İnsanların tümünün hayatı birbiriyle irtibatlıdır. Her insan kendi nefsinden sorumlu olduğu gibi aile fertlerinden komşusundan bütün ülke insanlarından hatta dünya düzeninden nisbî anlamda sorumludur. Bundan dolayı kişi olaylar karşısında nemelazım deyip kayıtsız olamaz, gücü nispetinde alakayı göstermeye mecburdur.
Bu alaka mecburi olduğu halde bazı insanların olaylara karşı lakayt kalıp Nemelazım felsefesini tercih etmektedir. Maalesef Batı insanları bu alakada da bizi geçmişler, nemelazım felsefesini saf dışı edip nisbi de olsa alakayı kendi aralarında tamim ediyorlar.
Bir örnek:
Ben Alman halkının kendi halkı için olaylara karşı nemelazım felsefesini terk edip olaylara müdahil olduğunu gördüm. Şöyle: Almanya’nın bir parkında otururdum. Karşımda bir havuz vardı, havuzun üstüne “ havuza girmek yasak” Almanca bir tabela asılıydı. Alman halkından havuza giren yoktu, tüm millet tabelaya bakıp girmekten istinkâf ederdi. Ama bizim milletten üç Türk yasağı dinlemeden havuza girip yüzmeye başladılar. Baktım ki oradan geçen bir Alman bayan onları uyardı, girmenin yasak olduğunu hatırlatarak havuzu terk etmeyi önerdiği halde dinlemediler, yüzmeye devam ettiler. Kadın oradan uzaklaştı, ben manzarayı seyir ediyordum, baktım ki kadın iki güvenlikçiyle gelip onları tutuklatıp götürdü. Ben kadını devlet memuru sandım, tahkikat neticesinde kadının normal bir alman vatandaşı olduğunu amma ‘Nemelazım’ felsefeni yaşamadığın, dolayısıyla olaya alaka gösterdiğini anladım.
Nemalazımcılık İslamda caiz değildir, her hususta yasak ve tehlikelidir. Peygamber (sav) der ki “komşusu aç iken tok yatan bizden değildir”
Şu tarihi olaya da dikkat edelim:
Dinine tam bağlı Kanuni Sultan Süleyman, devletin akıbetini hayal eder. “Günün birinde Osmanoğulları inişe geçer, çökmeye yüz tutar mı?” diye derin derin düşünmeye başlar…
Bu soruyu sütkardeşi meşhur âlim ve mutasavif Yahya Efendi’ye sormaya niyet eder. Güzel bir hatla yazdığı mektubu Yahya Efendi’ye gönderir:
“Sen ilâhi sırlara vakıfsın. Kerem eyle de İslami tavsiyeyle bizi aydınlat. Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğulları’nın akıbeti nasıl olur? Bir gün olur da izmihlale uğrar mı?”
Yahya Efendi’nin cevabı çok kısadır:
“Nemelâzım be Sultanım!”
Topkapı Sarayı’nda bu cevabı hayretle okuyan Sultan, bir mana veremez. Yahya Efendi gibi bir zâtın, böylesine basit bir cevapla işi geçiştirmesine şaşırır. Yahya Efendi’nin Beşiktaş’taki dergâhına gider. Kısa cevabı için ona sitem eder. Yahya Efendi şu karşılığı verir:
– Sultanım! Sorunuzun üzerine iyice düşündüm ve İslami kanaatimi de açıkça arz ettim.
– İyi ama bu cevaptan bir şey anlamadım. Sadece ‘Nemelâzım be sultanım’ demişsiniz. Sanki ‘Beni böyle işlere karıştırma’ der gibi bir anlam çıkarıyorum.
Yahya Efendi neyi kastettiğini açıklar:
– Sultanım! Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlık şayi olsa, işitenler de ‘Nemelâzım’, deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa, Nemelazım deyip gizleseler; fakirlerin, muhtaçların, kimsesizlerin feryadı göklere çıksa da bunu da taşlardan başkası işitmese, her kes Nemelazım dese işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Asayişe itaat hissi gider. Çöküş ve izmihlal de böylece mukadder hale gelir.
Bunları dinlerken ağlamaya başlayan koca sultan, söyleneni başını sallayarak tasdik eder. Sonra da kendisini böyle ikaz eden bir arife memleketinin sahip olduğu için Allah’a şükreder. Bu türlü ikazlardan geri kalmaması için tembihte bulunarak oradan ayrılır.
Sultan Süleyman’ın bu mektubu, Topkapı Sarayı’nda sergilenmektedir.
Sultan Süleyman, Yahya Efendi’nin uyarısının önemini anladığından dolayı, doğru yoldan sapmamak için, bu ikazlarına devam etmesini ondan ister.
Demek toplumların yok oluşuna zemin hazırlayan en önemli hastalıklardan biri belki de birincisi nemelazımcılıktır. Sürekli “bana dokunmayan bin yaşasın” Felsefesini gütmek büyük tehlike getirir. Demokratik ülkelerde basın organları, nemelazım dememeli her meseleyi yazmalı, ilan etmeli yöneticileri uyarmalıdır.
Nemelazım desen çöküp batarsın.
Haksıza evet deme, zalim olursun.
Allah’ın emrini kırma seri çökersin
Nemelazım desen sırtlan olursun. Hakka namzet ol