NERDEN SORSAK ACABA?

İnsanların ruh hali iyi olmayınca nerden nasıl ve ne zaman yazmaya başlayayım diye tedirgin oluyorum.

Batmanda herkeste bir ‘sıkıntılı ruh hali’ var…

Ama bir yerden başlamak gerekiyor.

Eleştiri mi?

Olsun…

Başlayalım;

Ey eşrefi mahlûkat!

Nasılsınız, iyi misiniz?

Beni soracak olursanız, ben bu aralar derin düşünceler içerisindeyim.

İnsanlar kendinden başkasını görmeyerek yaşamakta.

Sadece kendi yaşıyor bu alemde tek başına buyruk yaşıyor sanki

Sonra kimin derdi var da kimi gerecek zamanları bile yok.

Tuhaf dert keder dinleyen bile yok.

Karnı tok olan açın halini anlamıyor.

Hani komşusu açken tok yatan bizden değildi.

Hatta bırakın zamanında aç olan karnı tok olunca geçmişini unutup böbürleniyor. Aslında işin tuhaf yanı o kadar verimli topraklarda yaşıyorum ki ne ararsan var.

İklim desen iklim, maden desen maden, tarım desen tarım, hayvancılık desen hayvancılık, denizcilik desen denizcilik. Yani anlayacağınız dünyanın en zengin toprağında yaşıyorum. Ama nedense biz insan olan toprağımıza sahip çıkmaktan bile yorgunuz ya da ruhsuz .

Öyle şeylere şahit oluyor ki bu gözler sussan yüreğine gam konuşsan diline dert , insanoğlunun doyumsuzluğu küçücük meleklerin yeryüzündeki yaşam haklarını ellerinden kopartıp alırken nasıl oluyor da bu zulmü yapanlar rahatça kafalarını yastıklarına koyup uyuyor ve bunlara şahit olan benim gibi insanlar gece oldu mu göz kapaklarımıza sanki iğneler takılıymışçasına kapatamıyoruz , şahit olduğum her zulüm insanlık adına islenen her bir suçun hesabı sanki benden sorulacakmışçasına bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyor..

Milyonlarca masum insanın feryatlarına kör , sağır ve dilsiz kalan bu dünya !!

yörüngen kaysın , yağmur yerine üzerine meteor fırtınaları yağsın yer ve gök birbirine karışsın !!

Anlam veremediğim başka bir konuda var aslında. Bu topraklarda yaşayan kesim ise İslam kökenli yani hoşgörü, merhamet, anlayış, paylaşımcı, alçak gönüllü, birliği simgeleyen. Tuhaf dimi insan olan dostum.

Arada şöyle kitaplara bir dalıyorum da tarih aslında ne çok anlatıyor zorluğun, fedakarlığın en ön planda olduğunu insanların birlik olduğunu.

Yanlış mıyım ey eşrefi mahlukat.

Şimdi ise etrafıma bakıyorum da ezilenler, sömürülenler, mevki sahibi olup parası ile konuşanlar, satın alanlar, satılanlar, köle olmaya mahkûm olup şerefinden onurundan vazgeçenler.

Her şey sadece karın tokluğu için.

Peki, aile var mı?

Ben pek göremiyorum birbirini aldatan eşler, kandıran eşler, boşanan eşler.

Çocuklarına gelecek vermeye çalışırken sosyal medya internet bağımlısı yapmaya çalışanlar.

Günün modasına uysun diye arkadaşlık yaşını sokaklarda 12 yaşlarda başlayanlar.

Saygısızlığın bittiği, kadına ve ihtiyara saygı göstermeyen gençler.

Anlayışsız rekabet içinde olan esnaflar.

Bunlar ne için?

Para için tabi ki mevki için kibir ön planda olduğu için.

Fazla uzun tutmak istemiyorum arkadaşım Eşrefi mahlukat. Bu benim sana vasiyetimdir aslında.

Eğer mektubum elinize geçmezse, anlayın ki benim düşüncelerime muhalefet olanlar var.

Eğer elinize geçer de okursanız ve de anlarsınız miras bırak sende, anlamazsanız yırtıp atmayın oldu mu?

Bir köşede ya da sandıkta kalsın belki anlayın biri olur da insanlar iblisin tuzağından kurtulur gafletin eşiğinden döner ve kibirden uzak durur.

Hadi bir son sözüm daha olsun.

Anladık, başları ve kodamanları toplasan onlar avucum kadar etmezler.

Peki, dünyayı kuşatacak olan insanlar nereye gidiyor. Neredesin eşrefi mahlukat neredesin.

Bana bir sözünüz varsa sizde bana bir mektup yazın. Ama lütfen ben insanları bu kadar severken insanı kırmadan yazın ki bende onaylayım ki, hak ediyor insanlar sevilmeyi.

Ne kadar zengin olursanız olun.

Ne kadar makamınız büyük olursa olsun,

Gönül terazinizde merhamet ağır basmadıkça " #İNSAN " olamazsınız...

Sevginin çabuk geleceği günleri görmemiz temennisiyle. Hoşçakalın