Biz ne zaman böyle olduk?
Yoksa hep böyle miydik ama haberimiz ve bilgimiz mi yoktu?
“Hayır bin defa hayır…”
Biz böyle değildik,
Bizim hikâyelerimizde, bunlar hiç anlatılmadı, masallarımız hiç söylemedi bunları…
Türkülerimizde ağıtlar her zaman oldu ama hiç türkümüz; 3 yaşındaki bir çocuğu kirletmek isteyen bir zalimi anlatmadı.
Yazarken bile gözyaşlarımı tutamıyorum,
Aklım “hayır” diyor!
“Yalan” diyor, “bunu bir insan yapamaz” diyor, aklım, vicdanım.
Bir hayvan bile bunu yapmaz, ama ne yazık ki aramızda hayvandan öte yaratıkların dolaştığı bir döneme girmişiz haberimiz yokmuş.
Korkuyorum haberlere bakmaya,
Gazetelerin manşetlerini görmek istemiyorum,
Daha ağzı süt kokan bebeklere tecavüz girişimleri
Bir babanın kızını, oğlunu ve eşini öldürmesi artık sıradan haberler olmaya başladı.
Aile katliamları hemen hemen hergün olağan şeyler olmaya başladı.
Kadın cinayetleri hiç eksilmiyor artık.
Neredeyse kadın katliamlarına dönüşecek ve hepimiz sessizce izliyoruz bu cinayetleri
Hergün ayrı bir dram, hergün ayrı bir trajedi.
Öfke ve kin esir almış sanki her yeri, adalet ve bizim bakış açımız bir çare olmuyor.
Nasıl olsun ki?
Bunca sapkın hastaların ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşmaları artık dayanılacak gibi değil
Bulunmalı bir çare.
Siyaset bulmalı
Adalet bulmalı
Minicik bedenlere hoyratça saldıran alçakların yaptıkları yanlarına kalmamalı.
En ağır ceza neyse verilmeli.
Çocukları ve kadınları koruyamayan bir toplum hastalıklı bir toplumdur.
Eğer çare bulunmazsa hep beraber çürürüz…
Biz bunu hak etmedik
Biz bu değiliz
Bin yıldır bu topraklarda bugünleri görmek için yaşamadık
Ve biz milyonlara kucak açarken
Küçük evlatlarımıza musallat olan bu kirli elleri bulmalı ve onların bir daha bu ahlaksız girişimde bulunmalarını engellemeliyiz.
İnsanlık bunu gerektirir
Adalet bunu gerektirir
Ahlak bunu gerektirir
Vicdan bunu gerektirir
Bizi inancımızdan,kültürümüzden koparmak isteyen ve bize ait olmayan bu canavarca hislere sahip insanların toplumdan soyutlanması ve bir daha böyle bir şeye kalkışmalarının engellenmesi için bizlerde üzerimize düşeni yapmak durumundayız.
Sadece siyasilerin alacağı kararlarla bu önlenemez!
Biz anne ve babalar çocuklarımızın korunması adına onlara gerekli zamanı ayırabilmeliyiz onların davranışlarına öğretici hamleler kazandırmalıyız.
İyi ve kötü arasında ki farkları çocuklarımıza öğretmekten yorulmamalıyız.
Bizlerin çocuklarımıza ayırdığımız her zaman ölçeği onların korunması açısından altın değerindedir.
Bunu bilmeli ve çocuklara sevgimizi bıkıp usanmadan verebilmeliyiz.
Sevgisiz çocuk,sevgiyi dışarıda arar bunu bilmeli ona göre davranmalıyız.
Ondan sonra iş siyaset ve hukuka kalıyor.
Bunun içind e tüm sivil toplum kuruluşları bizim geleceğimiz olan çocuklarımıza sahip çıkmalı
O zaman;
Sapıklardan, katillerden uzak bir dünyayı inşa edebiliriz, bu çokta zor bir şey değil
Yeter ki çocuklarımıza sevgiyi aşılayabilelim.
Bu onlarda ki saldırganlık duygusunu yok eder ve geleceğin sağlıklı nesli olarak yaşamlarına devam ederler.
Hepimiz aynı gemide yaşıyoruz ve bu gemiyi beraber yürütmeliyiz.
Kendimizi ve çocuklarımızı kötülüklerden koruyarak;
Yapabiliriz,
Yapmalıyız…
Kalın selametle…
NOT: BU MAKALEYE ÇOCUK FOTOSU KOY