birlikte yaşadığımız sağlıklı günlerde görüşmek dileğiyle eğitim yılının tüm öğrencilerimize ve eğitmenlerimize hayırlı olmasını temenni eder saygılarımı sunarım.