Değerli dostlar… Hep beraber dinimizin beş şartından biri olan oruç ayını geride bırakmak üzereyiz. Orucumuzu tutmuş olmanın bahtiyarlığını yaşarken hastalıktan veya ağır işlerde çalışmaktan dolayı tutamayanların da gönüllerinin derinliklerinde bir hüzün yaşadıklarını biliyorum. Ramazan ayında çok güzel bir atmosferde birçok güzel alışkanlıklar edindiğimiz gibi bazı kötü huyları da terk ettik. İşte Ramazan’ın asıl hedefi, kazanılan iyi huyların kalıcı olmasını ve ömür boyu yüce yaratanın emirlerine ve rızasına uygun bir hayatı yaşayabilmeyi sağlamaktır.

Sevgili okurlarım! Biten Ramazan ayının sonunda toplum olarak Allah’ın bize bahşettiği Ramazan Bayramı’nı mutlulukla karşılamaktayız. Bu bayram İslam dininin Müslümanlara ifa ettikleri görevin sevincini yaşamaları için bahşettiği kutsal bir gündür. Bayram aslında yerine getirdiğimiz oruç ibadetinin bu dünyada verilen küçük bir hediyedir. Asıl karşılığı ahirette rabbimizin bize bahşedeceği cennetle ödenecektir.

Ancak şunu unutmayalım ki bayram sadece bir kutlama ve biten bir ibadetin bitişini belirtme merasimi değildir. Bayramın toplumsal ve ruhsal anlamda çok büyük fonksiyonu vardır. Bayramın gerçek bayram olabilmesi için hepimizin yapması gerekenler ise şunlardır:

  1. Öncelikle akrabalarımızı ve büyüklerimizi saygı ve sevgi ile ziyaret etmeli, küçüklerimizi sevmeli ve sevindirmeliyiz.
  2. Varsa küskün olduklarımız önkoşulsuz şekilde barışmalı ve gönüllerini almalıyız.
  3. Dinimizin emri olan fitremizi vermediysek kesinlikle bayram günü bir an önce vermeliyiz.
  4. Hayatta olan eş dostlarımızı ziyaret ettiğimiz gibi vefat eden atalarımızı ve dostlarımızı da ziyaret etmeliyiz.
  5. Bayramda eş dostu olmayan kimsesizleri ziyaret etmeli onları da yalnız bırakmamalıyız.
  6. Son olarak da özellikle uzak mesafeye çıkacak olanlarımız kesinlikle trafik kurallarına uymalı aşırı hız ve trafik ihlallerinden sakınmalıyız.

Nice huzur ve mutluluk dolu bayramlarda görüşmek üzere hepinizin bayramını canı gönülden tebrik ederim…