BİRİNCİ SINIF TARIM ARAZİLERİNİ KORUYALIM
Dünyada var olan hareketli yada hareketsiz olan bütün canlıların doğması/çimlenmesi, büyüyüp gelişmesi için mutlaka beslenmesi gerekiyor.
kökü ile toprağa bağlı olan ve hareket edemeyen stabil canlılar olarak bildiğimiz bitkiler topraktaki çeşitli besin maddelerini kökleri vasıtası ile bünyelerine alarak beslenirler.
Deniz canlıları denizde bulunan çeşitli besin kaynaklarından faydalanırlar , yine karada yaşayan hareketli canlılar ise karada bulunan besin kaynaklarından faydalanarak doğra , büyür – gelişirler.
Karada yaşayan ve bu şekilde kardaki besin kaynaklarından temel gıdasını alarak yaşamını sürdüren , dolaylı- yada direkt olarak, bütün canlılardan faydalanan yegane canlı Allah tarafında topraktan yaratılmış olan varlık insandır.
Bütün besin kaynaklarının temeli , yer yüzünde var olan bütün canlıların şu yada bu şekilde faydalandığı temel madde topraktır.
Toprak olmadan canlılara beslenemez, canlılar barınamaz, canlılar gelişemez canlılar bezlenemez ve var olamazlar.
Yeryüzünde görebildiğimiz bütün ağaçlar, bitkiler, hayvanlar, haşereler kısacası varlığını bildiğimiz yada bilmediğimiz canlıların hepsinin temel yaşam dayanağı topraktır.
Yeryüzünde var olan bütün canılar bir zincir şeklinde etkileşim anlamında yada besin kaynağı anlamında biz zincirin döngüsü oluşturmaktadır.
Bu döngü içerisinde doğanın var oluşu tamamen bir denge üzerinde yürümektedir. bu dengeyi sağlayan zincirin halkasını oluşturan canlılardan birini bu döngüyü oluşturan zincirden çektiğinde doğanın dengesinde bir eksilme illaki olacaktır. örneğin bütün çiçeklerin döllenmesini sağlayan arı yada , arı türü böcek, sinek, haşere vs.. bu zincir döngüsünden çektiğinde illaki doğanın dengesinde bir eksilme olacak ve kedi eksikliğini hissettirecektir.
Ama bu döngüden bir canlı var ki bu döngünün bir parçası olan ve yer yüzünde her anlamda çok etki eden bu varlık bu zincirden çekiliğinde , söz ettiğimiz doğanın dengesinde zerre kadar bozulma olmaz, tam tersine doğanın dengesi kendi, kendini mükemmel bir şekilde donatacaktır. işte bu canlı insandır.
Maalesef her anlamda doyumsuz bir varlık haline gelen, insan oğlu varlığını devam ettirmek, kendine daha iyi bir yaşam sağlamak, daha iyi beslenmek için doğayı, tahrip etmekten, katletmekten ve beklide gelecekte kendi neslinin geleceğini tehlikeye atmaktan zerre kadar çekinmemektedir.
özünde anlatmaya çalıştığım şudur ki ; insan oğlu öyle görünüyor ki gelecek nesillere daha az toprağı olan daha az temiz, daha az yeşil çevreye sahip bir dünya bırakmak için epeyce çabalamakta ve sanki de bu konuda iddialı davranmaktadır.
Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de tarım arazileri hızla, yok edilmekte ve tüketilmektedir.
Bu arazilerin tüketilme şekli çiftçini eli toprağa aşırı bir şekilde ile kimyasal gübrelerle, kimyasal ilaçlarla , aklınıza gelebilecek bütün sentetik ürünler ile yapıldığı gibi, açılan maden ocakları, sanayi yatırımları, imar alanları vs.. daha çok sıralayabileceğimiz şekilde tarım arazileri yok edilmektedir.
Bunun en acı olanı ise imara ve çeşitli sanayi kuruluşlarına açılan alanlar olup, ( çünkü bunun geri dönüşümü yok denilecek kadar azdır) özelikle daha acı olanı ise birinci sınıf tarım arazileri ile sulu tarım arazilerinin yatırımlara yada imara açılmasıdır ( yatırımlara yapılmasın demiyoruz sadece 1. sınıf ve 2. sınıf tarım arazileri ve özelikle cazibe sulama alanı içerisinde yer alan arazilere yapılmasın diyoruz)
Bütün dünyada son 3-4 yılıdır önemli kuruluşlarca yapılan her açıklamada değinildiği gibi özelikle insanlığın gelecekte çok ciddi gıda sıkıntısını çekeceğini alenen göstermektedir. dünyayı etkisi altına alan ve 3 yıl kadar çok ciddi etkisini gösteren pandemi dönemi bütün dünyaya tarımsal üretimin , tarım arazilerinin önemini her kese kesin bir şekilde göstermiştir.
Aynı şekilde Rusya-Ukrayna savaşı, Rusya ve Ukrayna ülkelerinin dünyanın önemli buğday ithalatçısı olması ile beraber tahılın önemini de yine biz göstermiştir.
Dünyanın üzerinde büyük devletlerin özelikle buğday stoku yaptığı son dönemlerde iyice yazılıp çizilmeye başlanmıştır.( gelecekteki gıda sıkıntısı kaygısından dolayı)
Batman ilimizde, Batman ovasının sulanması için batman barajından sulama kaynağını alan batman sol sahil sulama kanalı 180-190 bin dekarlık alanı sulamak üzere inşa edilmiş ancak bu gün bu alanın ancak 35-40 bin dekarlık bir alanı ancak sulanabilmektedir. Çünkü cazibe ile sulanacak alanlardan nerede ise 35-40 bin dekarlık kadar alanı imara yada sanayi, yatırımlarına açılmıştır.
Batman ilimizin yerleşkesinin ova olması nedeni ile maalesef bu güne kadar 100 bin dönüm kadarlık bir alan tamamen yerleşime ve batmanda yatırım alanlarına dönüşmüştür.
Batmanda yerleşim ve yatırım alanlarını seçerken lütfen 3 sınıf yada 4 sınıf tarım arazilerine yatırımı yapalım, imarı o bölgelere açalım, batmanın ova olan kesimler dışında sulanan alanlar dışında imara açılacak yatırım yapılabilecek çok ciddi bölgeler vardır , lütfen tarım arazilerimiz korumak için alternatif alanlar arayalım.
o hadle diyoruz ki tarım arazilerimizi koruyalım , tarım arazilerimizin hiçbir şekilde yerleşime açıklamamsı, tarım arazisi dışında başak bir amaçla kullanmayalım tarım arazilerimizi koruyalım.
Gelecekte daha güvenli bir yaşam için Batman ovasını koruyalım
Ne demiştir Kızıl derili Şefi; Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak."
Biz bu söze katılıyoruz