Öyle çok acı,

 


Öyle çok çaresizlik

 


Öyle çok umutsuzluk

 


Var ki…

 


“Hangisini anlatayım, hangisini yazayım?” düşünceleri ile kaybolup gidiyorum.

 


Yirmi yıldan fazladır oğlunu, kardeşini,nişanlısını giremeyen insan hikayelerini mi?

 


Yoksa;

 


Evin tek erkeği olan binlerce gencin eğer askere giderlerse yoksulluğa  ve perişanlığa sürüklenecek bambaşka hikayeleri mi?

 


Hangi tarafa dönsem bir acı.

 


Nereye baksam umut dolu bir haber bekleyen ve yılların umutsuzluğu ile yorgun düşmüş gözler

 


Ve bunlar bizim hikayemiz

 


Bir kadın

 


Bir anne olarak, paramparça oluyor yüreğim

 


Elimden bir şey gelmiyor, keşke gelse

 


Keşke bir umut olabilsem

 


Keşke onlara müjdeli bir haber verebilsem

 


Anneyim ben

 


Evlat özlemi nedir bilirim ben.

 


Sabah kalktığınızda evladın yattığı yerin boş olduğunu hele ki yıllardır boş olduğunu görmek ve bu tarifi imkansız acıyı yaşamak ancak bir kadın ve annenin anlayabileceği bir duygudur

 


Ya da

 


Varı yoğu tek bir oğlu olan bir annenin eğer oda gözünün önünden giderse hangi duygulara boğulacağını ancak bir anne anlayabilir

 


Biliyorum

 


Körpecik bedenlerin şehit düştüğü ve hala şehit haberlerinin geldiği bu topraklarda bedelli askerlik yasasını konuşmak kolay değil

 


Bunun farkındayım

 


Evet kolay değil.

 


Ama öbür tarafta böyle acı bir gerçeğinde görmemek mümkün değil.

 


Tüm dünya zorunlu askerlik yerine profesyonel askerliğe geçerken bizim bu konuda ki eksiğimizin faturasını yüzbinlerce insana çıkarmanın da haksızlık olduğu inancındayım.

 


Evet bir yandan haksız ve adaletsiz bir sürecin kumpasına uğramış binlerce insan suçsuz yerde yıllardır hapishaneler de çürürken, buna karşı çıkmamak demek bu suça ortak olmak demek olduğunu vicdani olarak görüyorum.

 


Diğer taraftan bugün eğer askere giderlerse binlerce aile faciasına neden olacak durumların oluşmaması adına bedelli askerliğin bir an evvel çıkarılması taraftarıyım

 


Zor biliyorum

 


Ama eğer yazmasak, konuşmasak, nasıl çözeceğiz bunca sorunu?

 


Ya da eğer duyurmasak seslerimizi birbirimize

 


Nasıl umut olacağız bizden haber bekleyen insanlarımıza

 


Yazdıklarımıza kızan olacaktır, bizi acımasızca eleştiren de olacaktır.

 


Eğer derdimizi kimseyi incitmeden yaşadığımız zorlukları onların bizi anlayacağı bir dille ifade edersek sanırım iyiye doğru yol almış oluruz.

 


Bizi eleştirenlerinde haklı nedenlerini bilerekten bıkmadan usanmadan mağduriyetlerimizi dile getirmeliyiz.

 


Çok zor günlerden geçtiğimiz doğrudur.

 


Etrafımız git gide daha çok acı üretiyor bu da doğru

 


Birbirimizi en az anladığımız ve en az dinlediğimiz günlerden geçtiğimiz de doğru

 


Tüm bunlara rağmen vicdanlara seslenmekten vazgeçmemeliyiz

 


Bizi birbirimize yaklaştıracak tek reçete var o da

 


Vicdan

 


 

 


Kalın selametle