AK Parti'nin sıradışı Milletvekili adayı 14 Mayıs seçimi öncesi ekonomiden, sivil topluma, Kürt sorunundan, AK Parti HÜDAPAR ilişkisine kadar her konuda çok samimi görüşlerini Melek Barış'a anlattı.
'Ben siyaseti çok bilmiyorum ama bana gelen talepler ya tayin, ya iş, yada silah ruhsatı. Biz bu kadar mıyız? Bu kentte siyasilerden bunu mu bekliyoruz. Bütün beklenti buysa ben siyaset yapmam. Bana projelerle gelinsin' diyen Nasıroğlu çok farklı bir profil çiziyor. Bu da onu sıradışı yapıyor.
Ben dinlerken zevk aldım, sizler de okurken çok farklı bulacaksınız.
---Ferhat Nasıroğlu siyasete girdi ama siyaset üstü gibi duruyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz, iş dünyasında çok iyi bir yerdesiniz, siyasete girme düşünceniz nasıl oluştu?
KİMSEYİ ÖTEKİLEŞTİRMEDİK
Rahmetli babam, biz daha 9 yaşında iken bizi işyerine götürüyordu. “Gelin iş hayatını öğrenin, emek nedir, öğrenin” derdi. Bu bizim için kıymetli oldu. Bizim alanımız daha çok teknik gerektiren bir alan olduğundan dolayı babam, “okursanız daha iyi olur, okumazsanız da gelir çalışırsınız” derdi. Sekiz kardeşiz hepimiz de okuduk. İlkokulda sorarlardı ‘ne olacaksınız?’ Ben o zaman bile inşaat mühendisi olacağım derdim. Hedefin varsa başarıya ulaşman da o nispette güzel oluyor. Biz sosyal alanımızı da güçlü tutmaya çalıştık. insanlara dokunmayı da ihmal etmedik. Hangi görüşte, nereli olursa olsun asla ötekileştirmek, kucaklayıcı bir anlayış geliştirdik. Bu yaklaşım toplumun her kesiminden değer gördü. İşinize olan hâkimiyetinizi de gördüklerinde ayrı bir değer kazanıyorsunuz. İnsanların da bir marka değeri vardır o da itibardır. Bizim siyaset üstü görünmemizin temelinde de bu var. Bazen hiç beklemediğiniz bir yerde yetkili biri geliyor, “Ben sizin vermiş olduğunuz bursla okudum” diyor. Küçücük bir dokunuş neler kazandırabiliyor. Dolayısıyla bu bize biraz daha sorumluluk getiriyor ve bir noktadan sonra daha fazla ne yapabilirim diye bir hırs oluşuyor. İşte siyaset bu noktada devreye giriyor. Eğer insan odaklı iyi bir siyasi politika izlerseniz daha fazla hizmet etme imkânına sahip olursunuz.
TOPLUMU AVUÇ AÇAN DURUMA GETİRMEMEMİZ LAZIM
Kenar mahallelerdeki yoksul insanlara giderim. Öyle durumlar var ki, insanın içi acıyor. İnsanların avuç açması, el uzatması beni üzüyor, bu duruma getirmememiz lazım. Bir insanın eli çalışmaktan parçalansın fakat kolaycılıktan kaçınsın. Toplumu buna alıştırabilirsek işte biz o zaman büyürüz. Kendine güvenen bir gençlik bir aile yaratabilmek için istihdam alanlarını çoğaltmak gerekiyor. Ne yazık ki, yanlış yolda ilerleyen çocuk sayısı arttı. İş adamı kimliğimin yanına siyasi kimliğimi de kattığımda Batman'a daha çok şey kazandıracağıma inanıyorum, işte bu sebeple siyasete girdim. Siyasi söylemlerden çok ele avuca sığacak, yapabileceğim şeyleri söylüyorum. Ben siyaset adamı değilim, siyasi de konuşmuyorum.
---Ferhat Nasıroğlu’nun gelecekte Batman için öngörüleri nelerdir. Batman'da neleri değiştirmek istiyorsunuz, nasıl bir Batman hayal ediyorsunuz? İş dünyasından gelen bir kimlik olarak Batman'ın istihdamına ve ekonomisine nasıl katma değerler yapmak istiyorsunuz?
BATMAN ÜRETİMDE CAZİBE MERKEZİ OLACAK
Yatırımı iyi bildiğim için daha çok o alanla ilgilendim. Bizim organize sanayi bölgesinde 13 bine yakın insan çalışıyor. İlk hedefim buna benzer 3 yeni OSB daha oluşturmak. Bedyan'da 5.500, Çinerya'da 3.600 ve Samanyolu da 1600 dönüm arazide şimdiki mevcut OSB’nin 3 katı yeni Organize Sanayi Bölgesi alanı tahsis ediyoruz. Bu alanlarda kurulacak OSB faaliyete geçtiğinde mevcut OSB’de çalışan sayısına ilave olarak en az 40 bin kişiye yeni iş kapısı açıyoruz. Batman üretimde istihdamda sanayileşmede cazibe merkezi olacak.
---Bu üst lige nasıl çıkacağız?
BATMAN MÜTEŞEBBİSLİK RUHUNA SAHİP
Önce mekânı hazırlayacağız. Batman'daki kardeşlerimizi yatırım yapmaya teşvik edeceğiz. OSB’de bulunan bir tekstil birkaç sene öncesine kadar İstanbul'da merdiven altı üretim yapıyorken, şimdi 500 kişiyi çalıştıracak potansiyele dönüşmüş durumda. Bunun bir üstü entegre tesistir, fabrikadır, kendi markasını yaratmasıdır. Batman kozmopolitik bir yapıya sahip olmasına rağmen en büyük avantajı müteşebbislik ruhuna sahip olmasıdır. Bizim bunu bir üst lige çıkarmamız lazım. Belki büyük sermayedarlarımız yok ama onları bir araya getirebilirsek katma değeri yüksek entegre tesisler kurabiliriz. Alçı fabrikasını farklı sektörlerden gelen 10 iş insanı ile kurduk, 18 senedir devam ediyor ve 7 fabrikaya çıktı. Kuralı, kaideyi düzgün kurarsanız herkes memnun kalır. Bu anlayışın Batman'da biraz daha yaygınlaşması gerekiyor.
YOL BİZİM İŞİMİZ
Diyarbakır, Mardin ve Siirt istikametindeki tüm şehirlerarası yol projelerini bitireceğiz. Şehir girişi bağlantıları ve çevre yolu güzergâhlarını en kısa sürede tamamlayacağız. Bunlar çözülmeyecek şeyler değil, şimdiye kadar neden çözülmediğini anlamış da değilim.
BATMAN PETROKİMYA ALANINDA HAMLE YAPACAK
Petrolün başkentiyiz diye övünüyoruz ama özel sektörün petrolle ilgili bir tane yatırımı yok. En büyük hedeflerimden biri iş adamlarını bir araya getirip petrokimya alanında yatırım yapmak, zaten yatırıma bir başladınız mı yatırımcının durma şansı yok. Sürekli büyümek, çağın gereğine göre üretmek zorunda. İnanıyorum ki, Batman petrokimya alanında inanılmaz bir hamle yapacak.
BAZI GENÇLER DE HAYAL KURSUN
Genç nüfusumuz var diye övünüyoruz ama onları sokaktan çekebilmek için istihdam yaratmak lazım. Geçen gün bir internet kafeye gittim. Gençler oturmuş oyun oynuyor, onlarla biraz sohbet ettim, oynadıkları oyunun internetten bir piyasa değerine bakalım dedik. Piyasa değeri 384 milyar. Gençlere dedim ki, ben bunu oynayan değil üreten bir gençlik istiyorum. Bunun için yapay zekayı, bilgisayarı, yazılımı bilecek bir gençlik gerekiyor ve bu da elimizde var. Gençleri bu alana kanalize etmeliyiz. Bir bilim merkezi kuruyoruz. Çocuklarımıza okuyun iyi adam olun diyoruz ama bizim de balık tutmasını öğretmemiz lazım. Teknoloji bağımlılığını kullanıcı olmaktan üretici olmaya çevirmeli. Benim hayalim gençleri bu alanda bir araya getirip şirket kurmalarını, program üretmelerini sağlamak. Bilim merkezinde fikir üretmelerini sağlamak. Hepsinin doktor veya mühendis olmalarına gerek yok, bazıları da hayal kursun. Biz bunu başardığımızda Batman bilişimde merkez olur.
---Batman, ülkemizin en önemli bilim teknoloji araştırma ve geliştirme merkezi olacaktır. Gençlerimiz yapay zeka, ileri düzeyde makine öğrenimi, akıllı uygulamalar, virtual reality, digital twin, Blockchain, Metaverse gibi alanlarda geleceğin mesleklerini öğrenecek ve Batman çok yakın tarihte dijital üretim üssü haline gelecektir düşüncesiyle başlatmış olduğunuz bilim merkezi fikri nasıl oluştu?
GENÇLER PROJE ÜRETMELİ
İki sene önce vali, kentin dinamikleri, iş dünyasından insanlar, kurum yetkililerinin olduğu bir sohbet ortamında; Batman’da internet kafelere yapılan baskında 70 gencin gözaltına alındığı konuşuldu. Meğer kredi kartı kalpazanlığı yapıyorlarmış. Şimdi Batman'da bunu yapan 70 kişi var mı, diye sordum, ‘var’ dediler. Dedim ben zaten bunları arıyorum. Bu çocuklarda kafa var fakat olumlu yöne kanalize etmek lazım. Bilim merkezi düşüncem oradan oluştu. Bu siyasetle gelen bir düşünce değil. Amacım gençliği dijital alanda proje üreten potansiyele çevirmek. Bir şeye inanarak girersen başarılı olursun. Batman'ın genç nüfusu en büyük gücümüzdür. Gençlerimizi dijital ürünlerin kullanıcısı değil de üreteni olmasını sağlamak için bu merkezi kuruyoruz.
GELENEKSEL DAR BİR KALIBA SIKIŞIYORUZ
Kadın merkezlerinde son derece güzel şeyler üretiliyor fakat günün sonunda bir şey kazanamıyorlar. Satış pazarlama ağını oluşturmazsanız hiçbir ürün rağbet görmez. İşte burada hem bu gençliğe görev düşecek hem de bilgi ve tecrübemizi o alana kanalize edeceğiz. Burada üretilen bir ürün Amerika'da, İngiltere'de, Almanya'da, Fransa'da satılıyor olması lazım. Bunu da dijital teknoloji ile güçlendireceksiniz. Biz o koordinasyonu sağlayacağız ama üretimi de çağın gerektirdiği ürünlere dönüştürmek lazım. Mezopotamya medeniyetin beşiği, buna göre üretilen ürünler dünyanın her yerinde rağbet görür. Global sanal alışveriş platformlarında, otantik yerel ürünlerin satışı önemli bir paya sahip. Batman'ın da pay alabilmesi için kadınlarımızı üretim odaklı eğiteceğiz. Lojistik ağ zincirini kuracak bir ekosistem kuruyoruz. Ufkumuzu büyütmek lazım ne yazık ki, geleneksel dar bir kalıba sıkıştırıyoruz kendimizi.
HER ŞEYİ BİRİNDEN BEKLEMEK DOĞRU DEĞİL
Bir şey yapmak istiyorsak aynanın karşısına geçeceğiz, ‘ben bunu yapmak istiyorum’ diyeceğiz ve aynada gördüğümüz kendimize de bunu yapacak olan sensin diyeceğiz. Her şeyi devletten ya da başkasından beklemek doğru değil, böyle bir hayat yok. Ticari hayatımızda 1985 yılında şöyle bir fırsat geçti elimize. O zaman Türkiye Petrolleri boru hattı inşaatını yapıyordu ve yörede firma yoktu. Önce o işin nasıl yapıldığını öğrendik, bugün dünyada ilk 100 Türkiye’de ilk 3 firma ve ‘en’lerin içerisindeyiz. Bu kendi kendine olmuyor çok çalışma ve mücadele gerektiriyor. O günün koşullarında gelen o fırsatı değerlendirdik. Biz sıfırdan geldik, dünyanın ‘en’leri içerisine girdiysek bunu herkes yapabilir.
ÇAYIN TAŞI İLE ÇAYIN KUŞU VURULMAZ
Tıp fakültesi isterim demekle olmuyor. Batman Üniversitesi kurulurken önce üniversite yerleşkesinin yerini tespit ettik, Batmanlılar olarak bir dernek kurduk ve orada bir fakülte yaptık. Necat Nasıroğlu Mimarlık Fakültesi. Batmanlı iş adamlarından da bir miktar destek aldık fen edebiyat fakültesini kurduk, arkasından da üniversite geldi. Tıp Fakültesi noktasında da bunu yapmamız lazım. Üniversiteye bağlı bir Tıp Fakültesi kurmak istiyorsak, kentin sahipleri elini taşın altına koyup bu projeyi başlatacak. Biz ilk adım olarak diş hekimliği fakültesini kuruyoruz. Batman'da hemşerilerim implant başta olmak üzere İleri düzey diş tedavileri için başka şehirlere gitmeyecek. Çocuklar gibi, ‘isterim gelmeyince ağlarım’ anlayışının bu kenti terk etmesi lazım. Sorumluluğumuzu iyi bileceğiz ki, attığımız adımlar yerini bulsun. Çayın taşı ile çayın kuşunu vurmak olmaz.
BU KENTİ SAHİPLENEN YOK
Bu kenti sahiplenen basın da yok, iş insanı da yok, bürokratı da yok, siyasetçisi de yok. Bizim kimseyi ötekileştirmeden kenara itmeden bu kenti sahiplenmemiz lazım. Bu kentte öyle çok sivil toplum kuruluşu var ki, onun da artık tadı kaçmış. Ciddi kurumlar, ses getirecek sivil toplum kuruluşları ve siyasetin de birbirine tahammül edecek duruma gelmesi lazım. Görüşü ne olursa olsun insanların ötekileştirilmeden birbirine tahammül etmesi lazım. Kendinizi dar bir alana hapsederseniz siyasette hiçbir şey yapamazsınız.
---Kabul edelimki, Türkiye’de siyasette kullanılan dil nefret dili içeriyor. Siz siyasette nasıl bir dil oluşturulması gerektiğine inanıyorsunuz?
BU SÜRECİ İNCİTMEDEN YÖNETEBİLİRSEK ÇOK İYİ OLACAK
Üreten insan zaten bunu yapmaz. Belki AK Parti'nin çok eleştirilecek tarafı var ama elimizi vicdanımıza koyalım, 2002 yılından bu bugüne kadar inanılmaz şeyler yaptı. İçlerinden bazıları bazı yanlışlıklar yapmış olabilir, bununla ilgili bir şey diyemem ama geneline baktığımızda bu ülkeye çok değer kattılar. Sayın Cumhurbaşkanı çalışmalarıyla dünyada ses getiren bir lider. Tabii bu anlayışı şöyle de taçlandırmak lazım, 20 yıl iktidarda olacaksınız ve hala 1. Partisiniz. Demek ki iyi şeyler yapıyorsunuz insanlar hala teveccüh ediyor. Akdeniz'de doğalgaz, Gabar'da Petrol buluyoruz. Akdeniz'de petrol çıkaracağız her geçen gün üretimimiz artıyor. Türkiye sınırlarını zorluyor ve diyor ki artık ben eski Türkiye değilim, arabasını da silahını da üretiyor, kendi gemisiyle sondaj yapıyor. Böyle olunca birileri cephe oluşturuyor. Bu cephe ile de ittifak eden içten birileri var. Belki hayatında bir kere bile bir araya gelemeyecek gruplar bir bakıyorsunuz ki, karşı cepheyi oluşturuyor. Bu hoş değil ama realite bu. Dolayısıyla bu süreci incitmeden yönetebilirsek çok iyi olacak. Benim Batman'da konsantre olduğum alan belli insanlara ulaşmak, elinden tutmak ve geleceğe hazırlama konusunda kendime misyon edindim. Ben o alana daha çok ilgi duyuyorum ve o alanda da başarılı olacağıma inanıyorum
---Sayın Cumhurbaşkanı Diyarbakır ziyaretinde, ‘Topyekûn yeni, demokratik, sivil bir anayasayı mutlaka yapmalıyız’ gibi önemli bir cümle kullandı. Bu bütün sorunları içeren bir şeydir aslında. Çünkü Türkiye’nin sorunu demokrasi sorunudur. Kürtlerin de sorunu, Alevilerin de sorunu, farklı kesimlerin de sorunu daha çok demokrasi sorunudur, evrensel değerlerdir. Siz ne düşünüyorsunuz?
UZATILAN EL HAVADA KALDI
Sayın Cumhurbaşkanımızın çok samimi olduğuna inanıyorum. Bunu konuşmasında da hissettiriyor zaten. Tabi bazen sizin dışınızda bazı şeyler gelişebiliyor. Mesela çözüm sürecinde son derece samimi olduğuna inanıyorum fakat muhataplarınız eğer samimi değilse çözüm üreteceğiniz insanlar karşınızda ve farklı bir programın içerisinde ise o zaman sonuç alamıyorsunuz. Bu hayatın her alanında da geçerlidir. Samimiyet, iyi bir ekip ve koordinasyon ile beraber olursa çözüm olur. Ben inanıyorum yeni sivil anayasayı da Kürt meselesini de çözecek olan yine Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bizim de destek olmamız lazım. Çözüm üretecek olanda bizleriz. Sayın Cumhurbaşkanımızın uzattığı eli havada bırakmamız lazım. Bizim kültürümüzde bunun olmaması gerekiyor. Siz düşmanınıza bile elinizi uzattığınızda onurlu bir düşmansa elini uzatması gerekir fakat o el havada kaldı. Ayrıştıran ötekileştiren bir çözüm olmaz, kendinizi dar kalıplara, ideolojilere hapsettiğinizde çözümleyici değilsinizdir.
---14 Mayıs sürecinde AK Partinin Batman merkez ve genelinde ne kadar oy alacağını düşünüyorsunuz?
SİYASETTE HEDEFLERİMİZ BÜYÜK
Batman'a da inanıyorum ki, dokunduğumuz her kesimde bize karşı bir teveccüh var. Bunu hissettim. İnsanlara bir umut veriyoruz. Bize verilecek her oy Batman'ın çocuklarımızın, gençlerimizin geleceği için faydaya dönecek bir oydur. Batman'ın iyi bir teveccüh göstereceğine inanıyorum, bunu bir yarış veya bir toto oynamak gibi rakamla konuşmak istemiyorum şık da olmaz. Ancak bilimsel veriler geldiğinde konuşurum, onunla ilgili de bir çalışmamız var. Batman'dan iyi bir sonuç çıkacağına inanıyoruz.
---Sayın Erdoğan 1. turda Cumhurbaşkanı seçilir mi?
Seçilme olasılığı yüksek. Şimdi şöyle bir gerçek de var, bu kadar asrın felaketini yaşamışız, ekonomideki olumsuzluklara rağmen her hafta çıkan anket sonuçlarında Cumhurbaşkanımızın oyu yükseliyor ve 1. Parti konumunda. İnancım odur ki, her halükarda seçilecektir. 1. turda seçilme olasılığı çok yüksek fakat ikincisinde kesindir, buna %100 inanıyorum. Kime sorarsan tabi ki ‘Ben’ diyor. Memleket için hayırlısı ne ise o olsun.
---Peki siz ne diyorsunuz?
Ben, 'biz' diyorum.
---HÜDA-PAR, AK Parti’ye bu kentte kaybettirir diye konuşuluyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
KEŞKE DAĞA ÇIKAN BU KADAR GENCİMİZ ÖLMESEYDİ
Siyaset kucaklayıcı olmalı. Ötekileştirdiğinizde, uzaklaştırdığımızda illegal hareketlerle karşılaşıyorsunuz. Keşke dağa çıkan bu kadar gencimiz ölmeseydi. Dağa çıkan gençlerimizin elinde silah yerine kalemi ile bilgisayarın başındaki kişi olsaydı. Siyaseti silahlı gücün gölgesinde yapmasalardı o zaman daha onurlu siyaset olurdu. HÜDA-PAR için geçmişte bir takım izlerin etkisinin hala olduğu söyleniyor ama ben buna inanmıyorum. Eğer genel başkanı ve bütün yöneticileriyle ‘biz siyaset sahnesinde onurlu bir siyaset istiyoruz’ diyorsa bu inanca saygı duymak lazım. Sayın Cumhurbaşkanının yaptığı son derece onurlu ve kucaklayıcı bir davranıştır. Ben geçmişteki ideolojinin bugün olmadığına inanıyorum, ortada samimiyet var.
---Batman’da Devlet kurumlarında görev yapan yöneticilerin çoğunda ‘benim görev yerim değişecek mi acaba’ diye bir kaygı var. Seçildiğiniz takdirde nasıl bir yol izlemeyi düşünüyorsunuz?
TAKIM RUHU OLMALI
Benim anlayışımda takım ruhu var. Tüm kurumlarda yetkililerde liyakata önem verirsiniz, liyakat sahibi bir insana da yetki verirsiniz. Biz daha çok buna dikkat edeceğiz. Kurumlarda liderlik edebilecek, alanında kendini kanıtlamış, o işi layıkıyla yapacak kişiler olmalı. Ben asla bir kurumdan yöneticinin gelip iş yapması için benden icazet almasını beklemem, istemem de. Herkes kendi işini yapacak ama biz de kimin gerçekte hizmet edip etmediğini, vatandaşın memnun olup olmadığını, yapılan işlerin doğru olup olmadığı hususunda bir denetim mekanizması görevi göreceğiz. Kurum yetkililerine bir işi yapabilme yetkisi vereceksiniz. Bu kentin sahiplerinin kurumlarını da sahiplenmesi lazım, devamlı şikayet şikayet olmaz. Mütemadiyen bir kötüleme var peki iyisi nedir. Önce bir iyisini söyle ki kötüye de bir çare bulalım. Hiçbir şey üretmeden her şeyi kötülemek de çözüm değil. Basın da bu yanlışa düşüyor. Basın bir toplumun aynasıdır, küçücük bir meseleyi devasa haline getiriyor, Batman'a en büyük zararı veriyor. Biz güzel şeyleri de ödüllendirmeliyiz. Ben siyaseti çok bilmiyorum ama bana gelen talepler ya tayin ya iş ya silah ruhsatı. Biz bu kadar mıyız? Bu kentte siyasilerden sadece bunu mu bekliyoruz. O zaman siyaset yapmak çok kolay, ‘onu oradan al, buraya ver’ bütün talepler böyle. Bütün sorun buysa ben siyaseti yapmam. Bana bu kentin menfaatine olacak projelerle gelinsin.
FERHAT NASIROĞLU VE BİR KAHVE MOLASI
---Seçmenlere ne iletmek istersiniz?
Kalbinizin sesini dinleyin, çocuklarınızın geleceğini düşünün derim.
---Kendinizi nasıl tanımlarsınız?
En zor soru herhalde bu diyebilirim. Ben kendimi çalışkan, işini severek yapan, hayata pozitif bakan bir insan olarak görüyorum. Bardağın dolu tarafı ile ilgileniyorum.
---Nelere kızarsınız mesela?
Kolaycılık. Olmadık şeyleri talep eden, avuç açan, kendini acındıran anlayışa kızıyorum.
---Kendinizi başarılı buluyor musunuz?
Fena değilimdir. Çalıştığımız firmaları ‘en’ler içerisine koyduğumuzda göre bunun karşılığı başarı olsa gerek.
---Yaşamınız boyunca öğrendiğiniz ve herkesin bilmesinde yarar gördüğünüz bir hayat tecrübesi?
Hayat, dersini herkesten daha fazla ve iyi çalışmakla başarılı olur. Bir de oturduğunuzda çok iyi bir dinleyici olmalısınız. Nihai kararda bir dinleyici doğru kararı verir. Duygularımızdan çok beynimizi konuşturmak gerekiyor.
---Korkularınız var mı?
Kalp kırmaktan korkarım. Çünkü bazen kırıyorum, İş dünyasında bu oluyor, iyi bir yöneticinin bazen bunu yapması gerekiyor.
---Hangi cümleyi ya da kelimeyi insanlar daha sık söylesin istersiniz?
Maharet iltifata tabidir
---Biyografinizi yazsanız adı ne olurdu?
Çalışmak
---Hayat felsefenizi hangi slogan özetler?
Hedefi hep yüksek tutmak başarı getirir
---Sizi en çok ne utandırır?
Hak etmediğim aşırı bir iltifat aldığımda, el pençe divan durulduğunda bu durumlardan olabildiğince rahatsızlık duyuyorum ve utanıyorum
---Başınıza gelebilecek en kötü şey nedir?
Başarısızlık
---Size neler çok keyif verir?
Gençlerle oturmak, tartışmak, hiç kimsenin hayal edemediği şeyleri hayal etmek ve onu neticeye ulaştırmak
---Nelerden dolayı çaresiz hissedersiniz?
Allah'a inanıyoruz, oradan gelen afetlere ve ölüme karşı çaresiz kalıyoruz
---Neler için özür dilersiniz?
Birini üzdüğümde, haksızlık yaptığımda, kalp kırdığımda özür diliyorum
---Hangi hataları kolayca affedebilirsiniz?
Bir şeyi yaparken art niyet olmaması halindekileri affederim
--Hayatınızın en olumlu kararı?
İşimi ve eşimi seçerken verdiğim karar
---Size en çok güven veren insanın özellikleri?
Samimiyet. Bu konuda sezgilerim,öngörüm iyidir
---Size en fazla keyif veren kötü huyunuz?
Sigara ve bir iş yaparken detaya girmek
---Hangi mesleği yapmak istemezsiniz?
İnsanı inciten, zarar veren, yaralayan ve onuruna dokunan bir mesleği yapmak istemem. Esrar satana göre de o bir meslektir ama öyle bir şeyi asla yapmak istemem.
---Heyecanınızı ne öldürür?
Art niyet
En sevmediğiniz ulaşım aracı?
Gemi
---Düzenli olarak yaptığınız bir spor?
Fırsat buldukça tenis oynarım
---Hangi takımı tutuyorsunuz?
Petrolspor
---Sizi en çok ne heyecanlandırır?
Başarılı bir işe imza atmak
---Sizi en çok ne kızdırır?
Yalan-iftira
---Para kazanmak zorunda olmasaydınız hayatta ne yapardınız?
Yine çalışırdım. Şu anda paraya ihtiyacım yok ama herkesten fazla çalışıyorum.
---Daha çok nasıl giyinirsiniz?
Klasik
---Yakın bir arkadaşınız kanunsuz bir iş yapsa polisi arar mısınız?
Polisten ziyade o kanunsuz şeyi yapmasını engellerim
---Politikacılara güveniyor musunuz?
Evet
---Yaşayamadığınız için pişmanlık duyduğunuz ne var?
Saz çalmak isterdim