Pazar günü telefonlara öyle bir alarm geldi ki, inanın memleketi uzaylılar istila etti sandık.

AFAD’tan gelen alarmın içeriği şu şekildeydi: “ülkemizde devam eden meteorolojik şartlar nedeniyle karşılaştığımız taşkın, sel, heyelan gibi acil durumlarda tek numara 112 acil çağrı merkezini arayınız”

Vallah bu bildirim öyle ürkütücüydü anca aklımıza salavat getirme geldi.

Bizce bu alarm meselesi abartılıydı.

Sizce de değil mi?

LOKANTA YEMEKLERİ DEĞİL, EKMEK ZAMMI DAHA ÇOK KONUŞULUYOR

Garip bir memleket…

Pahalılıktan söz ediyoruz, bir kahve, yanında 2 küçük şeker, bir su 48 TL ödeyip çıkıyoruz.

“Kriz var” diyoruz 3 kişi ile lokantaya gidip 400 TL ödüyoruz.

Kıyamet senaryoları çiziyoruz lüks mekanların, lokantaların, cafelerin fiyat rayicini değil, ekmeğin 4 TL’den 5 TL’ye çıktığından söz ediyoruz.

Alım gücü edebiyatından söz ediyoruz, çöpleri ekmek ve yemek artıklarıyla dolduruyoruz.

Bilmiyorum ama bence bu memlekette ‘kriz, pahalılık’ diyenler, bağıranlar genelde lüksünden vazgeçemeyenlerdir.

Kuru ekmeği eve zor alandan bu kadar ses çıkmıyor!

AŞIRI UÇ/LAR

İnsanlarda artık tahammül sınırı neredeyse kalmadı diyebiliriz.

Herkes keskin, öfke dolu, patlamaya hazır bomba gibi.

Halbuki yaşamı daha da güzelleştirmek memnun…

Dikkat ettiyseniz insanlar gittikçe fanatikleşmeye başladı.

Takım tutar gibi parti tutuyor ve ilişkilerinde de fanatik.

Hep uçları yaşayan bir toplum üredi.

Ya çok seviyor yada çok nefret ediyoruz.

Ahlaki değerleri ve geleneklerimizi yitirdik.

Açıkçası ne batılı olabildik nede İslam'ı yaşıyoruz.

Hastalıklı bir toplumla karşıyayız.

Gazetelerin üçüncü sayfalarını takip eder ve haberleri izlerseniz ne denli problemlerle karşı karşıya olduğumuzu görürsünüz.