Seçimlere sayılı günler kala, herkes görüşlerini, eleştirilerini ve sitemlerini anlatıyor, kimilerini yerden yere vururken, kimileri de desteklediği partiyi ve adayı övüyor.

Bunların olması son derece doğal.

Hakaret ve küfür içermedikten sonra herkes eleştirisini yapabilir, destek veya şikâyetini dillendirebilir.

Bunlar genelde dost meclislerinde, kahve köşelerinde ön plana çıkıyor.

Bir bakıyorsunuz adam A partisini desteklediğini belirtiyor, bir başkası ise aynı partiye söylemediğini bırakmıyor.

Adayın bir işe yaramadığını, falan partinin bu aday nedeniyle seçimi kaybedeceğini savunanlar görüşlerini açıklarken, diğer kişi tersini söyleyip en iyi adayın kendilerinde olduğunu belirtiyor.

Daha da ileri gidenler var!

Adayları şovmenlikle suçlayanlar olduğu gibi, bazıları da “adam 5 bin oy bile almayacak ama partisinin 5 adayı da milletvekili olacakmış gibi hava atıyor” diyenler var.

Bunları görüyor, duyuyor ve bazılarına tanık oluyoruz.

Bu saatten sonra bizim söyleyeceğimiz, yapabileceğimiz bir şey yok.

Az kaldı!

7 gün sonra her şey ortaya çıkacak ve konuşulanların hepsi de unutulacak!

AYIP EDİYORLAR

Seçim döneminde güzel şeylerle karşılaştığımız gibi, bazı çirkinlikleri de görüyoruz maalesef.

Örneğin şehrin işlek bulvarında tur atan partilerin tanıtım araçları birbirleriyle karşılaştıklarında selamlaşıyor ve birbirlerine el sallıyor.

Bazı partiler, diğer partilerin lokallerine ziyaretler yapıyorlar.

Ama bazıları da varki; hareketleriyle tepki çekiyorlar.

Ne mi yapılıyor?

Bilboardlara asılan adayların fotoğraflarının yüz kısımlarına tam da gözlerinin üzerine yapışkanlı kağıt yapıştırıp adayın görüntüsünü bozuyorlar.

Bu hiç etik bir hareket değil.

Turgut Özal bulvarındaki bilboardlarda bunu gördük.

Aday resmen kör edilmiş gibi.

Şunun şurasında seçimlere bir hafta kala bunu yapmak kabul edilir bir şey değil.

Onun için bunu çocuklar yapıyorsa hani bir şey diyemeyiz de, eğer aynı şey birileri tarafından bilinçli olarak yaptırılıyorsa o zaman ayıp edildiğini de söylememiz gerek…