Yaşam her haliyle bir bütündür ve her şeye rağmen güzeldir. İyiyi arayan kötülüklere, güzeli arzulayan zorluklara, başarı hedefleyen engellere ve şifa bulmak isteyen acıya tahammül etmeli. Ne güzel anlar kalıcı, ne de kötü zamanlar. İmtihan gelince sabırla göğüs germeyi bilmeli.

Sabır ve tahammül günlük hayatımızda çok fazla kullandığımız iki önemli kelime. Anlam bakımından çok yakın gibi görünseler de hissediş, uygulama ve geleceği yaratırken ki etkileri bakımından aralarında dağlar kadar fark vardır. Sabreden insan, kendi değerinin farkındadır, tek olduğunu, özel olduğunu bilir.

Kimseyi kendinden üstün görmez. Kendisini de kimseden aşağıda görmez. Hayatındaki insanların onun hayatında ve kendisinin de diğer insanların hayatında bir tesadüf eseri bulunmadığını bilir. Bu yüzdendir ki hayat öğretmenlerine ve öğretmenliğine saygı duyar. Gözünü geleceğe dikmiştir. Bir hedef koymuştur. Hedefe ulaşmaya çalışırken karşısına çıkan engellere, sorunlara çözüme odaklı bir yaklaşımla, sukunetle sabreder. Hedefe ulaşmak için geçen zamanın boşa geçen zaman olmadığını bilir. Bu zaman süresince, hedefe ulaştığında, ulaştığı hedefteki verimliliğini arttıracak donanımları biriktirir türlü sınavlarla. Eğer niyet ederse ve kararlı davranırsa, ihtiyacı olan her neyse, ihtiyacı olduğu zamanda, ihtiyacı olduğu şekilde kendisine ulaşacaktır.

Sabreden insan, bir hedef koyamadığı, kararsız olduğu zamanlarda da sabreder.

Bu sefer  doğru olana karar vermek için, doğru hedef koyabilmek için sabreder. Bu süreçte Yaratandan, rehberlerinden, evrensel sistemden, meleklerden, iç sesinden, özünden (adına ne derseniz, nasıl rahat hissederseniz) doğru karar vermesini destekleyen işaretler bekler. Beklentisi bazen ani bir ilhamla, bazen yaşanan bir olayla, bazen çevresinden duyduğu, basit bir sözle  gerçekleşir. Gelen mesajları doğru okur ve anlamlandırırsa karar vermekte zorlanmaz. Karardan sonra koyduğu hedefe giden yolda sabrederek selamete ulaşır.