İmamlık bütün görevlerin en şereflisi, imam ise en değerli âlim ve önderdir. Bu unvanı kazanan imam her çeşit ilimle mücehhez olması şarttır, sadece mihraba geçip millete namaz kıldırmak hakiki imam vasfı değildir. Hatta imam Arapça önder manasını taşıdığı için o, bir cihetiyle halife unvanına mazhardır; âlim olmakla beraber kendi cemaatine bir nevi idarecidir. Binaenaleyh namaz vakti gelip sade namaz surelerini bilen herhangi Müslümanın yaptığını yaptıran, cemaatten bihaber, yaşamasıyla örnek olması gerekirken bunun esamesini göstermeyen, merkezi ezan sistemi ile daha çok tembelleşir farza zar zor yetişen, diyanetin imam olarak nitelediği ancak denetlemediği bir devlet memurudur. Bu imamın devlet memuru sıfatından ziyade bir meziyet yoktur. Bu kişinin çağdaş vasfı sade “namaz kıldıran” memurdur.
Evet, İmam adayı imamlık rozetini alabilmenin şartı âlim olmak, medrese 12 ilimlerinden mücehhez olmak, kuran, hadis ve fıkıh ilimleri eksiksiz bilmek, vakar sahibi olmak, kıyafetiyle diğer insanlardan farklı olmak ve hem klasik hem asri kültür, irfan ve ilimleri ihtiva etmek. Gerçek imam ancak bu vasıflara haizdir.
İran’da imamlara “Ayetullah” denir. Ayetullah hem medrese ilmi hem mektep ilmini ikisini de cami, hatta silah kullanma ve pilot olabilme şartı vardır. Bu vasıflara haiz oldukları için onların yeri toplumun yanında en yüksek yerdir. Sen Tahran'ın çarşısına dikkat edersen bir imamın geçtiğini fark edersin. Zira millet adeta imam geçtiği yerde esas duruşa geçiyor, saygıyla karşılıyor, yüksek rütbeli bir komutanın geçişine yapılan ihtiram imama fazlasıyla yapılıyor.
Ben de imamım. Günün imamlarına tavsiyem şudur:
İmam olmadan evvel âlim ol.
Vakarla, kıyafetle, ön rolde ol.
İlim, kıyafet, sana kimlik olsun.
Bunlarla meşhur ol, müftehir ol. Hakka namzet ol.