Bilindiği gibi ülkemiz seçimlerin sık olduğu ülkelerin başında geliyor. Bundan dolayı seçimler tekerrür ederek ülkenin gündeminden düşmüyor. Aynı oranda fitne, tarafgirlik, taassup, karşı tarafı küçümseme, çekemezlik hayatin bir parçası haline geliyor. Bediüzzaman’ın ifade ettiği gibi falan partinin mensubu kendi partisinden olan kötü, hatta din- vatan düşmanı bir partiliyi karşı partinin en iyi insanına, hatta velisine tercih edecek kadar büyük hata işleyip hak çizgisinden merhalelerce inhiraf ediyor.
Evet dini ahkâma göre seçim, yasak değil, meşrudur, fakat hakkı kabul etmemek haksız insanı hak insana tercih etmek gayri meşrudur, hak değil, vicdani olmadığı gibi din dışı, fitne unsuru ve şeytanidir.
Bir seçmen perde arkasına geçip oyunu istimal etmek isterken elini vicdanına koyup tercihini yapmalıdır. Dini, vatanı genel manada insanların menfaatini önüne alıp tercihini yapmalı, taassup ırkçılık, şahsi yarar marazına meftun olmamalıdır.
Hatalı seçimden tevellüt eden vebal, bütün milleti ilgilendirdiği için büyük vebaldir. Nitekim doğru seçimden tevellüt eden sevap da aynı oranda büyük sevaptır.
Çok eskilerden cereyan eden ibretlik bir olayı nakil edip seçmenlerin dikkatine sunarım:
Evet, Bismil’e bağlı Haramemo adında bir köy var, köyün lideri Selim 50 sene evvel bana şu ibretlik macerayı nakil etti:
“ eskiden İsabegi- Halilbegi iki parti vardı. Bir adam bir yük üzüm köyümüze arpayla değiştirmeye getirmişti. Ben ona sordum, sen Halilbegi misin, İsabegi misin? Ben halilbegiyim dedi. Ben ona dedim ki isabegi ol, üzümünü bana ver, köylüye dağıtacağım benim ambarımdan yükünü doldur. Vallah, hali selim (Selim dayı) iyidir ama olmaz. Ben ona dedim ki kendi üzümünü kendine sat ben de sana bir yük vereceğim iki yük olacak, İsabegi ol. Vallah hali Selim iyidir ama olamaz. Ben ona dedim ki sana iki yük vereceğim üzümünü de bir yüke değiştir, oldu üç yük. Vallah hali selim iyidir ama ben isabegi olsam da benim eşeğim de Halil begidir, o sabit fikirlidir, hiç isabegi olmaz”
Hakka namzet ol.