16 Nisan referandum sonuçları AK Parti de bir değişimi zorunlu kıldı. Bu söz tüm çevrelerin ortak görüşü olarak her yerde seslendiriliyor. Evet, referandum sonucu Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından "metal yorgunluğu "olarak değerlendirildi. Bence de bu tespit yerinde bir değerlendirme ve hata daha da ileri götürmek mümkünse ‘metal yorgunluğu’nu aşan bir ‘metal paslanması’ olarak da değerlendirilebilir. 

 


Ama bu tespitin yapılması yetmiyor. Gereği de yapıldığı zaman hayat bulur ve gerçekten 16 Nisan referandumundan dersler çıkarılmış olur.

 


Acaba AK Parti gerekli dersleri çıkarıyor mu? Toplumun büyük çoğunluğuna göre “hayır”

 


AK Parti merkez, karar organlarındaki değişim ile son olarak Bakanlar Kurulundaki değişiklik bunun işaretlerini vermede yetersiz kaldığı inancı ortak bir görüş olarak dile getiriliyor. Adalet bakanlığına getirilen Abdülhamit Gül’ün varlığı, örgütün hükümette temsilinin doğru bir adımı olarak değerlendirilmesine rağmen; var olan tablo beklentiler yüksek tutulduğu için genel çoğunluğu tatmin etmekten uzak duruyor.

 


Öyle görünüyor ki değişim tümüyle parti teşkilatları üzerinden yürüyecek ve bu anlamda parti delege seçimleri başladı bile. Ama burada da temel bir sıkıntı var gibi

 


Parti teşkilatlarını ‘metal yorgunluğa’ yakalanmış kadrolarla mı yaptıracaklar? endişesi ve bence de haklı bir endişe.

 


Şimdiye kadar konuşulan, yazılan ve çizilenler üzerinden bir değerlendirme yapacak olursak , AK Parti teşkilâtlarındaki değişimin toplumun önemli kesimlerinin görüş ve önerileri alınmadan sadece parti hiyerarşisi içerisinde ele alınması durumunda bir yenilenme ve değişimden ziyade ,daha çok şekil yönünden bir tablonun ortaya çıkacağıdır.

 


AK Parti toplumun yüzde 80'nine dokunmadan parti değişimine gitmeyi düşünürse eğer; 2019'u hiç kolay yakalayamayacak gibi duruyor

 


Özelikle de kadın ve gençlik temsilinde yeterli özeni göstermemesi durumunda 16 Nisan referandumu mesajını doğru okumadığı sonucu çıkarlı bu AK Parti açısından en tehlikeli durum olsa gerek.

 


Umarım AK Parti kurmay aklı, anket şirketlerini değil sahanın gerçek sesini dinler ve görünen manzaranın hiçte söylendiği gibi olmadığını bilerek  parti teşkilatlarını yenilemeye çalışır.

 


Bunu yol ve yöntemi de bellidir.

 


Eğer gerçekten bir değişim isteniyorsa ve 2019'da tekrar kazanmak istiyorsa, sadece batıda değil Güneydoğuda  halkın Ak Parti’den beklentilerini ve taleplerini büyük bir ciddiyetle dinler bu beklenti ve talepler doğrultusunda yeni kadro yapılanmasına giderler.

 


Güneydoğuda kadın ve gençlik ağırlıklı bir örgütlenme kendisini acil olarak dayatıyor. Örnek verecek olursak, tıpkı HDP'nin ve 1990'larda Refah Partisinin örgütlenme biçiminin gösterdiği ‘yüz yüze temas’ örgütlenmesinin ne kadar önemli olduğunu görmüş olur.

 


Bu tip örgütlenme doğal olarak kadın ve gençlik örgütlenmesidir ve ancak bu örgütlenme biçimiyle 2019 kazanılabilir ve 2019'un kaybedilmesi  demek şimdiye kadar ödenen tüm bedellerin boşa gitmesi demek olacağından buna hiç bir kurmay aklın izin vermemesi gerektiği inancını tekrar etmem gerekmiyor .

 


Durum basit makyaj değişiklikleriyle geliştirilecek bir durum değildir ve 2019 çokta uzak bir tarih olarak görünmüyor.

 


Bu kadar zor bir süreçten geçerken ve Türkiye en tehlikeli dönemini yaşarken 15 yıldır iktidarda olan AK Parti eğer kendini  yenileme kabiliyetine hala sahip değilse söylenecek söz “yok” demektir.

 

Ben umudumu korumak istiyorum ve Ak Parti’nin Güneydoğuda artık eskimiş ve  toplumsal tabanını yitirmiş aktörlerle değil yeni ve topluma dokunabilecek aktörlerle yola devam edeceğini düşünüyorum. Bu inancımı korumak istiyorum. Sağlıcakla kalın…