YAŞAM BOYU EĞİTİM MÜMKÜNDÜR
Bir önceki yazımızda, toplumsal değişim ve bilişim toplumunu anlatırken de değindiğimiz gibi, son yıllarda gelişen bilgi ve iletişim teknolojileri ile İnternet teknolojileri, günlük işlerde, eğitim alanında ve bilgiye ulaşma ile bilgiyi paylaşma gibi birçok alanda yeniliklere yol açmıştır. Hızla gelişen bu dünyaya adapte olabilmek için bireylere artık kendini daha da geliştirmek, her gün yenilenen bilgiyi takip etmek gibi gereklilikler zorunlu hale gelmiştir. Bu durum toplumsal yaşamın birçok alanında değişimi zorunlu kılmıştır. Çağımızda artık bilgiye ulaşabilen, ulaştığı bilgiyi yorumlayabilen, buna yenisini katabilen ve bilgiyi yayabilen toplum ya da kişiler güçlü olarak kabul edilmektedir. Nihayetinde, toplumlar artık “kendini geliştiren” ve “yaşam boyu öğrenme” becerilerine sahip bireylere gereksinim duymakta, bireylerin de “yaşam boyu” öğrenme çerçevesi içerisinde sürekli yeni kazanımlar elde etmeleri ve kendilerini geliştirmeleri gerekmektedir. Bu bakımdan kendimizi öğrenmeye kapatmamalı, yaşam boyu öğrenme ilkesine bağlılıkla her zaman yeni kazanımların içerisinde bulunmalıyız.
Ancak şu realiteyi de göz ardı etmemek lazım. Çocukluk ve gençlik yıllarımızı okullarda geçirmemiz, zaman açısından genel olarak problem teşkil etmemektedir. Ebeveynlerimiz bizlere kol kanat gererler ve eğitimi, eğitim yurdunda almamız için destek olurlar. Yaşımız ilerledikçe gerek ailenin, gerekse toplumun bireyden beklentileri artar ve doğal olarak birey bir hayat sigortası arayışına girer. Bu sigortanın adı “iyi bir gelecek” veya “iyi bir iş” olarak adlandırılabilir. Kimileri karşısına çıkan güzel fırsatları değerlendirerek, kimileri kendisini mecbur hissederek, kimileri de yalnızca zamanı geldiği için iş dünyasına atılır. Böylece bireyler doğal olarak zamanını okullara ayırmak yerine işine ayırmak, para kazanmak ve ailesine destek olmak zorunda kalır. Bu şekilde bireylerin öncelikleri gittikçe maddeselleşir ve bunun doğal bir sonucu olarak, bireylerin eğitim hayatı artık duraklar ve belki de biter.
Peki, gerçekten de eğitim hayatımızın bitmesi için geçerli bir neden var mıdır? Çalışırken de eğitim hayatımıza devam etmek, yeni öğrenimler ve kazanımlar elde etmek mümkün müdür?
Bugün sizlere, bir yandan çalışırken bir yandan da eğitiminizi büyük bir ciddiyet içerisinde sürdürmenizi mümkün kılacak, hayat boyu öğrenmeye sizi adapte ederek zihninizi öğrenmeye sürekli açık hale getirecek olan uzaktan eğitim uygulamalarından bahsetmek istiyorum.
Şu anda ülkemizdeki pek çok üniversite; ön lisans, lisans ve yüksek lisans bölümlerinde uzaktan eğitim seçeneği sunmakta, bu eğitimi veren üniversitelerin sayısı her geçen gün artmaktadır.
Yapılan istatistikler, çalışan kişilerin uzaktan eğitim seçeneğine her geçen gün daha fazla rağbet ettiğini bizlere gösteriyor. Uzmanların öngörüsü yakın gelecekte, uzaktan eğitimin yeni nesil bir yükseköğrenim hâlini alacağını ve birincil tahsil metodu olarak ön plana çıkacağını bizlere gösteriyor.