Bilindiği gibi çocuk, anne - babanın ve tüm milletin çekirdeği, ümidi, istikbalidir. Bundan dolayı İslam, çocuk terbiyesine büyük önem vermiş, çocuğu iyi yetiştirmeyen anne - babanın ve tüm milletlerin istikbalini tehlikeli görmüştür. Çocukları Ruhan ve bedenen terbiye etmek anne - baba ve tüm milletin görevi ve çocuğun hakkıdır. Çocukları bu istikamette yetiştirmeyen milletlerin istikbali karanlıktır, refahı, huzuru ve bahusus dinî esasları tehlikededir.
Bunun için her baba - anne, çocuklarının dünyevi ve uhrevi ihtiyaçlarını temin etmeye mecburdur. Çocuğun itikadî vecibelerini talim etmek, terbiyesini, okumasını temin etmek ve bahusus, doğdu zaman dinî bir isimle tesmiye temek, yedi yaştan itibaren dini sorumlulukları kalbine zerk etmek ve adabı muaşereti talim etmek farz olmuştur.
Hatta çocukların dünyevi hayati için çalışıp ihtiyaçlarını karşılamak farzdır. Peygamber(sav) buyurur ki:كفی بالمرء اثما ان یحبس عمن یملك قوتڒ" kişinin mükellef olduğu evlat ve akrabasının rızkını temin etmemesi günahkâr olmasına kâfidir. Yani başta baba- anne ve sonra bütün akraba sorumlu oldukları evladın ve akrabanın sosyal ihtiyaçlarını temin etmek için çalışmaları, çaba sarf etmeleri farzdır, bunu da yapmayanın vebalı ağırdır.
Malum olduğu gibi bu gün çocukların bir kısmının bozulması, hat-i istivadan kayması basitleşmiştir. Sokak, aile ortamı, medya, çevre, hatta bir cihetiyle okul sistemi çocukların ahlakını bozmaya müsaittir. Çocuğun itikadı, dini ihtiyaçlarından uzaklaşması, her türlü gayri meşrulara kayması basitleşmiştir. Bundan dolayı bu gün çocukların ekserisinin dini terbiyeden mahrum kılınması, uyuşturucu gibi haramlara müptela olması hatta teröre, inkare, ateizme sapması düşmanın tuzağına düşürülmesi ve dine, vatana düşman haline gelmesi aşikârdır. Bu korkunç duruma sapan çocukları aslına döndürmeye çalışmak hem devletin hem anne babaların ve hem de tüm milletin asıl görevidir.
Bir mütefekkir çocukların oynadıkları bir yerde bir çocuğun seyir ettiğini oyuna yaklaşmadığını fark ediyor; oyunu sadece seyir eden çocuğa neden oynamadığını soruyor. Çocuk oyun için yaratılmadığını belki Allah’ını tanıyıp ona ibadet etmek, emirlerini tatbik etmek, nehiylerinden uzak kalmak için yaratıldığını ifade ediyor. Mütefekkir, çocuğun kimin olduğunu araştırıyor. Çocuğun Hz. Hüseyin’in torunu olduğu söyleniyor. Mütefekkir,“bu ağaçtan bu meyve çıkar” diyerek çocuk terbiyesinin örneğini beyan ediyor.
Hakka namzet ol.