İnsan baliğ olduğunda sorumlu olduğu aile efradın nafakasını, mesken ve diğer hacatı asliyesini temin etmek zorunda olduğu gibi eğitim ve talimini de temin etmek zorundadır. Hatta ailenin tüm efradının dünya ve ahiret hacatını temin etmek bu sorumluluk içindedir.    Allah (cc)   kişinin sorumluluğunu dünya ve ahiret nezdinde geniş tutarak şöyle buyurur:

“أَنْفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قُوا”  ey iman edenler,  kendinizi ve ehlinizi  cehennem ateşinden ve benzeri  her türlü haram ve zararlardan koruyun…

Elbette ki bu sorumluluk yalnız ferde ve ya da devlete mahsus değildir, ailenin ve de toplumun tüm fertleri istidadı nispetinde sorumludur. Peygamber (sav) buyurur ki  كُلُّكُمْ رَاعٍ وَكُلُّكُمْ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ الْإِمَامُ رَاعٍ وَمَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ وَالرَّجُلُ رَاعٍ فِي أَهْلِهِ وَهُوَ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ وَالْمَرْأَةُ رَاعِيَةٌ فِي بَيْتِ زَوْجِهَا وَمَسْئُولَةٌ عَنْ رَعِيَّتِهَا وَالْخَادِمُ رَاعٍ فِي مَالِ سَيِّدِهِ وَمَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ قَالَ وَحَسِبْتُ أَنْ قَدْ قَالَ وَالرَّجُلُ رَاعٍ فِي مَالِ أَبِيهِ وَمَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ وَكُلُّكُمْ رَاعٍ وَمَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ hepiniz çobansınız; Cumhür Reisi çobandır, halkın tümünden sorumludur, adam çobandır, tüm ailesinden sorumludur, kadın evin çobanıdır, tümünden sorumludur, hizmetçi, memur çobandır hizmetinden ve tüm raiyyesinden sorumludur, evlat çobandır, valideynin tüm ihtiyaçlarından sorumludur. Hulasa her ferd bir çobandır, bağlı olduğu kişilerden sorumludur.

Peygamber bu beliğ mesajıyla tüm insanları çobana benzetmiş, çoban kendi sürüsünün tüm ihtiyacını helalden temin etmek ve hırsız ve kurtlar gibi muzir etkenlerden korumak zorunda olduğu gibi kişi de alakalı olduğu her şeyden sorumludur ve keza Allah  kuranda  ifade ettiği gibi kişi sorumlu olduğu bireylerin dünyevi hayatından sorumlu olduğu gibi ahiret hayatından da sorumludur. Mesela baba çocuğunun okul ihtiyacını temin etmek zorunda olduğu gibi dini vecibelerin tümünden sorumludur. Çocuğu okula gönderme zorunluluğu yanında namaza yönlendirmeden, her türlü haram ve kötü ahlaktan sakındırmadan da sorumludur. Anne bu sorumlulukta baba gibidir. Baba yoksa dede babanın yerindedir. Bunlar çocuğun iyi karne kazanmasından sorumlu oldukları gibi kıyamet günü çocuğun amel defterinin sağ ele verilmesinden de sorumludur.

Geçenlerde bu sorumluluk konusunu konuşurken bir adam bana şunu sordu. Hocam falan adam, zengin olduğu halde zekât vermiyor, keza vergi kaçakçılığı onun yanında mubah olduğundan ötürü vergiyi de kaçırıyor, çocuklarını haramdan sakındırmıyor, hatta hırsızlığa alıştırıyor ve her türlü melaneleri yaşıyor, amma hiç de mutlu olamıyor din ve insanlık hukuku açısından bu kişi ne merhaledir?

Ben ona Behlüldane ile ilgili bir fıkra anlattım. Şöyle:  Behlül Harun Reşide bana bir göv ver, diyor. Harun onu çarşı müfettişi yapıyor. Behlül sabah kalkıp çarşıya pazara çıkıp keşif yapıyor. Birinci merhalede bir fırına gidip teftiş ediyor. Ekmek kaç kuruş? Fırıncı yüz kuruş diyor.  Kaç gram? yüz gram. Behlül ekmeği tartıyor. Seksen gram çıkıyor. Un inceliyor kalitesiz, işçilik sıfır.  Behlül Fırıncıya halini soruyor, fırıncı perişan olduğunu, bereket olmadığını her gün iflasa yürüdüğünü ifade ediyor.

İkinci bir fırına gidip aynı soruyu soruyor.  Bakıyor ki ekmek tam yüz gram, un tam kaliteli işçilik, alış veriş düzenli. Halini soruyor, halinden memnun, hizmetinde bereket her gün mutluluk içinde olduğunu beyan ediyor.

Behlül teftişi bırakıp evine gidiyor, pazar teftişsiz kaldığı için denge bozuluyor, esnaf, vatandaş piyasadan şikâyet etmeye başlıyor. Harun Behlüle, sen müfettiş olmuştun bir gün teftiş yapıp köşeye çekilmişsin, her gün teftiş yapmak gerekirken bir gün yapmakla yetinmezsin, neden? Behlül şu cevabı veriyor:

“Benim dışımda görünmeyen müdrik ve adil bir müfettiş var.”  Hakka namzet ol.