DİNİ TAHRİF EDEN MUSTEŞRIK
Kurana bakış açısı farklı iki çeşit âlim vardır. Kuranı tam anlayanlara mümin ve ‘Arif’ denir, kuranı tam anlamayan veya tahrifini amaçlayan ‘Müsteşrik’ vasfıyla tavsif edilir.
Kuran’ı ve hadisi tam bilenlerin yani müfessir ve muhaddislerin tümü kuranın getirdiği ahkâmı kabul ederek ilahi kitap olduğuna inanırlar. Kuranı hakkıyla bilmeyen veya tahrifini amaçlayan, bir kısım maksatlı vardır. Bunlar kuranın Hz. Muhammed'in (SAV) eseri olduğunu, ilahi kitap olmadığı iddia eder ve bu cehalet nezdinde eser bırakır, hatta kitap telif eder. Kuranı bilmeyen bu gruba Musteşrik denilir. Reisleri ve mutemetleri Golziher adındaki münkir fikirli kişidir. Bu kişi kuran ve hadislerin Muhammet icadı olduğunu iddia etmiş, böylece İslamın temeli kuran ve hadisi şüphe altında bırakmıştır. Günümüzde onun bu münharif çizgisini takip eden bir kısım Filozof ve Profesör mevcuttur. Biz onlara deriz ki kuranda sadece Salât/ namaz var, rekâtları, sayıları isimleri yoktur, bunları Hz. Muhammed (sav) bize tebliğ etmiştir. Bu doğru. Kuranda sadece zekât lafzı var amma kaçta kaç farz olduğu Kuranda yoktur. Muhammet (sav)zekâtın miktarını beyan etmiştir. Bu da doğru. Kuranda gece namazı (teheccüt) var ki teravih bunun içindedir. Fakat Teravih lafzı yoktur. Bunu da Muhammet beyan etmiş 8 rekât teravih kılmış bize de tavsiye etmiştir. Muhammet (SAV) Kuranın müfessiridir, tefsir yetkisi Allahtan ona verilmiştir. Onun tebliği Vahye dayanmaktadır, O hiç dinin bir tanesini vahiysiz beyan etmemiştir.
Üstad Bediüzzaman'ın bu Müsteşrik’ ler hakkındaki görüşleri şöyle:
Müsteşrik: Doğu memleketlerinin din, dil ve tarihlerini ve diğer bazı hususları araştırıp tespite çalışan Batıl fikirli âlim demektir. Onlara Oryantalist de deniliyor. Bunların bir kısmı kuranı tam anlamadığından ötürü kuranın Allah’a değil Muhammed'e ait olduğunu iddia ederler ve kuranı kendi kıt bilgilerine kıyasen yorumlarlar. Bunların etbai şimdi de dini ahkâmın çoğunu inkâr etmektedir.
Fakat bunlardan kuranı tam anlayan ve Muhammet (sav)i tasdik eden birçok arif vardır. O kısmın birisini numune olarak takdim ederim: Evet bu inananlardan biri Bismark adındaki filozoftur. Bu filozof kuranı tam incelemiş, icazi üslubunu idrak etmiş, ilahi bir kitap olduğuna kanaat getirerek şöyle demiştir.
"Sana muasır bir vücut olamadığımdan dolayı müteessirim, ey Muhammed (a.s.m.)!
Muallimi ve nâşiri olduğun bu kitap, senin değildir; o Lâhutîdir Alla’a aittir. Sen sadece tepliğçisinin. Bu kitabın Lahutî olduğunu inkâr etmek, kakiki ilimlerin butlanını ileri sürmek kadar gülünçtür. Bunun için, beşeriyet senin gibi mümtaz bir kudreti bir defa görmüş, bundan sonra göremeyecektir. Ben, huzur-u mehabetinde kemal-i hürmetle eğilirim. En temiz ve en doğru din, beşeriyete getirdiğin Müslümanlıktır."
(Prens Bismarck)
Kuran ilahidir, salt yorum yapma.
Kuran bir bahrdir dalmadan çatma.
İçine girersen cevherleri bulursun.
Yüzünden seyir etme, ucuza satma. Hakka namzet ol