Malum olduğu gibi ilim, cehlin muhalifidir. İlim nur, cehalet de karanlıktır. İlme mazhar olan âlim, Allah katında en değerli insandır. Hatta âlim, tevhit ispatında Allah ve meleklerden sonra rütbeye mazhar kılınmıştır. Allah’ın insandan razı olmasının işareti ilme mazhar kılmasıdır. Medrese ilmiyle mektep ilmi arasında fark yoktur, müspet ilimler bir taraftan ilahi ilimler kadar önemli ve değerlidir. Lakin muteber ilim, âlimi Allah’a kavuşturan, bilenin nefsine münhasır olmayan, başkasına öğretilen ilimdir. Allah’ı tanımaya vesile olmayan ve insanlara aktarılmayan, âlimin nefsine münhasır olan ilim cehilden farksızdır. Üstat Bediüzzaman bir makalesinde, “ilimlerin içeriğini tefekkür edersen tümü seni Allah’a kavuşturur” demektedir.

 Âlim, her insandan fazla Rabbini tanıyan, ona kulluk yaparak dergâhına yanaşan ve rızasını talep eden, azabından korkan kişidir. Kuran der ki “ancak Allah’ı tanıyan onun azabından haşyet eden âlimlerdir”  Allah’ı tanımayan âlim itibari düşüktür, her zaman kaymaya, muhalif tarafından satın alınmaya mahkûmdur.                                       

İlim âlimin nefsine münhasır değildir, bilakis başkasına intikal edilmesi lazımdır, yani edebi tabirle ilim MÜTEADDİ olması gerekir, alime  münhasır/ LAZIM olan ilim gerçek ilim değildir. İlmin insanlara tebliğ edilmesi gerekir, peygamberin kendisine gelen vahyi tebliğ etmesi farz olduğu gibi âlimin de ilmini tebliğ etmesi farzdır.

Âlim din âlimi ise imkân dairesinde ilmini insanlara yetiştirecek, kitap telif etmek, vaiz- hutbe vermek, öğrencilere ders vermek, basınla ilmi tebliğ etmek suretiyle ihlâs ve takva dairesinde insanlara bildirecektir. Bu doğrultuda olmayıp ilmi kendi nefsine tahsis eden veya faydasız nesnelere vesile kılan bilge, Allah’ın şeref verdiği âlimlerden değildir.

Âlim, Profesör,  Öğretim üyesi, müderris, öğretmen ulemasından ise kitap yazmak, öğrenciye öğretmek, seminer- konferans ve basın yoluyla ilmini millete intikal edecektir. Bu yollarla ilmini aktarmayan, sadece kendi nefsine tahsis eden, bilge vasfıyla iktifa eden kişi zirveye yükselen âlimlerden değildir; Onun ilmi baki olmayacak, kefeni gibi çürüyüp kabre gömülecektir.

Peygamber (Sav) derki “insan ölünce her alakası kesilir, sadece üç nesne baki kalır: hayr-i cari, Salih evlat ve faydalı ilim. Bunlar kişinin ölümüyle munkati olmazlar, baki kalırlar.

Oku, ilmi yut, cehalete küsersin.

İlim faydalı olsa dünyayı beslersin

İlimle kendini Rabbine vuslat et.

Ölsen de ilmin hazine gibi işlersin.

Hakka namzet ol.