Allah tarafından İnsanın üzerine musallat edilen musibetlere karşı Allah tarafından iki tedbir tavsiye edilmiştir.
Fiziki tedbir ve manevi tedbir…
Manevi tedbir, Allah’a ibadet yoluyla merhametine iltica etmektir. Zira musibeti veren odur şifa terdbir veren de bizatihi kendisidir.
Allah’a iltica etmek, zulümden hatalardan dönmek, tövbe etmek, musibetten kurtuluş için dua etmek, gereken ibadeti icra etmektir. Bunun için afakî musibet sayılan kuraklık hâsıl olunca yağmur duasını yapmak, namazını kılmak tavsiye edilmiştir. İbn-i Abbas -radıyallâhu anh-'ın zelzele dolayısıyla altı rükû ve dört secde ile namaz kıldırdığı, rivayet edilmektedir. (İbn-i Ebî Şeyb)
Tedbir için tövbe ve genel ibadetin tavsiye edilmesi zaman ve zemin şartlarına bağlıdır. Onun için Diyanetin koronavirüsten korunmak için Cuma günü dâhil camilere gitmeme fetvası fıkhidir ve isabetlidir. Biz de deriz ki taziye, mevit ve benzeri toplumsal yerlere toplu hâlda gitmeme emri de isabetlidir.
Evet, İnsanlık tarihine bakıldığında Allah yolundan sapanların başına gelen musibetlerin haddi hesabı yoktur. Musibete karşı dönüş yapmayan zülme, ısyanına devam eden Dünyaya hâkimiyet kuran dört lider var: Müminlerden Zulkarnayn ve Süleyman ve mümin olmayanlardan da Nemrut ve Buhtanassar.
Zulmünden dönmeyen Nemrud’un burnundan bir sivrisinek beynine girmiş ve beynini kazımasıyla felç şekliyle öldürmüştür. Kuranın beyan ettiği gibi Ebrehe adındaki kâfir, kâbeyi yıkmaya giderken Allah (cc) onun ve askerinin başına bir çeşit kuş, (ebabil) musallat etmiş, kuş, çamurdan mermi şeklinde yapılan bir cismi gagasına alıp her ferdin kafasına indirmiş, kafasından bütün vücudu delerek altındaki bineği de delmek suretiyle hepsini binekleriyle helak etmiştir. Keza, kuranın ifade ittiği gibi asilerin başına çekirge, kan, kurbağa musallat ederek hepsini bitirmiş. Ve keza rüzgâra emir vererek bir kısım insanları fırtınayla bir kısmını sel felaketiyle bir kısmının başına taşları yağdırmakla, bir kısmının üstüne dağları devirmekle helak etmiştir.
Hulasa musibetlerin tümüne karşı insan aciz ve perişan kalmış, kurtuluşu hatalardan dönmede, Allah’a sığınmada, ona ibadet etmede görmüştür.
Teknoloji ve tıbbın zirveye çıktığı günümüzde başımıza da KORONA VİRÜS denilen bir hayvancık musallat etmiş, bütün dünya bütün imkânlarıyla fiziki tedbir almasına aciz kılınmış, bundan ötürü hepimize manevi tedbir lazım olmuştur.
وفي حياة الحيوان عن ابن السكيت أنها دويبة سوداء الرأس وسائرها أحمر تتخذ لنفسها بيتاً مربعاً من دقاق العيدان تضم بعضها إلى بعض بلعابها ثم تدخل فيه وتموت
Kuran müfessiri Alusi’nin tesbitine göre Hayatülhayvan kitabında vebavirüsü tarif edilerek şöyle denilir: Bu virüs küçük bir canlıdır, başı siyah sair cesedi kırmızıdır, (DEKAK EL- İDAN) denilen cisimden dört köşeli yuva yapar parçaları kendi salyasıyla birbirine yapıştırır içine girer ve bir müddet sonra orada ölür. Alusi tefsiri).
Demek her çeşit virüs tabiatıyla yok olmaya ve ölmeye mahkûmdur. Eğer biz aşı gibi maddi ve tövbe gibi manevi tedbirlerimizi alıp birlikte karşısına çıksak Allah’ın izniyle tesirsizleşecektir.
Dünya şahit olmuş ki bu virüs gidicidir.
Yeter ki tedbir alınsın evlası genel aşıdır
Aşı ol kardeş, muhalif, naçar, tenha kalmıştır.
Veren Allah’tır gideren de odur ve iki tedbir.
Hakka namzet ol.