HAYATIMIZ SELFİE’

Hızla değişen yaşam tarzı ile hayatımıza giren cep telefonlarının da teknolojisi geliştikçe, cep telefonları sadece bir iletişim aracı olmanın ötesine geçtiler.

Radyo ve mp3, fotoğraf ve video, bilgisayar ve TV özellikleri eklenerek, cep telefonları insanların ayrılmaz birer parçası haline geldiler.

Son birkaç yıldır hayatımıza giren bir fenomen var, selfie.

Lokantada yemek yerken, pastanede, hastanede, morgda, taziyede, düğünde, nişanda…

Suratlarını değiştirip çekenler, abuk-subuk hareketler yapanlar…

Selfie çekerken düşüp ölenler, çıplak bedenlerini çekip yayanlar, ünlüler, ünsüzler, aptallar ve akıllılar…

Bir düşünün insanlar birbirini öldürürken cesetlerin yanında bile selfie çekiyorsa..

Ya da babaannesi, dedesi, annesi veya babası ölmeden önce selfie çekenler varsa…

İnsanlar ellerindeki cep telefonu ya da tabletlerinden sürekli kendi fotoğraflarını çekip çeşitli internet ortamlarında paylaşıyorlar.

Yeni bir iletişim biçimi bu.

İnsanlar gündelik hayat içinde sosyal durumlarını anlık olarak sunuyorlar.

Ya da hiçbir bağlamı olmadan bir ‘imaj’a büründürdükleri portrelerini profillerine ekliyor, bunlar üzerine yorumlar bekliyorlar.

İnsanlar şimdiye dek hiç olmadığı kadar kendileriyle meşgul oluyorlar, kendileriyle ilgilenilmesini istiyorlar.

Dolayısıyla ‘selfie’ sadece kendi fotoğrafını çekme eylemine değil, kendilik saplantısına karşılık geliyor.

Selfie, orijinal halinde bu geniş anlamı barındırıyor zaten.