Hemen hemen her gün, gazetelerin iç sayfalarında yada akşam televizyonu açtığımızda karşımıza çıkan yürekleri paramparça eden insan hikayelerini okuyor veya duyuyoruz.
Bir babanın çaresizce ailesini geçindirmeye çalışırken karşılaştığı umutsuzluk ve dramı duyduğumuzda içimizi kaplayan derin acıyı yazmak ve o fedakar babaların yardımına yetişmek için çırpınmak. Yada aynı şekilde bir annenin çocuklarına iyi bir hayat yaşatmak adına karşılaştığı zorlukları anlatmak ve bu acımasız yoksulluğa bir yudum derman olmak için neler yapılması gerektiği konusunda feryatları yükseltmek gerektiği inancındayım.
Evet "Ahmet Amca beş çocuklu bir aile babası ve inşaatlarda çalışıyor…Çoğu zaman hele ki kış gelirken inşaatlarda iş bulmak ve bu dondurucu soğukta çalışmak ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyoruz.
Sürekli kederle evden çıkıp “bugün inşallah eve ekmek parası getirebilirim” telaşı ile yanıp tutuşurken birde bunun üzerine artık bir genç kız olmuş olan biricik kızı Zeynep’in sürekli düşünceli hali ve kızının niçin günden güne erdiğini bilmesine rağmen içinde bulunduğu çaresizliği Ahmet amcayı öylesine üzgün kılıyordu ki…
Ama ne yapsın çaresizlik!
Fakirlik ve sahipsizlik sürüp gidiyordu
Canından çok sevdiği kızı bir mont istiyordu
Tüm arkadaşlarının eski de olsa bir montları vardı. Zaten geçen kış sadece kazaklar geçirmişti ve arkadaşları karşısında utanıyordu ve üşüyordu da…
Her akşam babası eve gelirken eline bakar” inşallah bana bir mont almıştır” derdi.
Ama ne yazık ki Ahmet Amca bir haftadır çalışmıyordu, hergün çıkar belki iş vardır diye ama bulamıyordu…"
Bu sadece işsiz bir babanın dramı değildi
Aynı şekilde Zeynep, anne de dört çocuğu ile bu çaresiz hayat içerisinde kıvranıp duruyordu.
Çocuklar çok küçük ve babaları bir trafik kazasında hayatını kaybetmiş, Zeynep abla dördüncü çocuğuna hamile halde, diğer üç çocukla beraber hayatta kalmaya çalışmaya başlamış
Bir kadın, bir anne ve dört çocuk
Herhangi bir eğitim ve meslek yok.
Önce yakın akrabalar sayesinde ayakta kalmaya sonrada evlere temizliğe gitmeye başlamış
Ama kazandığı çocuklarına yetmiyor
Evi olduğu için her hangi bir sosyal yardımdan faydalanmıyor buda onu sadece temizlikten kazandığı veya kazanacağı paraya mahkum ediyor.
Bu parada onların ihtiyaçlarını karşılamıyor.
Bırakın çocuklara, kendisine bile iki yıldır elbise alabilmiş değil.
Evet, bu ve buna benzer binlerce insan hikayesini hep beraber yaşıyor ve duyuyoruz
Kimi komşumuz, kimi akrabamız, kimi aynı mahallelimiz, yada yaşadığımız şehrin bir parçası.
Bu dramlara ve çaresizliklere ancak ortak olursak bir nebze olsun azaltabiliriz
Hepimiz
Bir yoksul
Yetim
Ve öksüze
Elimizi uzatırsak yoksulluğun ve soğuğun üşüttüğü bu ailelerin yüreklerini ısıtabiliriz.
Bu dünyada bir çocuğun mutluluğuna ortak olmak
Bir babanın evlatlarına götüreceği giyim malzemesini sağlamak
Yada bir annenin çaresizliğini gidermek
Kadar güzel bir şey olabilir mi?
Onun için derler ya "sevgi paylaştıkça büyür
Yoksulluk paylaştıkça azalır "