İŞİN İÇİNDE BAŞKA HESAPLAR OLMASIN MI?

Son günlerin tartışılan konularından biri de Hasankeyfe otel yapmak isteyen bir vatandaşın tesisini bitirmesine rağmen iskân ruhsatı alamaması.

Konu tartışıldı, basında yer aldı ve vatandaşların çoğu “neden yardımcı olunmuyor” sorusunu sordu.

Hasankeyf Kaymakamı Şenol Öztürk’ün göreve başladığından bu yana Hasankeyf için çırpınıp çabaladığını biliyoruz.

Elinden geldiği kadarıyla ilçeyi turizme açmak ve buraya çok kişi getirmek için de ilgili olan herkesle görüşüyor.

Birde binaların iskânıyla ilgili işlemleri Kaymakamlar değil, Belediyeler yapar.

Dolayısıyla top Hasankeyf Belediyesinde.

Belediye Başkanı da, “benim bu sorunu çözecek ekibim yok” demiş.

Devletin organlarından olan Belediyelerde “şu ekibim yok, bu teknik heyetim yok” demek akla yatkın bir söylem değil.

Belediyeler kurulurken dört başı mamur şekilde kurulur ve vatandaşların her türlü isteğine uygun birimler oluşturulur.

O da mı olmadı.

Bağlı bulunduğun İlin Valiliğinden ve diğer birimlerinden destek isteyip sorunu çözümleyebilirsin.

Durum budur ama, Hasankeyf Belediye Başkanı iki cümleyle işin içinden sıyrılmaya çalışıyor.

Bunları yaşıyoruz ama, kafalar da karışmıyor değil.

Ne dersiniz.

Yoksa işin içinde başka hesaplar olmasın mı!

 

 

BÜTÇEMİZİ AŞIYOR…

Bir okuyucumuz anlattı:

“Oldukça yorgundum, belim tutulmuş gibiydi. En iyisi bir masaj merkezine gidip belimin ağrısını gidermek için bir masaj yaptırayım, üstüne de kese-köpüklü final yapıp kendime geleyim…” dedim.

Öyle düşünmüş.

Sonra da “ne olur, ne olmaz” diye masaj merkezini arayıp randevu almak istemiş.

“Saat 19.00’dan sonra gelebilirsiniz” cevabını aldığında da sevinmişti, çünkü o saat kendisine de uyuyordu.

Tam telefonu kapatacakken aklına geldi ve sordu:

“Kese-köpük ve masajın bedeli ne kadardır?”

Cevap: 550-600 Tl. arası.

Bu vatandaşımız, duyduğu rakam karşısında şaşırmıştı.

Yine de teşekkür etti ve uygun bir zamanda gelmeye çalışacağını söyledi.

Peki okuyucumuzun son sözleri nasıldı?

“550-600 Tl.yi duyduktan sonra belimin ağrısı gitti, kendimi sapasağlam hissettim, kese-köpüğü de ben evdeki kurnanın başında yaptım. Üstelik işim bittikten sonra da eşim dolaptan limonlu soda verdi. 550-600 lirayla da markete gidip evin ihtiyaçlarını karşıladık…”

Evet, bir gerçek ortaya çıktı ki; bu tür yerlere gitmenin hayali bile bütçemizi aşıyor!

Ne diyelim.

Gidenlere ise sıhhatler olsun…