Bilindiği gibi günümüzde piyasada yokluk, pahalılık hâkim olmuş, Dünya’yı kasıp kavuran, hatta otomobil fiyatlarının astronomik rakamlara ulaşması temel sebeplerinden gösterilen “çip - kur dalgalanması, zamlar” insan geçimini temin etmek için zor duruma düşmüş her fert maişet derdine düşmüş, dar gelirli insanların yaşaması zorlaşmıştır.
Bunun sebebi ilk etapta Dolar yükselişi, devletin yetersizliği, pandemi, kuraklık, küresel ısınma gibi sebepler gündeme gelmiştir. Ama hakiki sebep milletin dikkatinden kaçmış, millet bu hakiki sebebin cahili olmuştur. Evet, yokluğun, darlığın hakiki sebebi gündem dışı olduğundan bu sıkıntıyı kaldırma çaresi tükenmiştir.
Bu dengesizliğin hakiki sebebini beyan ederim:
Geçen makalemde beyan ettiğim gibi hakiki sebebin biri israftır, milletle devletin israfı bu yokluğun bir sebebidir. Birinci sebep ise insanla maddeyi tartan terazinin madde tarafının ağır basmalıdır.
Şöyle bir mecra beyan edeyim ki terazinin, yokluğun esbabı bilinsin:
“Bir zaman Hindistan”da pahalılık hâkim olmuş, piyasa dengesi bozulmuş, ihtikâr (stokçuluk), fahiş fiyat, sömürü, tüketicinin piyasadan olumsuz etkilenmesi gibi nahoş durumlar meydana gelmiş. Buna çare kapısı tamamıyla kapanmış halk devletten dahi ümidini kesmiştir.
Ülkenin kanaat önderleri meşhur arif, din âlimi Yusuf El-Dehlevi’nin yanına gitmiş, bu pahalılığın sıkıntının sebep ve çaresini ona sormuştur. Yusuf el-Dehlevi hazretleri şöyle izahatta bulunmuştur:
“insan ile maddeyi tartan Allah tarafından yaratılan bir terazi var. Terazinin bir kefesinde insan, diğer kefede maddiyat vardır. İnsan dürüst olduğu zaman onun kefesi ağır olur, maddiyat kefesi hafifleşir, maddiyat ağır basınca maddiyat kefesi ağırlaşır değer kazanır, insan kefesi hafifleşir, değerden düşer. Eğer piyasanın bolluğunu, ucuzluğunu ve huzuru isterseniz kendinizi düzeltin ki Allah katında terazi ağırlaşsın madde kefesi hafiflesin.”
Dehlevi’nin bu tespitini kalbi temayül tasdik ediyorum. Zira eğer insan adil, abit, dürüst olsa yani sömürücü, materyalist, kapitalist olmazsa, hemcinsinin değerini bilecek malını makul fiyattan fazla satmayacak, stok etmeyecek, ambarlamayacak. Eğer devlet dürüst olsa piyasayı halkın menfaati doğrultusunda ayarlayacak, pahalılığa, yokluğa sebep olanların satışına TES’İR, NARH, (tüketiciyi korumak için belli başlı, özellikler zorunlu tüketim maddeleri için devletçe belirlenen fiyat.) koyacak.
Yani devlet, üretici ile tüketici arasında adalet terazisi kuracak, normal satış icra edecek, malı fazla satanlara, stok edenlere, ambar edenlere sınır getirecek, maddenin kefesinin ağırlığını önleyecek, insan kafasının ağırlığını temin edecek. O zaman piyasa dengesizliği kalkacak, bolluk hakim olacaktır.. Hakka namzet ol.