Müslümanın birinci sıfatı izzet sahibi olması, ikinci sıfatı tüm Müslümanlara kardeş olması ve izzetinden kardeşlikten mahrum kalmamasıdır. Müslüman, bu kimlikleri hiçbir şeye evet hiçbir şeye değiştirmemeli. Mesela Müslüman, karşıtlarına, zengine, zenginliği için makam sahibine makamı için tevazu cihete gitmemelidir. Allah buyurur ki izzet, Allah’a, Resulullah’a ve müminlere hastır. Resulullah buyurur ki “ kim zengine zenginliği için tevazu ederse dininin üçte ikisi gider.” Keza Müslüman, makam, rütbe sahiplerine makam ve rütbeleri için ihtiram etmemelidir. Ve kezalik Müslüman kendi çıkarı için partilere, örgütlere, parti reislerine yanaşmamalı, şahsi çıkar için gündem değiştirmemelidir. Keza Müslüman kendi şahsi için makam kazanmak için parti kurmamalı, bu niyete mebni partinin başına geçmemelidir. Evet, bu hatalı sıfatlarda olanın toplum tarafından hoş karşılanması vaki değildir. Bir köyde bir adam vardı, her hafta bir partiye katılırdı, Millet ona hafto “haftalık “ lakabını takmıştı.
Müslüman reislik pozisyonunda ise bu makam için millete karşı böbürlenmemeli, makamın her gün zevale mahkum olduğunu unutmamalı.
Bir sefer Hz. Ömer bazı etbası ile Şam’a giderken bindiği binek kendisiyle köle arasında müşterek olduğu için bazen kendisi biniyor, bezen de köle biniyor. Şam’a yaklaşınca sıra kölede olduğu için kendisi iniyor, köle biniyor. Şam'da bulunan sahabeler karşılamaya çıkınca bu manzarayı münasip görmeyip şöyle diyorlar: “ ey halife, hem Müslümanlar hem de Rumlar seni karşılarlar, senin yaya, kölenin biner durumda oluşu izzetine münasip değildir.” HZ. Ömer ® cevaben şöyle der: “biz islamdan önce kavimlerin en rezili durumundaydık, birbirimize karşı kin bağlar, tekebbür ederdik. İslamla müşerref olduğumuzda hem kardeş olduk, hem de bize muhalif milletlere reis olduk. Demek şerefimiz İslam iledir, başka meziyetler bizim için şeref kaynağı değildir”
İslama göre izzet ve kardeşlik sadece kan bağı ile olmaz, din bağı da izzete, kardeşliğe en açık örnektir. Zira din bağı kardeşliği maddeye bağlı değildir. Bir düşünür der ki “köpeklerin kardeşliği, aralarına kemik atılana kadardır. Arada bazen piyasadan uzak duracaksın ki kimin ne olduğunu kimler kardeş kimler zıttaş öğreneceksin. En yüce izzet ve kardeşlikler birbirinin hakkında fesat düşünmeden yaşayan müminlerin arasındaki kardeşliktir. Ne yazıktır ki bu asırda kuşlar gibi uçmasını, balıklar gibi yüzmesini öğrendik; ama bu arada çok basit bir sıfatı unuttuk: izzetli ve kardeş olarak yaşamayı. Binaenaleyh Müslümanın izzeti ve kardeşliği için gür seslerle bir ağızdan “ dünya beşten büyüktür” haykırışı hep birlikte fiiliyata koymalıyız ki izzetimiz kardeşliğimiz zevala mahkûm olmasın, daimi olsun.
Müslüman azizdir, ünvanı şereftir.
Dalkavuk değildir, kibirden uzaktır.
Makama, maddeye O, esir olamaz
Sıfatı izzettir, her hakka namzettir. Hakka namzet ol.